Pelin Cengiz
Köprüden kara deliğe doğru: Yap işlet devret soygunu
Geçilmeyen köprüler, gidilmeyen otoyollar, uçulmayan havalimanları, muayene olunmayan hastaneler...
Planlamaya alındıklarında, ihaleleri sırasında, inşa edilmeye başlandıklarında çok anlatıldı, çok yazıldı çizildi, ama sanmayın ki buraya kadar. Bundan sonra Türkiye ekonomisinin kara deliği haline gelmiş bu mega talan ve rant projelerini daha sık duyacaksınız, günlük hayatınızda daha çok konuşulduğunu göreceksiniz, hatta etkilerini giderek daha çok hissedeceksiniz.
AKP'nin yap işlet devret modeliyle ve yandaş şirketlerden oluşan özel sektör eliyle yaptırdığı rant ve talan odaklı mega projelerin yurttaşların sırtına bindirdiği yük her geçen gün ağırlaşıyor.
Devletin kendi eliyle köprü, otoyol, tünel, havalimanı, hastane gibi mega projelerde girdiği koşullu, Hazine garantili yükümlülüklerin oluşturduğu ve giderek büyüyen maliyetler artık öngörülemez ve yönetilemez bir boyuta geçmek üzere.
Malum, Osmangazi Köprüsü, geçen hafta geçiş ücretine yapılan yüzde 45 zamla tartışmaların odağındaydı. Yeni zamla 71.75 lira olan geçiş ücreti 103.05 liraya yükseldi.
Gelen tepkiler üzerine köprünün işletmecisi olan Otoyol A.Ş. bir açıklama yaparak, özetle, "Zamları biz yapmadık kur farkından kaynaklandı" dese de, esas ayrıntı açıklamanın başka bir yerindeydi.
Otoyol A.Ş'.nin Genel Müdürü Bülent Esendal, "Yap işlet devret projeleri kapsamındaki köprü, otoyol ve tünel geçişlerinin fiyatlarının belirlenmesi, görevli şirketlerle bu projeleri ihale eden devlet kuruluşları arasında imzalanan sözleşmeler kapsamında belirleniyor. Bu büyüklükteki projelerin uzun vadeli finansmanı, ancak, uluslararası piyasalardan ve döviz cinsinden sağlandığı ve bu finansmanın temin maliyetleri dahil olmak üzere tümünün vadesi dahilinde geriye ödenmesi gerektiği için ücretlendirmenin de aynı döviz cinsi üzerinden yapılması zorunlu olmaktadır. Aksi taktirde, temin edilen finansmanın geriye ödenebilmesi mümkün değildir" diyerek kredi ödemelerine vurgu yaptı.
Genel Müdür diyor ki, biz bu projeyi yaparken yurtdışından dövizle kredi aldık, bunun geri ödemesi de döviz üzerinden olacak, zaten sözleşme böyle, krediyi vadesinde ödeyebilmemiz için bu zam yapıldı. Siz bakmayın öyle Genel Müdür'ün "zamları biz yapmıyoruz ki..." dediğine. Aradaki farkı Otoyol A.Ş. Hazine'den çatır çatır alacak.
Bu proje bazında devletin ne tür yükümlülükler altına girdiğini, dolayısıyla yurttaşlarının sırtına da ne gibi yükler yüklemiş olduğuna bakalım, Osmangazi Köprüsü ile ilgili bazı hatırlatmalar yapalım...
İzmit Körfez geçişini sağlayan ve 2009'da gerçekleştirilen Türkiye'nin en büyük otoyol ihalelerinden biri olan Osmangazi Köprüsü, Temmuz 2016'da ücretli geçişe açıldı.
O dönemde köprünün Nurol-Özaltın-Makyol-Astaldi-Yüksel-Göçay şirketleri ortaklığında kurulan Otoyol A.Ş. 22 yıl 4 ay süreyle işleteceği açıklandı.
Günlük garanti edilen geçiş sayısı 40 bin.
Sözleşmedeki otomobil geçiş bedeli 35 dolar+KDV.
(Köprünün ulaşıma açıldığı tarihteki dolar kuru ortalama 2.95 TL olduğunu da hatırlatalım)
Verilen garantiler kapsamında köprüden 14.6 milyon araç geçmesi gerekiyordu.
