Ahmet Nesin
Korona virüs erken seçimi gelir mi?
Ülkeden ülkeye bütün meslekler değişir mi acaba, hepsini irdelemem olanak dışı ama gazeteciliğin ve siyasetin değiştiğinden adım gibi eminim. Bilhassa önemli olaylarda gazeteci ve siyasetçileri izlediğinizde bunu hemen anlıyorsunuz. Kaç gündür Nagehan Alçı’nın korona virüs adına profesöre sorduğu "Hocam taze zencefil yesek iyi gelir mi" sorusuna taktığımı söyleyebilirsiniz ama gazeteciliğe başladığımda böyle soru soranı patron işten çıkarırdı, çünkü kendisi de gazeteciydi, şimdi devam ediyor.
Kanala 2-3 gazeteci çıkıyor, kendilerine halktan gelen soruları bilimcilere soruyorlar. Peki, sizin aklınıza gelen değişik konular yok mu, mutlaka vardır ama yalakalık yaptıkları Erdoğan’a ters gelir aklındakiler, o yüzden halkın sorularını sorarlar. Oysa halkın soruları tek bir moderatöre de gelebilir ve soruları sorabilir. O zaman niye çıkıyorsunuz en ufak bir katkınız olmayan programa yada sizi niye çıkartıyorlar. Yetmedi avukat ve prof. Ersan Şen’i de çıkarmışlar. Konu salgın ve af olsa anlarım, değil, konu Türkiye Korona’dan nasıl ve ne zaman kurtulur.
Durum böyle olunca siyasetçi de aynı çizgide devam ediyor. Türkiye’de siyasi liderler "Gelen gideni aratıyor" mantığıyla çalışıyor. Bu deyim siyasi olarak da geçerli, hırsızlık anlamında da geçerli. Dikkat edin, Türkiye daha çok sağ partiler ve liderler tarafından yönetildi, her gelen bir öncekini aratmıştır, ne yaptıysa 2 yada 3 mislini yapmıştır. Belli bir yaş grubuyla konuşun, Demirel dönemini yaşayana göre Menderes, Özal dönemini yaşayana göre Demirel, Çiller dönemini yaşayana göre Özal ve Erdoğan dönemini yaşayana göre de Çiller neredeyse demokrat ilan edilecek. Bu hastalık halindeki görüş kimilerine 50 kişinin idam edildiği 12 Eylül’ü demokrat ilan edecek duruma geldi neredeyse, mahkeme karşılaştırılmaları yapılıyor, unutmuşuz, neden ve hangi suçla asıldıklarını sormuyoruz onca insanın.
Çernobil faciasını unuttuk mu, alın size alt alta 3 fotoğraf ve haber:
Ne değişti günümüzde, Japonya eski başbakanı Erdoğan’a nükleer santral konusunda açıklama yaptığı için pişman olduğunu söyledi ve özür diledi, Erdoğan cevap olarak çok faydalı olduğunu söyleyip üçüncünün yerini açıkladı.
Bir birey yada gazeteci olarak her yeni iktidarda bunların başımıza gelip gelmeyeceğini düşünmeyi bir kenara bırakın, daha beter olur muyuz, diye düşünmekten alıkoyamıyoruz kendimizi. 15 Temmuz darbe girişimine Erdoğan "Bu Allah’ın bize bir lütfudur" demedi mi, bu tümce darbeyi kendisinin yaptığının açıklamasıdır ve bunu cumhurbaşkanı yapıyorsa ortada ciddi bir sorun vardır.
Gelelim koronavirüsüne ve yaşadıklarımıza, ben maalesef bir gazeteci olarak Erdoğan’ın olası hinliklerini düşünmek zorundayım, yıllardır işi gücü bıraktım, Erdoğan’la empati kurup, en büyük hinliğin ne olduğunu çözmeye çalışıyorum. Bunu yapmak zorundayım, çünkü Erdoğan bu salgın Türkiye’de çıkar çıkmaz bir açıklama yaptı ve "Bunu lehimize çevirebiliriz" dedi. Yahu bir cumhurbaşkanı salgına nasıl olur da bu gözle bakabilir ki, evet sizin aklınız almıyor ama onunki alıyor.
Erdoğan’ın seçime gitmesi için ideal takvim bu korona virüsünün olduğu ama biraz da olsa ölümlerin azaldığı ama bitmediği tarih, yani 6 ay ile 10 ay içerisinde seçim yapmak. Buradan ne kazanır Erdoğan, çok açık CHP ve HDP’ye oy veren seçmenin eğitim seviyesi AKP’ye oy verenlere göre oldukça yüksek. İyi Parti ile MHP’yi karşılaştırınca da benzer bir sonuç çıkar. Bilhassa Ali Babacan’ın kurduğu merkez sağ partide de daha çok liberal kesim ağır basacak ve daha eğitimli kesim olacak.
İki kere iki dört, kadar eminim, Erdoğan şimdi oturmuş, bu kesimin % kaçının salgın hafiflese bile sandığa gitmeyeceğini hesaplıyordur. Çünkü zorla sokağa çıkan kesimin çok büyük bir çoğunluğu AKP ve MHP seçmeni.
Ammaaaa, bu kadarına cesaret eder mi, bişey diyemem, AKP’de son yıllarda, bilhassa 7 Haziran seçimlerdeki mağlubiyetinden beri savaş ve öldürmekle ayakta duruyor. Benden söylemesi.
Küçük bir olasılık, istifa edip salgın meclisi ve hükümeti kurulmasına izin verir ve güç kazanmaya çalışır.
Erdoğan’la empati zor bişey, sakın denemeyin, işiniz gücünüz hinlik oluyor.