Uzay yolu heyecan dolu

Kabul etmek gerekiyor. AKP’de bitmek bilmeyen bir vizyon ruhu var. Gelecek haftaya yeni bir vizyonda buluşmak üzere bir kez daha alkışlar eşliğinde...

Ülkemizde yaşamanın benzersiz ayrıcalıklarından biri de sürekli heyecan içinde "acaba yarın gündemde ne var?" kaygısı taşımaktan gün be gün uzaklaşma imkanına kavuşmuş bir topluma doğru sürükleniyor olmaktır.

Herkes bu rahatlığın rehaveti içinde biliyor ki, mutlaka bir şey olacak ve bireysel olarak çok büyük heyecan kasırgası ortalığı darmadağın edecek!

Ülkemizdeki son gündem bombası "Uzay 2023" kodu ile patladı. Van Narkotik Bürosu operasyonlar sonucu ele geçirilmiş uyuşturucu madde paketlerini, okuma-yazmayı yeni öğrenmiş ilkokul çocuklarının coşkusuyla yere dizdi:

"2023 UZAY"

Bu uzun ve zahmetli işi kotarırken tek bir hata yapmamayı da başardı. Dört rakam ve dört harften ibaret olması Uzay 2023 başarısını gölgeleyemez.

Bu heyecan dalgası neyi gösteriyor?

Ülkemiz bir uzay hikayesine karşı açlık içinde kıvranıyordu. Bu konuda geçmişte bazı büyük girişimler olmadı değil.

1970’de Devekuşu Kabare "Astronot Niyazi" adlı oyunu sahneledi. Haldun Taner ve Zeki Alasya’nın yazıp Ahmet Gülhan’ın yönettiği oyun o yıl kapalı gişe oynandı.

1973’te ise Sadri Alışık’ın başrolde oynadığı "Turist Ömer Uzay Yolunda" filmi vizyona girdi. Senaryosunu Ferdi Merter’in yazdığı filmi Hulki Saner çekti.

1982’de Türk milletinin uzay aşkı, bir dünya klasiği olan "Dünyayı Kurtaran Adam" filminde vücut buldu. Hikaye ve senaryosu Cüneyt Arkın tarafından yazılan efsane filmin başrol oyuncusu da yine Cüneyt Arkın idi. Yapımcısı Mehmet Karahafız yönetmeni de Çetin İnanç olarak tarihe geçti.

2000’li yıllarda milletimizi Cem Yılmaz uzaya taşıdı. GORA, AROG ve Arif V 216 filmleri büyük teveccüh gördü.

Van Narkotik Büro'nun heyecanında böylesi bir altyapı vardı.

Ancak "yiğidi öldür ama hakkını yeme" demişler. Şimdiye kadar çevrilmiş hiçbir uzay filmi AKP’nin yarattığı heyecan dalgasının boyutlarına ulaşamadı:

-2023’te Ay’a gideceğiz!

Bütün önemli ve büyük yatırımlarda olduğu gibi projeyi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan açıkladı. Tarihi bir açıklama olduğu için buraya "9 Şubat 2021 Salı günü" diye yazalım. Ankara’da eskisi gibi "kötücül" Cumhurbaşkanlığı muhabirleri olmadığı için şu soru sorulamadı:

-Seçimlerden önce mi gideceksiniz, sonra mı?

Şimdi bazı münafıklar "millet ay sonunu getiremiyor, sen Ay’a gitmekten söz ediyorsun" diyebilirler. Onların haklı olması Uzay Projesi'nin yarattığı heyecan dalgasını dindiremez. Medyanın yüzde 95’i için bu işe bitmiş gözüyle bakılabilir. Böylesine bir inanç ve güven mevcut lidere karşı. Güvenin boyutlarıyla birlikte Ay’a gidiş yollarını Berat Albayrak 31 Mayıs 2018’de Enerji Bakanı kimliğiyle Kocaeli’de dile getirmişti:

-Cumhurbaşkanımız Ay’a dört şeritli yol yapacağım dese seçmenlerimiz inanır!

O güvene "maşallah" dedikten sonra Berat Albayrak’ın özgüvenine de şapka çıkartmamak mümkün değildi o tarihte… Belli ki büyük projeyi hissediyordu.

Ülkemizde uzay projesinden söz edenler sadece iktidar cenahı değildi. 19 Aralık 2016’da İş Yatırım Kuruluşunun 20. Yılı için Türkiye’ye özel bir konuk geldi.

NASA’da gerçekleştirdiği birçok önemli projeyle tanınan, havacılık uzay mühendisi ve Planetary Resources’un CEO’su Chris Lewicki İş Bankasına konuk oldu. Lewicki, yaptığı sunumda uzay madenciliğine dair ufuk açıcı veriler paylaştı.

Uzaydaki astroitlerde (küçük gezegenler) çok zengin maden yatakları vardı. Dünyadaki benzerlerinden 100 ile 1000 kat daha değerliydiler. Bunların sahipleri yoktu. Uzaya ilk gidenler bu madenlerin kullanım haklarına da sahip olacaklardı.

Türkiye’nin madencilik alanında çok maharetli şirketlere sahip olduğu biliniyor. Düşünsenize 1000 kat daha değerli altın, gümüş, demir madeni olduğunu duyduklarında ülkeyi hallaç pamuğu gibi atan firmalar uzaya fırlamazlar mı?

Tabii o astroitlere ilk ulaşanlar, sonradan gelenlerin uzay gemilerini düşürmek için "savunma sistemleri" kurmazlarsa!?.

Kapitalizmin gelişme iştahı herkesin malumu…

Bu "Uzay 2023" projesi öylesine parlak ki, pandemi-mandemi, açlık-maçlık, işsizlik-mişsizlik, enflasyon-memfilasyon gibi "küçük sorunları" bir anda ikinci, hatta on ikinci plana itti.

Kabul etmek gerekiyor. AKP’de bitmek bilmeyen bir vizyon ruhu var. Gelecek haftaya yeni bir vizyonda buluşmak üzere bir kez daha alkışlar eşliğinde hatırlatalım:

-Uzay yolu heyecan dolu!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Nazım Alpman Arşivi