Ergun Babahan
Merhaba
Önce sosyal medyada yaşanan paylaşımlar sonucu ortaya çıkan bir kafa karışıklığını gidererek başlayayım söze… Artı Gerçek satılmadı, mülkiyet değiştirmedi. Kimse de satın almadı. Kendini bir biçimde örgütleyerek yayını devam ettirecek, yayın çizgisinde de ciddi düzeyde bir değişiklik olmayacak. Dün olduğu gibi bugün de hedefi çok sesli bir medya yapısı ile demokratik bir hukuk düzeni olacaktır. Bunlar da değişmedi.
Kuruluş fikrinin oluşumunda, ilk adımlarını atmasında bizzat katkıda bulunduğum Artı Gerçek’e bir anlamda geri döndüm. Buranın yabancısı değilim. Kurucuları, destekçileri ve çalışanları arasında çok sayıda dostum var ve o nedenle bugün buradayım.
Artı Televizyonu ile Artı Gerçek’in yönetimi ayrıldı çünkü Artı Gerçek biraz televizyonun gölgesinde kalmış gibiydi. Bundan böyle yine Artı Media Vakfı çatısı altında ama Artı TV’den ayrı olarak yoluna devam edecek. Tıpkı Hürriyet-Kanal D, Sabah-ATV’nin sistemin parçası olmadan önceki yapıları gibi.
Bu kafa karışıklığını giderdikten sonra Artı Gerçek’te neler yapmak istediğimizi dilim döndüğünce anlatmaya çalışayım.
Artı Gerçek’te demokrasi, insana saygı, hukuk devleti temel ilkelerimiz. Çok sesli, doğru habercilik hedefiyle haber ve yorumlarımızda ifade özgürlüğü ve editoryal bağımsızlığa sonuna kadar bağlı kalacağız. Gazetecilik anlayışımızın temelinde bu vardır.
Toplumun giderek küçük gruplara bölündüğü, kendisini muhalif görenlerin bile kendisinden farklı olanlara karşı devlet dilini pervasızca kullandığı bir dönemde olabildiğince kapsayıcı, birleştirici olmaya çalışacağız. "Küçük olsun benim olsun" mantığıyla değil, "elini taşın altına koymak" isteyen, demokrasi mücadelesi veren herkese hoşgeldin diyeceğiz.
Artı Gerçek herhangi bir inanç grubu veya ideolojinin parçası olmayacak. Demokratik bir hukuk devletine ulaşma çabasında bu katkıyı sunmaya, bilgi ve birikimini toplumla paylaşmaya hazır insanlarla yoluna devam edecek.
Tek kutsalımız olacak; Türkiye’de ve şu anda dünyanın dört bir yanına dağılmış okurlarımızın bilgiye özgürce ulaşımını sağlamak. Türkiye’de gazetecilik mesleği tarihte eşi az görülmüş bir baskı ortamında bir cendereye sıkıştırılmışken, kendisine muhalif diyen kimi kesimlerin bile devletin dili ve yaklaşımını kullandığı bir süreçte doğru, adil, tarafsız ve dengeli bir tavır içinde olacağız.
Türkiye halklarının içinde yaşadığı hukuki, insani, ekonomik tüm sıkıntıları, doğanın tahribatından ülkenin en temel meselesi olan Kürt meselesine kadar her konuda sizleri haberdar etmeye çalışacağız. Bunu yaparken masaüstü gazeteciliğin Youtube, Podcast imkanlarını sonuna kadar kullanacak, aynı zamanda olanaklarımız ölçüsünde sokakta olacağız.
Türkiye’de kadınlar ayrımcılığa maruz kalıyor, Artı Gerçek kadınlara pozitif ayrımcılık yapacak. Doğanın ranta, talana kurban edildiği bir dönemde yaşıyoruz. Küresel ısınma dünyayı tehdit ediyor. Ekoloji öncelikli meselemiz olacaktır.
Türkiye’nin demirbaş sorunu Kürt meselesidir. Bu sorunun adil ve demokratik bir şekilde çözülmesi tek çıkış yoldur. Artı Gerçek, Kürt meselesinin demokratik yöntemlerle çözülmesi gerçeğini gören bir yayıncılık anlayışı benimseyecek.
Artı Gerçek; Türkiye’de yaşayan, yok sayılan, ayrımcılığa maruz bırakılan, ötekileştirilen, şiddet gören, düşüncelerinden dolayı hapse atılan, kadın olduğu için öldürülen, Alevi olduğu kapısına çarpı konulan, KHK ile işine son verilen, Kürt olduğu için lince maruz bırakılan, işsiz kalan, Soma’daki madencinin de sesi olacaktır.
Haberciliğimizi sadece Türkiye ile sınırlı tutmayacak Türkiyelilerin yaşadığı her yerde olmaya çalışacağız. Bu yolda bizimle çalışan, katkıda bulunan gazetecilerin ve editörlerimizin kalite ve yeteneğine sonuna kadar güven duyuyoruz. Hatalarımızı kabul edecek ve hızla düzeltme yoluna gideceğiz. Okurlarımıza her zaman hesap vermeye açığız.
Tek hedefimiz okurumuzun sansürsüz gerçeğe ulaşmasına katkıda bulunmak. Eskilerin dediği gibi "ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz". Bu verdiğimiz sözler nedeniyle her gün, her saat okurumuzun sınavından geçeceğimizin farkındayız. Gerçeğe ve insana saygılı habercilik anlayışıyla yola çıkıyoruz.
Celal Başlangıç, tüm yazarlarımız, çalışan arkadaşlarımız ve okurlarımız başta olmak üzere bu çalışmaya değer katan herkese teşekkür eder, başarılar dilerim.