Mühdan Sağlam
Rusya için Afrika jeopolitik boy gösterisi mi stratejik yatırım merkezi mi?
Rusya geçtiğimiz hafta St. Petersburg’ta İkinci Rusya-Afrika Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı. Bu toplantıya katılan lider sayısı 2019’daki ilk toplantıya göre düşük kalırken, resmi verilere göre 43 ülkeden delege Rusya’ya geldi. Rusya açısından 2022’de başlayan Ukrayna Savaşı sonrası dengeler ciddi anlamda değişti. Batı’dan izole olan Rusya, Afrika’da bir çıkış arıyor. Ancak Afrika’da çalışan Rus şirketleri dikkate alındığında belki sahnede görünenden fazlasını görmek için perdenin arkasında bakmak gerekiyordur.
RUSYA İLE AFRİKA’NIN MÜTEVAZI EKONOMİK BAĞLARI
Rusya Federasyonu’nun öncülü SSCB, Afrika’da bağımsızlık hareketlerini destekleyerek burada güçlü bağlar kurmuştu, buna karşın bu bağların ekonomik getirisi sınırlıydı. SSCB, başarılı ya da başarısız olması bir yana kapitalizme alternatif olarak çıkmıştı ve devlet olarak farklı bir perspektiften dünyayı ele alıyordu. Ardılı Rusya ise kapitalist dinamiklerle hareket etti, ancak Afrika söz konusu olduğunda Moskova için jeopolitik öncelik genellikle ekonominin önünde oldu.
Bu tutum, 2014’te Çin ile imzalanan doğal gaz anlaşmasında kendini net bir şekilde gösterdi. Gazprom ile Çin uzun yıllar müzakere etse de fiyat yüzünden uzlaşamıyordu. Ancak 2014’te Kırım’ın ilhakıyla gelen yaptırımlar karşında Rusya, Batı’ya yalnız olmadığını göstermek durumundaydı. Bu nedenle, Gazprom’un kalın muhasebe defterleri kenara itildi ve Çin ile anlaşmaya varıldı. Böylece Batı’ya “Bakın siz olmasanız da ben yalnız kalmam” mesajıyla servis edildi. Peki Afrika da böyle ele alınabilir mi?
Rusya ile Afrika ticareti, savaş öncesinde 20 milyar dolardı. Putin 2019’daki Rusya-Afrika Zirvesi’nde “Bunu 5 yılda 40 milyar dolara çıkaralım” dedi. Ancak aradan geçen 4 yılda önce pandemi sonra Rusya yaptırımları bu hedefi yakalamak şöyle dursun 20 milyar dolara ulaşmayı bile zora soktu. Dahası bu ticarette Afrika ithalatçı Rusya ihracatçı konumumda, Afrika aleyhine dış ticaret açığı 12 milyar dolar düzeyinde. Rusya’dan Afrika’ya giden doğrudan yatırım miktarı kıtaya gelen toplam doğrudan yatırımın yüzde biri Rusya’nın yatırımı AB’nin toplam yatırımının yüzde 5’ine Çin’in yatırımının yüzde 6’sına denk geliyor.
Rusya ile Türkiye arasındaki ticaretin hacmi 60 milyar dolar seviyesine çıkmışken, 20 milyar dolarlık ticaret hacmi bir ülke değil, kocaman bir kıta için aşırı mütevazı kalıyor. Bununla beraber Afrika ekonomik açından diğerlerinden farklı bir nitelik taşıyor. Bu noktada belki soruyu yeniden formüle edip, Rusya Afrika’da neye yatırım yapıyor diye sormak gerekiyor?
ALROSA’NIN ÜRETİM ÜSLERİNDEN BİRİ OLARAK AFRİKA
Rusya denildiğinde akla petrol ve doğal gaz gelse de Moskova’nın dünyada meşhur olduğu bir başka yer altı madeni daha var: Elmas. Şöyle ki çoğunluk hissesi devlette olan Alrosa, yüzde 28’lik pazar payıyla dünyanın en büyük elmas şirketi. 80-100 milyar dolarlık bu piyasada Alrosa, Rusya’nın kasasını dolmasını sağlayan güçlü bir süvari. Alrosa, Rusya’nın yanı sıra dünyanın farklı yerlerinde elmas arıyor, işliyor ve üretiyor.
Elmas denildiğinde akla Afrika geliyor ve Alrosa da bu akıl ürütmeyi takip ediyor. Şirket, Zimbabve, Angola, Botvana, Namibya ve Güney Afrika’da elmas madenleri işletiyor, ortak projeler yürütüyor. Değinilen adresler mühim.
Küresel elmas üretiminin yüzde 92’si Rusya, Botsvana, Güney Afrika, Angola ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki üretimden oluşuyor. Alrosa, Rusya’daki elmas üretiminin yüzde 90’ını elinde bulundururken, Afrika’da değinilen ülkelerde ciddi üretim kapasitesine sahip. Ancak Alrosa ABD pazarına giremiyor çünkü yaptırım uygulanıyor. Öte yandan Avrupa pazarında hala Alrosa var, çünkü dünyanın en büyük elmas hubına (Elmas satıcı ve alıcılarının buluştuğu merkez ) sahip Belçika, Alrosa’ya ambargoyu reddetmişti.
