Kâbus

Hak etmedikleri bir seçimi kazandılar. Kazansalar bile bu toplumu yönetemeyeceklerini biliyorduk. Şiddetle, kötülükle özdeşleştiler artık. Çare mi?

Küçücük çocukları kaçırıp tecavüz ediyorlar, sonra da vahşice katlediyorlar. Kedilere köpeklere de saldırıyorlar sadistçe. Kadınlara olan nefretleri sınırsız. Kendilerinden olmayan herkese garez ve kin bağlamış durumdalar. Düşman bellediği bir Parti Başkanı kadına telefon açıp ölümle tehdit ediyor bir bakan. Sonra da övünerek itiraf ediyor saldırganlığını. Anormalliği her halinden belli, iktidarın koltuk değneği bir başka Parti'nin Başkanı da gazetelere ilan verip, gazetecileri isim isim sayıp hedef gösteriyor bu şiddet toplumunda. Aynı Başkanın ülküdaşı, bir suç örgütünün cezaevindeki hüküm giymiş şefi de, yine isimler verip bir grup gazetecinin öldürülmesini talep ediyor. Belediye Başkanı, hastahaneden taburcu olan kardeşini uzun namlulu silahlarını ateşleyen adamlarıyla karşılıyor.

Kâbus!

Düzen dirlik olan bir toplumda bunlar olmaz. Olursa da o toplumun yönetim erki müdahale eder, engeller bu kötülükleri. Ama bakıyoruz Cumhurbaşkanından Cumhuriyet Savcısına, iktidar partisinden yandaş kalemlere kadar o cenahta çıt yok. Tam aksine olumlayıcı, onaylayıcı bir sessizlik var. Bahane üretenler bile çıktı. Çünkü burası artık bir kötülük toplumu oldu.

5-7 yaşındaki çocuklar için özel sıbyan mektebi açıp dindar ve kindar nesil yetiştiriyorlar. Cahil, ehliyetsiz, kifayetsiz ama hırslı ve iktidar meraklısı kişileri kurumların başına atıyorlar. Yalan, hayatlarının mottosu ve alamet-i farikası olmuş. Komplo uzmanı bunlar. Bir de FETÖ'ye laf etmezler mi? Aslında bunların hepsi FETÖ çocukları.

Niyet belli: İslami soslu neo-liberal düzeni yerleştirmek. Ve Tek Adam'ın sultasını perçinlemek. Boş yere mi ikide bir ''Tek Devlet/Tek Millet/Tek Bayrak/Tek Dil'' diye slogan atıyor. Bu dörtlünün ziplenmiş hali aslında ''Tek Adam''. İstiyorlar ki ''Tek Düşünce'' egemen olsun bütün zihinlere. En küçük muhalefete tahammülsüzlükleri de bundan.

Sanal medya önemli araçlarından biri. 2023 ve 2071 projeksiyonlarında hala fütühat var. Küçük emperyalist olmak istiyorlar. Komşu ülkelerin topraklarına asker gönderiyor,  bayrak dikip okul açıyorlar. Kaymakam, emniyet müdürü atayıp, cihatçılara maaş bağlıyorlar.

Kâbus!

Müthiş intikamcılar. Bu nedenle de aşil topukları geniş. ''İki  Sarhoş''a çok düşmanlar. Osmanlı istibdatına, eksiği ile gediği son veren, ama cumhursuz Cumhuriyeti kurmuş olanları hiç hazmedemediler, açıkça kıskanıyorlar. ''95 yıllık reklam arası bitti'', ''Laikliği Anayasa'dan çıkaralım'' hezeyanları biraz da bundan kaynaklanıyor.

Uzun Adam'dan, çok uğraşıyorlar ama, bir Mustafa Kemal çıkmaz. Bu eksiklik de onlara dert olsun.

Çocuklarını Amerika'ya okumaya gönderiyorlar, Batılı sanayi, ticaret ve finans kurumları en yakın ortakları ama söylemde acaip Batı düşmanı bunlar. Paralarını off shore moff shore adıyla yurtdışında istifliyorlar. Kendi isimlerini kullanmadan. İsrail devletiyle ilişkileri de çok sorunlu. Siyonizme karşı değiller, açıkça antisemitler. ''One Minute'' diye medyada posta atıyorlar İsrail liderlerine, ama dönemlerinde İsrail ile ticaret zirveye çıkıyor. İkiyüzlülük benim karakterimdir!

Yasal, meşru hiçbir mesleği, uğraşı, konumu aşağılamamak gerekir. Ama bakkal kafası ile 80 milyonluk ülkenin ekonomisi, maliyesi yönetilemez. Adınız Yiğit olsa bile!

Türkiye artık 21. yüzyılda ve mevcut dünyada devre dışı. Zaten temel referansları da Alparslan, Fatih Sultan Mehmet ya da Abdülhamid Han değil mi? Çağın teknolojisini kullanmak çağdaş olmak anlamına gelmiyor.

Mustafa Kemal ya da Cumhuriyet eleştirilmez şahsiyet ya da konular değil. Ama bunlarınki eleştiri filan değil, düpedüz imha girişimi. İşte burada bir kez daha açık veriyor Reis...

Alaturka neo-liberalizm, İslami sosla milliyetçi baharatla popüler ve cazip bir görünüme büründürülse bile, 20. Yüzyılın başlarındaki Kemalist ideolojiden daha ileri, daha olgun, daha güçlü, daha uygulanabilir bir ideoloji değil ki! Osmanlı nostaljisi, dini motifler 21. yüzyılın kapitalist zihniyetinde bile geri kalmış, bulanık fotoğraf kareleri sadece.  Hoş, Kemalizmin bugün için geçerli akçe olmadığını da herhalde unutmamak gerekir. (Bu cümleyi aslında Kürtçe yazmak gerekirdi. RD).

Siyasetin özellikle de gericiliğin mekanik bir yapısı/doğası olmadığını biliyoruz. Yine de tarih, ekonomi, diplomasi ve sosyoloji ile kuşatılmış bir mecrada, akılla bilimle vicdanla belki de en önemlisi öznel bir değer olsa da, artık ortak hasretimiz olan iyilikle başetmek, hatta onları yenmek, orta ve uzun vadede onlara karşı galibiyet elde etmek çok zor, hatta imkansız.

Çocuklara, kadınlara, hayvanlara taciz ve tecavüzle, Parti başkanları ve gazetecilere ölüm tehditleri ile kendi mezarını kazan mağrur, nobran, şımarık, şiddet bağımlısı hükümdarlıklar ne kadar ayakta kalabilir?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ragıp Duran Arşivi