Eser Karakaş
S-400 meselesi bir savunma meselesinden öte bir şeydir
NATO üyesi Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füze alımı meselesi her geçen gün biraz daha sıkıntılı hale gelmekte.
Bu mesele o kadar sıkıntılı hale gelmekte ki son günlerde Rusya ile imzalanan satın alma anlaşması çerçevesinde S-400’lerin, dünya kadar para verdikten sonra alınıp ambalajları içinden bile çıkarılamayacağı dedikoduları var.
Benzer bir süreci yirmi sene önce S-300 satın alan Kıbrıs da yaşadı, aşağıda size bir internet alıntısı sunuyorum:
"Güney Kıbrıs’ın Rusya’dan satın aldığı, ancak Türkiye’nin ve Batılı ülkelerin ağır baskıları sonucunda Yunanistan’a sattığı S-300 tipi füze sistemini Yunanistan ilk kez test edecek. Yunan askeri yetkilisi, 'S-300 füze sisteminin Yunanistan'a konuşlandırılmasının üzerinden 15 yıl geçmiş olmasına karşın S-300 bataryaların geçmişte hiç aktif hale getirilmediğini ve test işlemi yapılmazsa sistem tamamen kullanım dışına çıkacak ve hiçbir atış yapılamayacak. Bu durumun onarılması tahmin edilemeyen maliyetlere sebep olacak' açıklamasında bulundu."
Vergi mükellefinin paralarıyla satın alma kararını verip sonra füzeleri depoda çürümeye bırakan Yunanistan’ın içine düştüğü iktisadi krize şaşmamak lazım, bu tür irrasyonaliteler mutlaka bir gün bumerang etkisi de üretiyorlar.
Türkiye’de aynı şeyi yapmaya hazırlanıyor galiba, Allah akıl fikir versin.
Ancak, kanımca S-400 meselesi sıradan bir ulusal savunma ya da dış politika meselesi değil; zaten çağımızda dış politika lafı da kanımca çok anlamsız, hükümetlerin politikaları, duruşları var, bu duruş içeride neyse dış politikada da o, dış politikada neyse iç politikada da o.
İç politikada dışa açık piyasa ekonomisinden, batı standartlarında temel hak ve özgürlüklerden, mesela ifade özgürlüğünden yana ol ama dış politikada ABD ve AB’ye karşı Rusya, İran ya da Çin ile birlikte hareket et, bu çok anlamsız ve mümkün olmayan bir duruş.
Rusya’dan S-400 ya da ABD’den Patriot füzesi alımı meselesi doğrudan bir duruş meselesi, nasıl bir ülkede yaşamak istediğinizin de çok somut bir göstergesi, kanıtı.
Ben, kendi adıma konuşuyorum doğal olarak, dışa açık piyasa ekonomisinden, çok etkin ve evrensel standartlara dayalı kararlar üreten bir yargıdan, aynı bağlamda evrensel standartlarda bir demokratik hukuk devletinden, çok geniş bir ifade özgürlüğünden, batı Avrupa düzeyinde bir sosyal devletten yanayım.
Yaşadığım ülke için bunları istiyorsam aslında dış politika tercihim de otomatik olarak belirleniyor, ben NATO üyesi Türkiye’ye S-400 satın alınmasına, NATO üyeliğimizin tehlikeye atılmasına da hukuk devleti standartlarımı korumak ya da inşa etmek için şiddetle karşıyım.
Meseleye bu açıdan bakınca aslında AKP’yi, Vatan Partisi'ni (İşçi Partisi) son derece de tutarlı buluyorum, onlar dışa açık piyasa ekonomisine de (ihaleler, tanzim satışlar), ifade özgürlüğüne de, bağımsız yargıya da çok meraklı değiller ve böylece de bir NATO üyesi Türkiye’ye Rusya’dan S-400 almayı da normal görüyorlar.
Tekraren ifade ediyorum, Patriot-S400 tartışması nasıl bir ülkede yaşamak istediğinizin turnusol kağıdıdır ve ulusal savunma ile, dış politika ile bağı ancak türev bağlardır.