Kurultayın kazancı yok mu?

Medyada var olan olumsuz havaya rağmen kurultayın esas kazancının partinin mutfağı olarak kabul edebileceğimiz, Bilim Yönetim Kültür Platformu’na üç değerli genç akademisyenin katılmasıdır.

Ana muhalefet partisi CHP 36. Olağan Kurultayı’nı tamamladı. Tüm medyada kurultaya yönelik bir eleştiri hâkim. Bunun abartılı bir kötümserlik içerdiğini düşünüyorum.

Kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu yeniden genel başkan seçildi. Kılıçdaroğlu’nun kurultaya sunduğu anahtar PM listesi beklentilerin aksine büyük ölçüde seçildi. Bu tablo, Kılıçdaroğlu’nun önümüzdeki süreçte siyasi karar alma ve bunları uygulama konusunda bir sorun yaşamayacağı anlamını taşıyor.  

Öncelikle bu süreçte Muharrem İnce’nin gerek adaylık konuşması gerekse sonuçlara yönelik siyasal ve yapısal eleştirileri genel merkez tarafından dikkate alınmalıdır.

Oluşan yeni PM listesine baktığımızda geçtiğimiz Cuma günü yayınlanan yazımda umduğum sentez az da olsa gerçekleşti.

                                                                                                 ***

O yazıda Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun siyaset yapma, CHP’yi geçmişin yükleri, oluşmuş algı ve önyargılardan kurtarma, partiyi toplumun farklı kesimlerine açma çabasının önemine değinmiş; bunun sadece CHP için değil Türkiye için de, siyasette var olan kutuplaşmanın aşılmasında önemli olduğunu ifade etmiştim.

Bununla birlikte kurultaydan yaklaşık 10 gün önce Selin Sayek Böke, İlhan Cihaner ortak imzasıyla açıklanan deklerasyonda tarif edilen siyasal pozisyon alma ve önerilen siyasi adımları, CHP’de ideolojik bir tartışma başlatabilmesi açısından önemli bulduğumu da ifade etmiştim.

Kurultayda PM listesinin, bu iki siyasi yaklaşımın anahtar listelerinin bir sentezi olursa, bunun CHP için yeni bir dönemi başlatabileceğini belirtmiştim.

                                                                                                 ***

Kesin sonuç olmamakla birlikte seçilen PM listesinde bu sentezin, tam olmasa da gerçekleşmiş olduğunu düşünüyorum.

Nitekim, Böke-Cihaner grubu tarafından gösterilen adaylardan -Selin Sayek Böke başta olmak üzere- bazı ortak isimlerin Kılıçdaroğlu’nun da anahtar listesinde olması ve bunların seçilmesi, bu sentezin bir parça gerçekleştiğini gösteriyor. Ki bu grup, 5 aday gösterdi ve bunun 4’ü PM’ye girdi.

Bugünden itibaren siyaseten yapılması gereken başta bu iki siyasal yaklaşım arasında olmak üzere parti içinde var olan tüm farklı siyasal akıl ve pozisyonlar arasında güçlü bir iletişim kanalı açmak olmalıdır.

                                                                                            ***

Medyada var olan olumsuz havaya rağmen kurultayın esas kazancının partinin mutfağı olarak kabul edebileceğimiz, Bilim Yönetim Kültür Platformu’na (BYKP) tecrübenin yanına üç değerli genç akademisyenin katılmasıdır.

Bunlar, geçtiğimiz yıl çıkarılan KHK ile Marmara Üniversitesi’ndeki görevinden uzaklaştırılan Prof. Dr. Yüksel Işık, Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Fethi Açıkel ve Kültür Üniversitesi’nden Doç. Dr. Yunus Emre’dir.

Yeni BYKP’nin bundan sonraki süreçte CHP’nin en güçlü yanı olacağını düşünüyorum. BYKP’nin partiye yön verecek politikaların, söylemlerin üretilmesinde ve ideolojik yenilenmenin sağlanması konusunda önemli bir boşluğu dolduracağına ve siyasi işlevi yerine getireceğine şüphe yoktur.

Bu mutfaktan üretilecek Türkiye’nin temel sorunları konusundaki politika notları, raporlar, politik önermeler ve bildirgeler ile CHP’nin yukarıdan aşağıya siyasi ortak dil geliştirmesi konusunda da önemli olacaktır. Dahası bu süreç, CHP çevresinde atıl duran entelektüel, sivil toplum kuruluşları alanında var olan enerjinin de partiye kanalize olmasında önemli bir işlevi kendiliğinden üstlenebilir.

Bu noktada atılması gereken bir başka adım ise var olan parti okulunun BYKP ile entegrasyonunun sağlanması ve bu konuda inisiyatifin BYKP’de olmasıdır.

Kuşkusuz BYKP’nin CHP’deki politik ve ideolojik yenilenme konusunda esas etki ve başarısı ise en üst karar organlarında etkili biçimde katılımı ve buradaki sözü olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Murat Aksoy Arşivi