Ragıp Duran
İzleyiciler ve okurlar
Artı TV izleyicileri ile Artı Gerçek okurları, yani sizler, izlemişsinizdir: Bir süredir hafta sonları yüzlerce kilometre katederek Artı Buluşmaları adı altında izleyici/okur toplantıları düzenliyoruz. İki hafta önce Hamburg ve Berlin'le başladık, sonra Paris ve Lyon'daydık, geçtiğimiz hafta da Bern ve Mulhouse'da izleyici ve okurlarla bir araya geldik.
Bu toplantıların birkaç amacı var:
- Televizyon kanalımızı ve İnternet sitemizi tanıtmak
- Yayınlarımız hakkında izleyici ve okurların görüş, eleştiri, talep ve sorularını almak
- Destek ve bağış kampanyamızı gerçekleştirmek
Şimdiye kadar bu 6 toplantıda toplam yaklaşık 750-800 kişiyle bir araya geldik. Bizim izleyici ve okur kitlemiz, yaşadıkları memleketlere, kentlere göre kaçınılmaz olarak bazı değişiklikler arz etse de, ortak bazı görüş, değerlendirme ve eleştiriler ifade etti.
Medya, siyaset, adalet gibi konuların ön plana çıktığı bu buluşmalarda izleyicilerin büyük bir çoğunluğu yayınlarımızdan, yayın politikalarımızdan genel olarak memnun olduklarını söylediler. ''Artı TV'den başka hem bilgi/haber açısından hem de gönül rahatlığı ile seyredebileceğimiz başka TV yok ki!'' cümlesi farklı şekillerde birçok kentte telaffuz edildi. Türkiye medyasının acıklı durumu yurttaşlar tarafından net bir şekilde çok önceden saptanmış. Biz tabii ki konuk konuşmacı olarak bulunduğumuz toplantılarda muhalif niteliğini üstlenen diğer medya kuruluşları konusundaki siyasi hatta mesleki görüşlerimizi pek gündeme getirmiyoruz. Ama birçok izleyici, Artı TV'nin mevcut iktidara karşı sürdürdüğü yayın politikasının yanı sıra CHP, Kürt Sorunu, kadın ve çocuk hakları ile ekonomi, tarih hatta spor gibi mecralarda da ''geniş, kapsayıcı ve ciddi muhalefet'' yaptığını söylemesi bizi tabii ki çok memnun etti. Biz içeriden yayın organlarımızın eksik, hatalı, geliştirilmesi gereken yanlarıyla daha çok ilgilendiğimiz için ekranlara yansıyan olumlu görüntünün yurttaşlar tarafından saptanıp teslim edilmesi haliyle bizi sevindirdi.
İnternet sitesi konusunda görüş belirten okurlar, Artı Gerçek'in yanısıra sayıları az da olsa diğer bağımsız İnternet sitelerini de izlediklerini belirtti. Habercilikle yorumculuk arasındaki farkları ve ilişkileri neredeyse bir medya uzmanı titizliğinde değerlendiren okurların açıklamaları tatmin edici idi.
Merkez medyanın artık ortadan kalktığı, iktidar yanlısı medyanın da izlenemeyecek/okunamayacak kadar kötü ve olumsuz olduğu yolundaki tespit sık sık dile getirildi.
Yurttaşlar merkez medya izleme alışkanlığından kalan magazin, yarışma, eğlence ya da sabah kadın programları gibi konulara da girdi. Ayrıca Avrupa'ya has program taleplerini de söyledi. İngilizce, Fransızca ve Almanca yayın taleplerini de kaydettik.
TV ya da İnternet sitesinin yönetici, sunucu, editör ve yazarlarının izleyici ve okurlarla yüz yüze karşılaşması birçok açıdan son derece önemli. Bir insanı ekranda ya da bilgisayarda izlemek ve okumakla etten kemikten ve ruhtan oluşan bütünlüğü ile karşısında görmek çok farklı. Bizim açımızdan da hitap ettiğimiz kitlenin niteliğini, talep ve eleştirilerini yerinde ve somut olarak görmek ve öğrenmek çalışmalarımız hatta yayın politikalarımız açısından da çok yararlı. Yanlış anlaşılmasın, biz hiçbir zaman okur/izleyici dalkavukluğu yapmadık, yapmayız. Okurun, izleyicinin önemli olduğunu onu mutlaka tanımamız ve dinlememiz gerektiğini biliriz. Okur/izleyici önemlidir, kaale alınmalıdır ama yayın politikasını oluştururken ve uygularken tayin edici bir faktör değildir.
