kamala harris için sevinmek

kamala harris de başkan yardımcılığı yaptığı dönem boyunca kadınları ya da siyahları değil, demokrat parti’nin görüşlerini temsil edecek.

küçük ölçekli maliye bakanı fırtınamızla birlikte abd seçimleri gündemimizin gerisine düştü ama yine de kamala harris’in seçilmesiyle başlayan tartışmalar daha doğrusu ezilenlerin temsili üzerine yazmak istiyorum.

dünyanın herhangi bir ülkesinde, kadınların, ırkçılığa maruz kalan azınlıkların, lgbti’lerin devlet yönetim kademeleri başta olmak üzere karar mekanizmalarında, iyi para kazanılan itibarlı işlerde yer almaması egemenlik ilişkilerinin sonucunda ortaya çıkan bir olgu. bu olgunun tek bir makam, tek bir kişi için değişmiş olması o egemenlik ilişkilerini ortadan kaldırmıyor dolayısıyla bir anlamı yok. bir kadının herhangi bir ülkede, yüksek bir mevkide görülmesi belki küçük kızların hayallerini genişletebilir ama önlerine çıkacak engelleri ortadan kaldırmaz, tökezlediklerinde onlara güç vermez.

ezilenlerin temsiliyle ilgili üç farklı kriter var bence. bunların başında bu temsilin kolektif olması geliyor. yani tek bir kadının, tek bir siyahın, tek bir açık eşcinselin belli bir noktaya gelmesi değil, kadınların, siyahların, eşcinsellerin siyasetteki yerlerinin genişlemesi, sayılarının artması temsil edilmelerinin birinci koşulu.

aynı zamanda bu temsilin, söz konusu alanla ilgili koşullar değişmeden gerçekleşmesi gerekiyor. yani bir meslek, örneğin öğretmenlik, toplumsal itibarını kaybedip ücretler düştükten sonra kadınlara açık hale geliyorsa bunu temsilin genişlemesi sayamayız. aynı şekilde, bütün kararların hükümetin başı tarafından verildiği bir kabinede kadın bakanların sayısının artması, temsilin genişlemesi anlamına gelmiyor. yine benzer bir biçimde, herhangi bir seçimde, milletvekili veya yerel yönetici adaylarının seçilmesi mümkün olmayan bir parti, isterse sadece kadın aday göstersin, bu kadınların temsilini genişletmek anlamına gelmiyor.

bu noktaya kadar hem mesleki/toplumsal hem de siyasal temsilden bahsettim. şimdi sadece siyasal temsilden söz edeceğim. ezilenlerin siyasal temsiliyle ilgili esas önemli olan nokta programatik temsil yani o toplumsal kategorinin taleplerinin temsili. kadınlarla ilgili artık kimse kolay kolay temsil edilmelerine, haklarının verilmesine gerek olmadığı anlamına gelecek cümleler kuramıyor, hakları ve temsili farklı yorumlamakla yetiniliyor. ama türkiye’de kürtlerin yok sayıldığı çok program gördük ve o programı taşıyanların, dillendirenlerin adlarının, anadillerinin kürtçe olması kürtlerin temsil edildiği anlamına gelmiyor değil mi?

nitekim kamala harris de başkan yardımcılığı yaptığı dönem boyunca kadınları ya da siyahları değil, demokrat parti’nin görüşlerini temsil edecek. (hakkında benzer tartışmalar yapılan hillary clinton, en azından, başta kadınlar olmak üzere herkese yasal ve ulaşılabilir kürtaj ve cinsel sağlık için bütçe vaadinde bulunmuştu.)

abd’de kurulmuş olan kadın barış örgütü codepink, joe biden’e yönelik on maddelik bir çağrıyı imzaya açtı. bu maddeleri özetlemek istiyorum:

  • askeri harcamaları azaltın, bu bütçeyi sağlık, barınma, altyapı, eğitim gibi alanlara harcayın.
  • savaşlara son verin, yemen’de suudileri desteklemeyi bırakın, ırak, afganistan ve suriye’deki abd askeri gücünü ger çekin, iran’la nükleer anlaşmaya tekrar katılın, başta iran, venezuela ve küba olmak üzere çeşitli ülkelere yönelik yaptırımlara son verin, diplomasiye başvurun, uluslararası hukuka saygı gösterin.
  • çin’in düşmanımız olduğu fikrini bir kenara bırakın, yeni bir soğuk savaşa ihtiyacımız yok, çin’le değil covid’le mücadele edin.
  • israil’in filistinlilere yönelik savaşına desteği kesin. apartheid devletine yılda 3.8 milyar dolar verilmesi utanç verici. biden yönetimi israil’den işlediği suçların hesabını sormalıdır.
  • ortadoğu’yu silahlandırmaya son verin, insan haklarını ihlal edenlere silah vermeyin!
  • nükleersiz bir dünya için çalışın.
  • denizaşırı yerlerdeki askeri üsleri kapatın.
  • yeşil bir yerel barış ekonomisi geliştirin. abd’nin insanlara ve yerküreye saygılı bir feminist barış ekonomisine ihtiyacı var. biden yeni yeşil anlaşmayı desteklemeli ve feminist bir dış politika geliştirmelidir.
  • silah üreticilerinin kurumsal etkisine son verin. silah üreticileri kârlarının artacağından emin olmak için adaylara milyonlarca dolay bağış yapıyor. barıştan yana bir başkan, bu şirketlerin eski ceo’larına ya da lobicilerine kabinede yer vermeyerek işe başlayabilir.
  • sınırları ve polisi militarize etmekten vazgeçin.

codepink’in çağrısını, dış politikaya da odaklandığı için özellikle anlamlı buldum. kamala harris’e yönelik de seçilmeden önce yaptıkları, çin’e karşı saldırganlığın durdurulması için bir çağrı var. son olarak şunu hatırlatmak istiyorum; kadınların siyasal temsilinden bahsettiğimizde bize hep tansu çiller ya da margaret thatcher hatırlatılır. bu hatırlatmayı yapan erkekler, demirel’den trump’a nice nice yöneticiyle aynı cinsiyetten olduklarını dikkate almaz. oysa birçok siyasetçi gerçekten erkekleri de temsil eder ama erkek oldukları için değil, temsil ettikleri siyaset erkeklerin çıkarlarını da koruduğu için. hem erkeklerin hem de kadınların bunu hesaba katarak konuşması gerektiğine inanıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
ayşe düzkan Arşivi