Kurtuluş için bir şansımız var. Kanser testi niteliğindeki referandumda ‘negatif' görünümlü sağlıklı bir HAYIR çıkması
NAZIM ALPMAN
Her konuda sözlerine hayır diye başlayanlar vardır:
-Ama hayır!..
Hemen herkes o kişiden söz ederken şöyle der:
-Çok negatif biridir!
Hayır ve negatif genellikle yan yana uyumlu dururlar.
Nadiren "negatif" bir durum da iyilik ve sağlık içerebilir.
Mesela?
İnsan bedeninde hastalık arama-taraması için yapılan testlerde iki sonuç vardır: Pozitif ve negatif.
Eğer sonuçlar "pozitif" çıkarsa ayvayı yemiş olabilirsiniz. Önceki gün hayata pozitif bakan bir arkadaş kanser testi yaptırmıştı.
Doktor sonucun "negatif" çıktığını söyleyince, arkadaşın suratı düşmüş:
-Yapma be doktor!
-Negatif çıktı, daha ne istiyorsun?
-………?
-Kardeşim kanser değilsin, niye üzülüyorsun ki?
O zaman ayılmış bizim ki.
Negatif her zaman kötü değildir!
Birden kendine gelmiş, kendi sağlığını ülkenin sağlığına bağlamış:
-Kanser de referandum gibi demek ki…Evet-pozitif kanser oldun, hayır-negatif sağlıklısın!
Doktor gülmüş:
-İyi sonuç çıkardın.
Ülkemiz amansız bir hastalığın pençesinde kıvranan hasta benzetiliyor son zamanlarda. Çaresizlik ve umutsuzluk ile direngenlik ve umut iç içe geçmiş bulunuyor.
Korku ve cesaret birlikte yükseliyor. Her ikisinin de bulaşıcı olduğu konusunda görüş birliği var.
Bu durumun birinci sorumlusu elbette iş başındaki hükümet… Var olan demokrasinin bütün nimetlerinden istifade ederek, mücadele eksenini mağduriyet raylarına oturtarak yol aldılar.
Kendilerine göre varacakları yere ulaştıklarına kanaat getirerek, ilerledikleri rayları dinamitleyerek yollarını değiştirdiler.
Herkes için özgürlük diyorlardı, şimdi herkese korku servis ediyorlar.
Referandum için valilere ve kaymakamlara yetki verdiler:
-Kim halk oylaması için çalışma yapabilir, kim yapamaz!
Böylece insan hakları ve demokrasi açısından ağır bir ihlal olan bu durumu mülki idarecilerin omuzlarına yüklediler. Yarın öbür gün "ters" bir durum ortaya çıkarsa, doğrudan bu kararları alanlar ve uygulayanlar okkanın altına gitsinler diye…
Ülkenin geleceği hakkında yapılacak bir oylamada herkes söz sahibidir. Bunun için neden bir siyasi parti üyesi olma şartı gereksin ki?
Demokrasinin en hastalıklı halini yaşıyor ülke…
Kurtuluş için bir şansımız var.
Kanser testi niteliğindeki 16 Nisan 2017 Anayasa Referandumunda "negatif" görünümlü sağlıklı bir HAYIR çıkması!
İşte o zaman hastalıklı halden ( ve OHAL'den) hayırlısıyla kurtulup normal hayatımıza dönebiliriz.