2018 yılının başında CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar, 2017'de köprüden geçen araç sayısının toplam 8.5 milyon olduğunu, geçiş ücretinde yapılan indirim farkının da Hazine'den çıktığını açıklamıştı.
Hazine'nin geçen araçlar için 578 milyon lira, araç garantisi nedeniyle geçmeyen araçlar için ise 811 milyon 300 bin lira ödeceği hesaplandı. Köprünün Hazine'ye 2017 için bir yıllık maliyeti 1.3 milyar TL oldu.
Yani, hem geçmeyen araçların ücreti, hem de o dönem geçiş ücretine yapılan yüzde 20 indirimin farkı Hazine'nin sırtına bindirildi.
Yap işlet devret modeli sözleşmeyle Osmangazi Köprüsü için belirlenen tarife 35 dolar+ yüzde 8 KDV.
Burada başka bir ayrıntı daha var.
Eylül 2010 tarihli sözleşmeye göre, Osmangazi Köprüsü'nden geçiş ücreti olarak belirlenen 35 dolarlık bedel için 2008 yılı baz alındı. Ücret her yıl ABD'deki tüketici fiyatları endeksindeki artış kadar yükseliyor.
Sözleşmede herhangi bir değişiklik yok ise her yıl başlangıçta 35 dolar+KDV olarak belirlenen ücret, ABD'de enflasyonundaki artış kadar artırılmalı.
Yani dolarla yapılan sözleşmede bir de ABD enflasyon farkı var, nasıl hesap, güzel değil mi?
Geçerseniz siz ödüyorsunuz, geçmezseniz de devlet sizin vergilerinizden ödüyor.
Bu 35 dolar köprü açıldıktan sonra 40 doları buldu. Şimdilerde 40 doları da geçmiş olmalı. Bunu nereden biliyoruz, tabi ki İDO'nunu açıklamasından...
Kasım 2018'de İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO), iç hat seferlerini iptal edeceğini belirtmiş, şirketten yapılan yedi maddelik açıklamada alınan kararın en büyük nedeni olarak Osmangazi Köprüsü gösterilmişti ve şöyle denmişti:
"Tepe-Akfen-Souter-Sera 2011 yılında İDO ihalesine girmeden evvel Osmangazi Köprüsü'nün 2016 yılında açılacağını, geçiş fiyatının ise 2016 için 41 dolar+yüzde 18 KDV olduğunu, bu fiyatın Karayolları tarafından Osmangazi Köprüsü'nün yapımcı firmalarına garanti edildiğini Karayolları ve Otoyol A.Ş. tarafından akdedilen sözleşmeyi okuyarak bilgi sahibi olmuştur. Bu fiyatlara göre tüm araçların Osmangazi Köprüsü'nden geçmeyeceği tarafımızdan öngörülerek, bu hattımızda 2016'dan itibaren önemli bir gelir kalemini fizibilitelerimize koyarak teklifimizi vermiştik. Ancak, köprünün açılması ile birlikte Bakanlar Kurulu Kararı ile yatırımcı firma Otoyol A.Ş.'ye 2017 için 41 dolar+yüzde 8 KDV x 40 bin araç parası ödenirken, araç geçiş ücretleri 70.75 TL + yüzde 8 KDV'ye düşürülmüştür. Bu kararlar Karayolları'nın yani devletin İDO ile rekabeti anlamına gelir ki bu kesinlikle "adil" değildir. Haksız rekabete girmektedir."
Yani, yeni zamla belirlenen 103 lira, sözleşmenin ilk halindeki 35 dolar+KDV'yi baz alsak dahi 2018 dolar kuru ortalamasının çok altında. Düşünün, yüzde 45'lik zam bile aradaki farkı kapatmaya yetmiyor. Daha geçmeyen araçlar için ödenenler var... Malum köprüden geçen araç sayısı, verilen garantinin altında kalsa da aradaki fark Hazine'den, yani sizin cebinizden Otoyol A.Ş.'ye ödeniyor.
Çok fazla matematik hesabı oldu, kusura bakmayın, bu konuları daha çok konuşacağız dedim ya bu sadece ön gösterim...