İnternette haber okurken nelere dikkat edeceğiz?

Courrier İnternational (Cİ) dergisinin son çıkan özel sayısının konusu 'Dezenformasyon Çağı'. Yalan Habere karşı global çapta mücadele rehberi…

ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’a yerleştikten sonraki ilk 6 ay içinde, New York Times’ın saptamalarına göre, medyada ve kamuya açık söylev, demeç ve söyleşilerinde tam 115 "Yalan Haber’" söylemiş. Ortalama günde 0.64 yalan haber üretmiş ya da yaygınlaştırmış.

Trump büyük bir ihtimalle, maalesef bizim tanıdığımız bir mevkidaşını çok kıskanıyordur. Çünkü sözkonusu şahsiyet, bu ortalamayı üstelik çok önceden ve büyük ölçüde aşmış durumda.

Aslında 'Fake News'ün tarihi çok eski. İnsanlığın tarihi kadar eski. Adem’le Havva’ya kadar uzanıyor ilk yalan. Mekana ve zamana göre bu yalana farklı etiketler takılmış: Abartma, çarpıtma, dedikodu, söylenti, gizleme, ajitasyon-propaganda, resmi çizgi, devletin âli çıkarı, güvenlik gerekçesi, doğru olmayan bir şey, benim şahsi gerçeğim, alternatif gerçek… vs …

Bugün yalan sanayiinin vardığı aşama, işi teknolojik, görsel, yazılı, söylemsel ve bence en önemlisi iktidar boyutuyla ve kitlesel temelde yaygınlaştırması. Yalan artık hem çok geniş bir alana hem de çok hızlı bir şekilde yayılıyor. Medya yüzünden. Hepimizin cebinde yalan taşıyıcıları/yansıtıcıları var. Hatta öyle ki, yalan artık ciddi bir şekilde gerçekle rekabet ediyor, üstelik de haksız rekabet. Çünkü Yalan Haberin sınıf kökeni iktidar, özellikle de sağcı, faşist, ırkçı, milliyetçi iktidarlar. Yalan Haber mesela Washington’da kallavi ve mebzul miktarda mevcut. Keza Ankara’da da. Londra’da Jeremy Corbin’in İşçi Partisinde ya hiç yoktur Yalan Haber ya da çok çok az. O da kasıttan değil, ihmalden, dikkatsizliktendir mutlaka.

Her hafta dünya basınını tarayıp, en ilginç haber, yorum, söyleşi, makaleleri derleyip Fransızca olarak yayınlayan Cİ dergisi, 74 sayfalık son özel sayısında Yalan Haber konusuna 5 boyuttan bakmış: Üretim, Portre, Tehdit, Suç ortakları ve Mücadele. "ABD’den Endonezya’ya dünya Yalan Haberlerin işgali altında. Yabancı basın Yalan Habere karşı nasıl mücadele edilebileceğini yazıyor’’ altbaşlığı ile yayınlanan özel sayıda, Türkiye’nin adı, e haliyle, birkaç kez geçiyor. Mesela 13. sayfadaki "Dünyanın En Popüler Yalan Haberleri’’ şemasında, 8 büyük yalan haber arasında Türkiye’den de yandaş basında yer alan "Barzani, Netenyahu ile gizlice anlaştı: İsrail’den 200 bin yahudi Kürt, Kürdistan referandumuna katılacak’’ haberi bulunuyor. İlk 8’e girmiş Türkiye…

Bu sayfada Türkçesini yayınladığımız, Yalan Habere karşı mücadele için, derginin 72 ve 73. sayfalarında yer alan şema, işin teknik yanına ışık tutuyor. Kutulardaki EVET ya da HAYIR yanıtlarına göre okları izleyerek yapmamız gerekenler öneriliyor. Dikkat ettiyseniz burada da gazeteciliğin temel ilkesi/yaklaşımı olan soru sormak, doğru zamanda doğru soruyu sormak, gündemde. Ve kaçınılmaz olarak doğru sorulara doğru yanıtları aramak ve bulmak tayin edici.

Ne var ki Yalan Haberle mücadele etmek için tabi ki bu şema tek başına yeterli değil. Neil Postman, Steve Powers’la birlikte kaleme aldığı ve Türkçe çevirisini Aslı Tunç’un yaptığı "Televizyon Haberlerini İzlemek’’ başlıklı 1996’da Kavram yayınlarından çıkan kitabında, yurttaşlara, TV haberlerini izlerken nelere dikkat etmemiz gerektiğini madde madde yazmıştı.

Çok yoğun ve hızlı bir şekilde 24 saat boyunca Haber ve Yalan Haber bombardımanına tutulduğumuz günümüzde, yurttaşların doğru ile yanlışı, haberle Yalan Haberi ayırt edebilmek için öncelikle mutlaka eleştirel bir filtreye sahip olması gerekir. İnanç değil bilgi, dogma değil değişik görüşler tayin edici. Gündemi farklı eğilimdeki medya ve haber sitelerinden izlemek, sürekli olarak soru sormak, zaman ve mekan düzleminde kıyaslamalar yapmak, evde, okulda, işyerinde, kahvede haber izlerken, diğer yurttaşlarla konuyu tartışmak, minimum düzeyde bilgi, mantık ve akla sahip olmak, olmazsa olmaz koşullar. Bu son koşul, malumunuz bazı ülkelerde kısıtlı, bazı kesimlerde ise tamamen namevcut. Üzgünüm Leyla!

Cİ’nin şeması, aslında uyanık bir yurttaşın, "Ne haberdir? Ne haber değildir? Bu medya bu haberi neden yayınladı? Bu haberi yayınlayan medyanın sahibi ile bu haber arasında bir ilişki var mı? Bu haber, bana yurttaş olarak, kamusal olarak yararlı bir bilgi ve/veya görüş veriyor mu?’’ sorularını sormasına ve kendisi açısından doğru yanıtlar bulmasına yardım ediyor. Bu işlem, böyle her aşamada kılavuza bakıp uygulanacak bir yöntem değil. Belki ilk başta alışmak için bu yöntem benimsenebilir ama bilahare bu denetim işlemleri, şemada da belirtildiği üzere, okurun doğal refleksleri haline gelmesi lazım. Yani yurttaş, İnternet’de haber okurken, neredeyse otomatik olarak bu denetleme sürecini uygulaması gerekiyor. Tabi esas olarak bu denetleme mekanizmasına yurttaşlardan belki de daha fazla gazetecilerin ihtiyacı var. Haber tararken, haber okurken ve haber yazarken her muhabir, editör, yazar da bu kurallara uymalı.  

Hoş, Cİ’nin bu şeması, esas olarak Batı ülkeleri için geçerli. Bizde ise, Yalan Haberi saptamaktansa, çünkü özellikle iktidar medyasında Yalan Haber oranı yüzde 90’lara çıkmış durumda, Doğru Haberi bulmak için bir kılavuz/yöntem yaratmak gerekiyor. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ragıp Duran Arşivi