Oynamadan kazanmak!

Ancak dakikalar ilerledikçe rakip potaya sayı bırakmak için çabalayan oyuncu ya da oyuncular ortalarda gözükmüyor.

Oynamadığın maçı kazanmak en zorudur… 24 saat önce Galatasaray, Fenerbahçe’yi Kadıköy’de yenip puanını eşitleyerek zirveye ortak olmuş. Beşiktaş’tan beklenen de doğal olarak İnönü Stadı’nda Konyaspor’u mağlup ederek rakiplerinin gerisine düşmemesi. Beşiktaş için tek dezavantaj, yetisi sınırlı oyunculardan oluşan Konyaspor ile oynayacağı maç öncesi kağıt üzerinde mutlak galip geleceği varsayımı. Öyle ya, ligin en iyi futbolunu oynayan Beşiktaş’ı sıradan Anadolu ekibi Konyaspor mu durduracak?  Bu da beraberinde hem oyuncu grubunun hem de teknik kadronun üzerinde istem dışı baskı oluşturuyor. Zira ‘çantada keklik’ görülen yengi ‘es kaza’ gelmez ise üretecek mazaret bulmak epey zor…

Beşiktaş’ın oyunun başındaki pas trafiği ‘Harlem Globetrotters’ın gösterilerini anımsatıyor. Ancak dakikalar ilerledikçe rakip potaya sayı bırakmak için çabalayan oyuncu ya da oyuncular ortalarda gözükmüyor. Ve sarı kartlı Fransız futbolcu Fabrice N'Sakala oyunun 21’inci dakikasında gördüğü ikinci sarı kartla Beşiktaş’ı sahada 10 kişi bırakıyor. Mazaret olabilir mi? Beşiktaş yılmıyor ancak bazılarını rahatsız, kimilerini de tedirgin eden bireysel olarak futbolcuların sorumluluktan kaçmaları oluyor. Konyaspor yarı alanında gayet güzel paslaşıyorlar ancak yengiyi getirecek gol pozisyonuna girmeyi bir türlü beceremiyorlar ve üzerlerindeki baskının arttığının sinyallerini veriyorlar. Bunun nedeni elbette ki yoğun maç trafiğinin getirisi, fiziksel yorgunluk. Burada kanımca Vincent Aboubakar için bir parantez açmak gerekli! Kamerunlu futbolcu beklentilere yanıt veremediği gibi çok sayıda pozisyonda ayağındaki topa dahi sahip olmayı beceremedi. Çoğu zaman ‘empati’ zorunlu! Aboubakar’ın Beşiktaş’tan kazanacağı rakam, oynasa da yan gelip yatsa da Oğuzhan Özyakup gibi garanti değil, kaldı ki yakınında bile değil. Vincent Aboubakar bu nedenle sahada olduğu anda kendisini ispatlamak için benliği ile mücadele ediyor ve fiziksel gücünü sakınmadan tüketiyor. Kimi zaman gol ve goller atıyor kimi zaman da Konyaspor maçında olduğu gibi tıkanıyor. Aboubakar’ı anlamak gerek...

Benim anlamakta güçlük çektiğim iki futbolcu Adem Ljajic ile Cyle Larin oldu. Salt fiziksel değil mental yorgunluk da yaşayan Adem Ljajic’i tam yerecektim ki oyundan çıktan sonra duşa gitmek yerine üzerine giydiği montla takım arkadaşlarına bağırarak taktik vermeye çalıştığına tanıklık edince geri adım attım. En azından saha içinde yapamadıklarını dışarıdan yapmaya çabalıyor. Clye Larin’e gelince… Genç bir futbolcu ayağına gelen bu kadar çok fırsatı nasıl teper? Yitirdiği toplarla yorgun takım arkadaşlarını daha fazla nasıl yorar? ‘Becerisi sınırlı’ desek ancak olmadığını da biliyoruz. Diğerleri de farklı değildi ta ki Sergen Yalçın oyuna Atiba Hutchinson ile Georges Kevin N’Koudou’yu dahil edene kadar.  Tabii Valentin Rosier ile Rachid Ghezzal’ı ayrı tutalım! Rosie 90 dakika boyunca koşturmak ve orta yapmaktan yorulmadı, Ghezzal da diğerlerinin hatalarını bertaraf etmekten yılmadı. Sonuçta Atiba Hutchinson’ın verdiği akılcı pasta Valentin Rosier attığı golle Beşiktaş’ı Konyaspor karşısında 1-0 galibiyete taşıdı ve takımına oldukça önemli bir 3 puan daha kazandırdı…

Welinton Silva’nın ceza alanı içinde Konyasporlu futbolcu tarafından formasının çekilmesi penaltı kararını gerektiriyor muydu? Sanırim;  ‘evet.’ Peki yardımcı video sistemin başındaki hakemler pozisyonu neden görmezden geldiler? Bunu iktidarın değişmez ihalecisi Limak’ın sahibi ve aynı zamanda futbol federasyonu başkanı olan zat-ı muhterem sormak gerekli ancak vereceği yanıt inandırıcı olmayacağı için kalsın… Uzun süre sahada 10 kişi mücadele eden Beşiktaş hakem kararını tartışmaya açmadan zaten yanıtını futboluyla, mücadelesiyle verdi…   

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi