Nazım Alpman
Gözyaşı renkleri
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan 19 Eylül 2017 Salı günü New York'ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda konuştu. Çok güzel mesajlar verdi. Zulme uğrayan ulusların durumuna dikkat çekti. Dünyanın kayıtsızlığını eleştirdi. Sonra da son derece veciz bir cümle ile dedi ki:
-Gözlerimiz, tenlerimiz farklı olsa da gözyaşlarımızın renkleri aynıdır!
Gerçekten de ayakta alkışlanacak bir vurgu bu!
Erdoğan, insan hakları savunma konuşmasını New York'ta yaptı. Güney Asya'daki dram için Arakan Müslümanlarının uğradığı insanlık dışı saldırıları gündeme getirdi.
Oradaki insanların gözleri, tenleri farklı renkteydi.
Fakat, gözyaşları tıpkı dünyanın diğer bölgelerindeki gibiydi, onlarla aynı renkteydi.
Arakan'daki gözyaşlarının rengi acaba Sur'dakilerle de aynı mıydı?
Soma'da, Nusaybin'de, Yüksekova'da, Cizre'de, 10 Ekim Ankara'sında acaba farklı mıydı?
Dünyada artık hiçbir şey gizli kalmıyor. Herkes her şeyi görüyor, öğreniyor, biliyor.
Onun için sadece konuşmak yetmiyor.
Bir şeyler yapmak de gerekiyor.
***
Eski Musul Başkonsolosu olan CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz önceki gün Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler temaslarını değerlendiren bir basın toplantısı yaptı. Çok önemli bir iddiada bulundu:
-Dünya'da hiçbir lider, Cumhurbaşkanı ile görüşmek istemiyor. İtibarımız eriyor.
Temasların tümü bittiğinde daha derli toplu bir bilanço çıkarılacaktır. Ancak şu var; 2004 ile 2010 arasındaki Erdoğan ile 2014 sonrası Erdoğan arasında diplomatik alanda büyük bir fark oluştuğu kabul ediliyor.
Bir devletin itibarıyla devlet başkanının itibarı arasında doğru orantı vardır.
Devletin itibarıyla insan hakları arasında da sıkı ilişkiler söz konusudur. Tıpkı basın özgürlüğü, demokrasi, bağımsız yargıda olduğu gibi.
Sorarlar sana "ülkende, hapiste gazeteci var mı?" diye, eğer sen "Ooo istemediğin kadar" dersen, itibarın yükselmez, tersine irtifa kaybeder...
İşçiler grev yapabiliyorlar mı?
OHAL ile grevleri yasaklıyoruz!
İtibarın birkaç basamak daha aşağıya iner.
Peki serbest seçimler yapılıyor, sonuçlarına da saygı gösteriyor musunuz?
Biz kazanırsak evet, onlar kazanırsa görevden alıyoruz.
Yerel yönetimler demokrasinin en temel ölçütüdür. Seçilmiş başkanları görevden alıp cezaevine atıyorsan, itibarın aynı hızla inmeye devam edecektir.
Sadece devletteki işine dönmek için açlık grevi yapan iki insanı hiçbir inandırıcılığı olmayan "güvenlik gücümüz yetersiz" gerekçesiyle duruşmaya getirmeyip, sonra da "savunma yapmadılar" diye tutuklu kalmalarına olarak sağlarsan itibarın azalmaya devam eder.
Benzeri örnekler o kadar çok ki, yazmakla bitecek gibi değil. Hepsinin yönü aynı... Olumsuzluklar zirvesi oluşturuyorlar.
İtibarınız indikçe iniyor.
Geliyorsunuz bakıyorsunuz New York'tasınız:
-Gözyaşın rengi yoktur!