‘Erdoğan herkesi Kürt yaptı!’

AKP yeni demokrasi anlayışıyla ülkede doğu-batı ayrımını ortadan kaldırdı. Doğuda ne yaşanıyorsa batıda da aynısı yaşanacaktı.

Bizim gibi memleketlerde siyasetin ilk adımı "inanılmaz" bir olguya kuluçkadır:

-Bölünmez birlik ve beraberliğimiz tesisi konusunda hiç kimseyi dışlamadan herkesi kucaklayacağız!

Gerçekten de "inanılmaz" bir vaattir… Bu yüzden de aklı yetenlerin büyük bir ekseriyeti buna inanmaz.

Yukarıdaki vaadin önünde bir başka inanılmazlık vurgusu yer alır:

-Birlik ve beraberliğe her zamankinden çok ihtiyacımız olan bugünlerde…

Neden her zamankinden çok? Birlik ve beraberliğe her zamankinden "az olan günler" hangileridir? Menkul değerler borsalarındaki gibi yükselip alçalabiliyor mu?

Sorgulanması hoş karşılanmayan, kerameti kendinden menkul bir değer olarak işlevselliğini sürdürüp durdu.

Yakın tarih boyunca "Birlik ve beraberlik" nutukları yükseldikçe memleketin tamamında gözler "bölgeye" dönerdi:

-Yine bu Kürtler rahat durmuyor galiba!

Ardından da bilinen tanıdık gelişmeler meydana gelirdi.

Sokağa çıkma yasakları, köy boşaltmalar, taş atan çocuklar…

İki üç ana grupta toplanan yaygın medya operasyon birlikleriyle beraber gerekli algıyı memleket geneline yaymanın "onurunu" yaşardı.

Bu kıvamdaki medyanın içinde barınabilen sahici gazetecilerin, acı gerçek haberleri gazete sütunları arasında kendine yer bulunca, yaygın basının baygın bireyleri kendilerini avutacak harika gerekçeler icat ederlerdi:

-Çocukları da ortalıkta bırakmasalar yani değil mi?

Başka bahaneler de üretilirdi. Sonunda hep aynı noktaya varılırdı:

-Alavere dalavere Kürt Memet nöbete!

Kürtler bölgede yaşadıkları mağduriyetleriyle baş başa kalırlar, olaylar "karanlık güçlere" atfen tarihe havale edilir, unutulup giderdi.

Kürtlerin makus talihi, ülkeye yepyeni bir demokrasi anlayışı getirmek vaadiyle iktidara gelen AKP ile değişti. Bu yeni AKP demokrasinin en temel özelliği olan "EŞİTLİK" ilkesi ülkenin geneline yayıldı.

Hak, hukuk, adalet, ifade özgürlüğü gibi sorunlar sadece Kürtlerin yaşadığı "talihsizlikler" olarak kalmadı. Aynısını tıpkısı Batı şehirlerinde yaşayanlara da takdim edildi.

Eşitlik anlayışının en eşit hali Gezi Parkı'nda sergilendi. Ellerinde kitaplarla, çiçeklerle meydanlara çıkanların gözleri gaz fişekleriyle oyuldu.

O zamana kadar; "güvenlik güçlerinin zırhlı araçlarına taş atan çocuklar" haberlerini gazetelerde okuyup, televizyonlardan izleyenler ülkenin fiili gerçekleri yaşayarak öğrendiler.

AKP yeni demokrasi anlayışıyla ülkede doğu-batı ayrımını ortadan kaldırdı. Doğuda ne yaşanıyorsa batıda da aynısı yaşanacaktı. Mesela Kürt Selahattin (Demirtaş) nasıl haksız yere hapis yatıyorsa, Türk Osman da (Kavala) aynı şekilde demir parmaklıklar arkasında kalacaktı. Yıllar önceki "vesayet rejiminde" Kürt milletvekili Orhan Doğan nasıl Meclis’ten atılıyorsa, yıllar sonra Türk milletvekili Enis Berberoğlu da demokratik biçimde cezaevine yollanacaktı.

HDP’li milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da 17 Mart 2012 günü AKP’nin yeni demokrasi anlayışının haşmetiyle dokunulmazlık zırhından kurtarıldı!!!

AKP’nin "eşitlik ilkesi" bunu gayet güzel uygulayabiliyordu.

İyimserliği elden bırakmayan bazı Kürtler, AKP demokrasisine şapka çıkartarak "helal olsun valla" diyorlar:

-Tayyip Erdoğan herkesi Kürt yaptı!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Nazım Alpman Arşivi