Gazetecilerin gözaltına alınma haberlerinin alternatif medyada yeterince yer almamasından yakınan Bildirici, bu durumun medya içinde bir bütünsellik oluşmasını engellediğinin altını çizdi.
Bizim şiarımız 'bir lokma bir hırka' olarak milletimizin kalplerinde yer etmiştir. Öyle geldik, öyle de… Gideceğiz demek istemiyorum. Hatta hiç gitmek istemiyorum!
Cumhurbaşkanı burada 'yerli-milli' değil de uluslararası alacaklı takım içinde konuşlanmış gibi oldu ama onun kişisel tarihinde bu türden 180 derecelik 'küçük' sapmalar yaşanabiliyor.
İktidar ve çevresinde yer alanların büyük çoğunluğu zengin oldular. Bir zenginlik rejimi olarak demokrasinin bütün nimetlerinden istifade edebiliyorlar.
Ajda şarkılı her eylem polis taarruzuna uğruyor. Ara sıra alanlarda şarkılarıyla direnen hemcinslerine sıcak bir selam bile yollasa Ajda tarihi bir final yapabilirdi.
Sezgin Baran Korkmaz skandalı çok sıcak gelişen bir yeni halka. Bütün bu kirli işlerin ortasında bulunan isimler oldukları yerde duruyorlar. Ama AKP’nin oyları aynı yerde durmuyor.
Gazetelerini ve televizyonlarını 'silah gibi' kullananların tümü mutlu sona ulaşamadı.
Şimdi Hasan Saltık olmadan yapılabilecek bir iş var: Dersim’de bir Hasan Saltık Müzesi oluşturmak!
Cinayetlerin nasıl işlendiğini Korkut Eken açıkça söyledi. Devletin adı kirlenmesin diye bazı işlerde 'elemanlar' kullanılırmış! Onun 'iş' dediği şey cinayet!..
İçinde bulunduğumuz günler bu tezin en parlak örneklerini sergiliyor. Mafya dili siyasetin ortasına yerleşiyor.
Sedat Peker seri video kayıtlarıyla iktidarı salıncak gibi sallıyor. Anlattıkları bizim gibi 'deneyimli' Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını şaşırtmıyor.
Suçlularca zayıflatılmış devletin gücü de kendiliğinden ortaya çıkar. İşte Sedat Peker’in üç videosuyla 'güçlü' devleti ne hale geldiğini gördük!
İmamoğlu soruşturma hakkında bilirkişi isteyip, konunun Fatih Sultan Mehmet’e de sorulup onun görüşlerinin alınmasını isteyebilir.
Covid-19 salgını için 17 günlük tam kapanma kararının içine 'alkol yasağı' da eklenince Orhan Duru’nun 'fantastik' öyküsünün içine düşmüş gibi oluverdik.
Sabah kuşağında ekrana gelen, Alpman'ın gazete manşetlerini yorumladığı ve canlı yayında konuklarını ağırladığı program, bugün 1000. kez izleyicisiyle buluştu.
İktidar medyayı tamamen kendine bağımlı hale getirdikçe, AKP’nin de işleri yolunda gitmez oldu.
Ülke yangın yeri gibiydi. Kendisi de bu yangının ortasında kalakalmıştı. Nereye gideceğini bilemez halde amaçsızca yürüyordu.
İktidarda bulunanların tümü yerli yerinde oturuyor, ama biz askeri 'darbe olmuş gibi' yazılar yazacağız.
Muhalefet tüm gücüyle yüklenince AKP cenahı geri adım atar gibi yaptı. Ayvatoğlu’nu işten attıklarını açıkladılar. Neyse ki, AKP TBMM Grup Başkan Vekili Mahir Ünal yüreklere su serpti.
Ama ne yapsalar olmadı. Kürtleri iradeleri dışında davranmaya razı edemediler. Yani teslim alamadılar!
AKP yeni demokrasi anlayışıyla ülkede doğu-batı ayrımını ortadan kaldırdı. Doğuda ne yaşanıyorsa batıda da aynısı yaşanacaktı.
Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, 'birkaç müjde verebilirim' diyerek, bölgedeki tiyatroların yeniden hayata kazandırıldığını söyledi.
Sağ partiler arasındaki 'anti-demokrasi yarışı' dolu dizgin sürüyor.
Şimdiye kadar yapılanlara bakarak umutsuzca “Yürü anca gidersin” demek doğru olmaz. Tabii ki iktidar da böylesi büyük projelerin arkasını getirmek durumunda hissetmeli kendisini.
İktidara geldiğinden bu yana sürekli yeni siyaset pencereleri açan AKP, Covid-19 salgınında kongreler toplayarak bu özelliğini bir kez daha ortaya koydu: Lebaleb Demokrasi!..
Bir patron beğenmediği işçiyi/çalışanın karşısına geçip, 'KOD-29' dedi mi, önünde hiçbir engel kalmadan yıllardır işyerinde çalışan kişiyi kapının önüne koyabiliyordu.
Recep Tayyip Erdoğan bir zamanlar Sevgililer Günü konusunda çok duyarlıydı.
Kabul etmek gerekiyor. AKP’de bitmek bilmeyen bir vizyon ruhu var. Gelecek haftaya yeni bir vizyonda buluşmak üzere bir kez daha alkışlar eşliğinde...
Başbakan ve bakanlar kurulunun diğer üyeleri, parlamentodan “güven oyu” aldıktan sonra “biz artık bütün ülkenin hükümetiyiz” diyorlar:
'Bu adam yüzde yüz Türk yahu!' Herhangi bir 'kanı bozukluk' tespit edemedikleri bir komünist karşısında polislerin yaşadığı kızgınlığı anlatırken gülmekten kendini alamıyordu Emin Hoca
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.