Biri olumlu diğeri olumsuz sayılabilecek iki gözlemimi de aktarmak isterim: Artı Buluşmalarında Genel Yayın Yönetmeni'miz Celal'in ya da benim 30 yıllık 40 yıllık okurlarına rastlamak nostaljinin yanı sıra bunca yıldır oluşmuş kültürel/mesleki sermayemizin (Bourdieu) önemli bir anıt olarak hâlâ yaşadığını görmek sevinç verici oldu.
Bizim Artı Buluşmaları'nda, katılımcılarda çoğunlukla kadın/erkek dengesi olumlu iken genç/yaşlı (Pardon az genç!) dengesinde ibre birincilerden yana değildi.
Bundan belki 20-25 yıl önce Türkiye'de Hürriyet ve Milliyet gibi gazeteler de okurla buluşma amacıyla Anadolu gezilerine çıkardı. Ama kervan, okuru tanıyıp dinlemekten çok, seçim kampanyasındaki siyasetçi gibi kitleye nutuk atan, akıl veren konuşmalar yapıp gazetelerine dönerdi.
Biri Türkiye'den diğeri Fransa'dan iki olumlu örneği hatırlamak gerek: Cumhuriyet Okur Klubü (CUMOK) ve Les Amis du Monde Diplomatique (Le Monde Diplomatique'in Dostları). Her ikisi de okura önem verdiği için, gazeteden bağımsız bir okur örgütlenmesiyle güç kazandı. CUMOK, gazetenin içindeki iktidar kavgaları ve ihtilaflar nedeniyle uzun ömürlü olamadı. Ama Les Amis du Monde Diplomatique, beklenmedik derecede gelişti, büyüdü ve yaygınlaştı. Hatta kendi içinden ATTAC'ı çıkardı. ATTAC, Nobel ödüllü ekonomist Tobin'in ''borsadaki tüm mali işlemler vergiye tabi olsun bu gelir de 3. Dünya ülkelerinin kalkınmasına ve yurttaş girişimlerine vakfedilsin'' diye özetleyebileceğimiz neo-liberal küreselleşmeye karşı mücadele eden bir örgüt. Kısa zamanda bütün dünyada şubeler, temsilcilikler açtı.
Biz, The Guardian gazetesinin kampanyasından da belirli ölçüde esinlenerek, hem kendimizi tanıtmak, hem izleyici ve okurlarımızı daha iyi tanımak bu arada da destek ve bağış kampanyamızı yaygınlaştırmak için düzenliyoruz bu toplantıları. Ve sadece gazeteci kimliğimizle konuşuyoruz.
Bu arada gittiğimiz her kentte, tanıdık tanımadık ev sahiplerimizin bize olağanüstü bir şekilde konukseverlik gösterdiklerini özel olarak kaydetmem lazım. Toplantıları onlar organize ettiler, TV ve İnternet sitesinin gerçek dostları gönüllü bir şekilde bize zaman ayırıp emeklerini seferber ettiler. Çok etkilendik, duygulandık. Paris'te mesela sabaha karşı saat 02.00'de bozulan arabamızı tamir etmek için çırpınıp didinen Gültekin'i unutmak mümkün mü? Her kentteki ev sahiplerimiz olağanüstü bir şekilde seferber olup toplantılarımızın başarılı geçmesi için ellerinden geleni yaptılar. Çünkü Artı TV ve Artı Gerçek'in hakiki dostlarıydı bu arkadaşlar.
Önümüzdeki haftalarda da Artı Buluşmaları'nı sürdürmek için planlarımız hazır. Bir süre sonra memleketin koşulları elverdiğinde bu toplantıları çeşitli kentlerde de gerçekleştirmek istiyoruz.
Çünkü iyi ve doğru bir medyayı sadece iyi ve doğru gazeteciler yaratamaz. Mutlaka ve mutlaka iyi ve doğru yurttaşlar da gereklidir.