İşte bu noktada Alrosa’nın, Afrika’daki işlerinin tehlikeye girmemesi, ekonomik ilişkiler mütevazı olsa da Rusya için Afrika elmasını Alrosa’nın çıkarması önemli.
RUSYA, AFRİKA ÜSTÜNDEN AVRUPA’YA PETROL MÜ SATIYOR?
Küresel emtia piyasasında önemi yadsınmaz bir diğer meta da petrol.
Petrol, Rusya-Afrika ilişkileri açısından önemli, en azından Ukrayna Savaşı’ndan bu yana. Rusya ile Afrika kıtası arasındaki işlenmiş petrol hacmi savaş öncesinde günlük 33 bin varilken, Mart 2023’te bu rekor kırarak 420 bin varile çıktı. Ortalama 300 bin varil düzeyinde seyrediyor. Rusya’nın rafineri ürünleri 2022’de biraz düşüş gösterse de yine Mart 2023’te son yedi yılın rekorunu kırarak 1,9 milyon varile çıktı. Daha önce bu ürünün önemli bir kısmı AB’ye giderken Afrika, Türkiye, Çin, Hindistan gibi adresler ham ve işlenmiş ürünlerin güncel rotaları.
SP Global’a göre Mısır, Libya ve Fas en fazla rafineri ürünü alan ve yaptırım yükünü hafifleten ülkeler. Bu ticaretim merkezindeyse alışık olduğu üzere Rosneft değil, Lukoil ve onun Cenevre’deki kolu Litasco var. Peki neden Afrika’nın Rusya’dan petrol alımı arttı?
İlk olarak Hollanda’ya gelen benzen, sülfür gibi maddelerin oranına ilişkin düzenleme Afrika’ya giden petrol sevkiyatını düşürdü. İkincisi, Rusya’nın yaptırımların etkisini hafifletmek için indirimli petrol satışı Hollanda’nın boşluğunu doldurduğu gibi alımı da artırdı. Ancak Rusya’dan petrol alımı ciddi biçimde artan Fas’ın sadece Haziran 2023’te İspanya’ya günlük 61,400 varil petrol/benzin sevk etmesi başka bir soru işaretine neden oluyor: Rusya Afrika üstünden Avrupa’ya petrol mü satıyor?
Bu soru benzer biçimde Rusya’dan rekor petrol alımı yapan Hindistan için de sorulmuştu. Rosneft’in kendisi yaptırımlara uğrasa da Hindistan’da yüzde 49 hissesine sahip olduğu Nayara Rafinerisi yaptırım listesinde yer almadı. Hindistan burada işlediği Rus petrolünü Avrupa’ya sattı. Hatta bu durum AB ile Hindistan arasında krize neden oldu. Benzer biçimde uzmanlar bu yöntemin uygulandığını ifade ediyor. Dahası Rusya’nın yaptırım görmesinden bu yana gemilerin kaçak yoldan yükünü bir başka gemiye aktarma yaptığı kayıt altına alındı. Bu trafiğin yüzde 225 düzeyinde arttığı ifade edildi. Bu çerçevede Fas’ın petrol ihracatındaki artışı radara takıldı. Yani evet, Rusya bu yolla kendi petrolüne konulan yaptırımın etrafından dolanıyor olabilir. Bu nedenle Afrika Rusya için sadece petrol satma pazarı ve transit bir pazar olarak da cazip.
Son olarak Vagner’in Orta Afrika’da kontrol ettiği altın madeni, silahlı güç olarak bölgedeki varlığı ve Rusya’nın, Afrika’nın en büyük silah ihracatçısı olduğu dikkate alındığında mütevazı görünen ekonomik görünümün rakamlarla değil, stratejik açıdan orta vadede değerlendirilmesi gerektiriyor. Elbette Rusya, Afrika zirvesiyle Batı’ya mesaj verdi, “alternatif pazarlar arıyorum, fena da değilim” dedi. Ancak Rusya’nın Afrika politikasının kendi çıkarları ve orta vadeli bir planla gittiği dikkate alınmalı.
Rusya-Afrika ekonomik bağları mütevazı olsa da, kıta Rusya'ya jeostratejik konumunu güçlendirebileceği küresel bir sahne sunuyor. Afrika’nın Rusya için önemi, Rusya’nın Afrika için öneminden çok daha fazladır.
Mühdan Sağlam: Doktorasını Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda “Rusya Federasyonu’nun ve Rus Dış Politikasının Dönüşümünde Enerjinin Rolü” başlıklı teziyle 2021’de tamamladı. 2014-2017 arasında AA Energy Terminal’de enerji analistliği yaptı. 2018-2021 arasında Gazete Duvar’da dış politika/ekonomi, enerji analisti ve köşe yazarı olarak çalıştı. Enerji şirketleri devlet ilişkisi, Rusya enerji politikası, enerji ekonomi politiği, ekonomi politik temel ilgi alanıdır. Bu alanda pek çok makalesi, uluslararası yayını vardır. 7 Şubat 2017’de çıkan 286 KHK ile Barış için Akademisyenler: Bu Suça Ortak Olmayacağız isimli bildiriyi imzaladığı için üniversitedeki görevinden ihraç edilmiştir. Gazprom Rusya’sı: Rusya’da Devletin Dönüşümü isimli kitabın yazarıdır.