Ayşe Yıldırım
Oyları düştükçe hırçınlıkları artıyor
İktidar ortakları el ele vermiş CHP'yi "darbe tehdidi"nde bulunduğu iddiasıyla tehdit ediyor.
Önce CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi eleştiren sözleri bahane yapıldı. Efendim Özel "darbe imasında bulunmuş"muş!
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, mafyavari bir tehdit savurdu Özel'e:
"Haddini bil!
Ülkücü Hareket sana haddini bildirmeyi bilir!"
Sonra CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu üzerinden saldırmaya başladılar.
AKP'nin gidici olduğunu ve sistemin değişeceğini söyleyen Kaftancıoğlu'nun sözlerinden de bir "darbe tehdidi" çıkardılar.
"Gidicisiniz" sözü çıldırttı ortakları. "Saldır" komutunu aldılar ve hep birlikte saldırmaya başladılar.
AKP İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak, Canan Kaftancıoğlu'nu açık açık tehdit etti sosyal medyadan:
"Milletimiz buna en son yelteneni 15 Temmuz’da Şehitler Köprüsü’nden Boğaz’a dökmüştü. Anlaşılan bünyesine demokrasi fazla gelen CHP İl Başkanı, genlerine uygun maceralar arıyor. Haberi olsun; Boğaz bu mevsim serin, yazın da derindir."
Çukur medyasının yazarları, kimi eski AKP'li milletvekilleri, teşkilat yöneticileri, troller geri kalmadı tabii...
Bir merkezden dağıtıldığı belli olan basmakalıp tweetleriyle hedef göstermeye devam ettiler CHP'li isimleri. Öyle ki bazıları daha da iler gidip silah fotoğrafları, burada yazılamayacak kadar densiz söylemlerde bulundular.
Bu saldırının zamanlamasının sırrı Avrasya Araştırma Şirketi'nin son anket sonuçlarında saklı.
Ankete göre AKP'nin oyları "kararsızlar dağıtıldığında" bile yüzde 34'lere gerilemişti. Onun küçük ortağının oyu ise yüzde 8.9'lara.
Erdoğan'ın oy oranı da yüzde 38.9'lara...
Üstelik halkın yüzde 67,9'u "hükümetin salgın nedeniyle yapmış olduğu ekonomik destekleri yeterli bulmuyor"du.
Ve tabii "Millet İttifakı belediyelerinden memnuniyet" oranı yüzde 59,8'di.
Sadece bu anket de değil tabii. Strateji Araştırma Danışmanlık şirketinin TBMM'nin 100. yılı nedeniyle yaptığı anket de var. O ankete göre de "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçilmesinden sonra TBMM'nin etkinliğinin azaldığını savunanların oranı" yüzde 53. "TBMM'nin bir yenilik yapmasına ihtiyaç var mı?" sorusuna "Evet" diyenlerin orası ise yüzde 67.
"Türkiye'nin temel sorunlarının çözüm yeri öncelikli olarak neresidir?" sorusuna "TBMM" diyenler yüzde 64.6. Bu soruya "Cumhurbaşkanlığı" diyenler ise sadece yüzde 19.2.
Yani bir iflastan söz ediyoruz.
Erdoğan'ın anketlere olan ilgisini biliyoruz. Anketlere bakmadan adım atmadığını da biliyoruz.
Belli ki sadece bu anketlerde değil kendi önlerindeki anketlerde de sonuçlar hiç iyi görünmüyor.
Tabanlarını Erdoğan'ın deyimiyle "dik, diri, iri" tutmak için hayali bir tehlikeye ihtiyaçları vardı.
Kendi kendilerine bir "darbe tehdidi" hikâyesi uydurup oradan "oy" çıkarma arayışına girdiler.
Siyasetçileri, gazetecileri, akademisyenleri "mafya" ağzıyla tehdit etmelerinin nedeni bu.
"Aklınızı başınıza alın, yoksa bu millet getirmesini bilir" diyen troliçe ve troller musluklarının kesilmesinden, mafya babalarını serbest bıraktırmanın "gururunu" yaşayan MHP'liler, bunun da verdiği güçle hiçbir sorumluluk almadan tüm nimetlerinden yararlandıkları iktidar ortaklığının ellerinden gitmesinden, Cumhuriyeti "otokrasiye" çeviren AKP Saray saltanatının bitmesinden korkuyor.
Elbette daha da sertleşmeye çalışacaklar. Daha da çirkefleşecekler. Babalarının çiftliği sandıkları ülkeyi daha da batıracaklar.
Çünkü o anketlerde bir "baskın seçim"e olanak sağlayan oy oranı arıyorlar. Eğer 2023’e kalırlarsa o sandıktan çıkamayacaklarını çok iyi biliyorlar.
Ama korkunun ecele faydası yok. Bu kez aradıklarını bulamayacaklar.
Ne Diyanet İşleri Başkanı üzerinden yapmaya çalıştıkları yeni kutuplaşma, ne Barolara yönelik linç kampanyası, ne CHP’li belediyelere yönelik karalama ve engelleme girişimleri, ne HDP’li milletvekilleri için Meclis’e gönderdikleri dokunulmazlık dosyaları, ne HDP’nin elinde kalan tek büyükşehir belediyesi olan Kars Belediyesine saldırıları onları kurtarabilecek.
Gidecekler.
Hem de o çok korktukları sandıkla gidecekler.