Şaşırdık mı, hayır!

Seçimlerde hile yapıldığı çok açık. Eğer, 1. Turdaki kararlılıkla, hatta daha da kararlı bir şekilde sandığın başına gidersek, otokratın iktidarına son vermemek için hiçbir neden yok. Bu sefer onları hile hurda da kurtaramaz.

Seçimlerde hile yapıldığı çok açık. Her yerden gelen haberler bunu gösteriyor. Selahattin Demirtaş, hile mekanizmasının nasıl işlediğini madde madde gösteren twitler attı. Hile, daha sandık temsilcilerinden başlıyor. “Parti sandık temsilcisi” rolüne giren sahtekârlar, tutanaklara muhalif partiler adına imza atarlar, olur biter. Böyle yüzlerce vaka şimdiden tespit edilmiş durumda. Dolayısıyla Millet Meclisi seçimlerinde, iktidar kanadının epeyce hileli milletvekili kazandığı açık. Büyük ihtimalle Meclis’te bu yolla çoğunluğu kazandılar.

VERİ AKIŞINI DONDURMA TAKTİĞİ

Aynı şeyin C.Başkanlığı seçiminde de olduğu görülüyor. Zaten, 15 Mayıs gecesi, belli bir saatten sonra Tayyip Erdoğan’ın %49’da, Kılıçdaroğlu’nun %45’te, Oğan’ın da %5’te donup kalmasından durumu tahmin etmek zor değil. Sayımı iki saatte bitecek bir seçimin “sonucu”nun ancak 24 saat sonra zor bela açıklanması bile her şeyin bir merkez tarafından ayarlandığını ortaya koyuyor. Tayyip’in %50’yi geçtiğini açıklayamadılar, çünkü buna muazzam itiraz ve tepki geleceği de hesaplarının arasındaydı. En iyisi, “Tayyip’in %5 ileride olduğunu söyleyip psikolojik üstünlüğü sağlayalım ama seçim 2. Tura kalsın. Fazla tepki gelmeyen bir ortamda, kazandığımız moralle 2. Turda seçimi alırız” demiş olmalılar. Bunlar manüplasyon ustasıdır, bu işi çok iyi bildiklerini kabul etmek gerekir. 7 Haziran-1 Kasım 2016 arasındaki uygulamaları belleklerimizde tazedir.

Nasıl oluyor da ilk dört-beş saatte oyların %99’u sayılıyor da, geri kalan %1 bir türlü sayılamıyor. Olacak şey mi bu? “Ben hile ve manüplasyon yapıyorum” demenin bundan açık ifadesi olabilir mi? Milyonları göz göre göre aptal yerine koyuyorlar.

HİLEBAZ, KURNAZDIR AMA ZEKİ DEĞİLDİR

Fakat o kadar da zeki olduklarını sanmayalım. Meclis seçimlerinde yaptıkları bazı hileler o kadar aptalca ki! Örneğin Van gibi, YSP’nin oldukça güçlü olduğu yerlerdeki bazı sandıklarda YSP’ye 0, MHP’ye 220 oy çıkması gibi aptalca hileler, en saf insanı bile inandırmaktan uzak. Bana kalırsa, oralarda görev alan iktidar “müşahitleri” hilebazlıkları oranında geri zekâlı da. Bari biraz inandırıcı olmaya çalış, değil mi?!

İYİMSER OLMAK İÇİN NEDENLER VAR

Seçimin sosyolojik tahlilini, 28 Mayıs seçimi de sonuçlandıktan sonra yapacağım. Şimdi önümüzde acil bir durum var: 28 Mayıs’daki 2. Tur seçimi.

Boş iyimserlik kadar karamsarlık da zararlıdır. Karamsarlığa kapılmak, iktidar hilebazlarının planlarına yardımcı olmak anlamına gelir.

İyimserlik için nedenler var.

Tayyip Erdoğan, ilk kez başkanlık seçimlerini 1. Turda kazanamadı (hilelere rağmen).

AKP, 2002’deki seçimden beri ilk kez %40’ın altına düştü (hilelere rağmen).

Türk modernisti İzmir’le Kürt ili Diyarbakır’ın Kılıçdaroğlu’na %70’e varan (Diyarbakır İzmir’i biraz geçmiştir hatta) oy oranıyla el sıkışmaları göğüs kabartan tarihi bir manzaradır.

ERKEN “ÖZELEŞTİRİ” GEREKSİZ

Oy vermeye gitmeyen ya da boş veya mükerrer oy veren milyonlarca insan bu sefer tersine hareket edip oy vererek seçimin kaderini değiştirebilir.

Vermediğiniz oylarınızla bu ülkeyi bir otokrata hediye etmeyin.

Bitirirken, bir noktaya kısaca değineyim. YSP’nin oy oranının 2018’e göre düşmüş görünmesinin nedeni, hile meselesini bir yana bırakırsak, esasen, o zaman bir kısım CHP’li seçmenin, HDP baraj altında kalmasın diye verdiği emanet oylarının geri alınmasıdır. Bu emanet oylar kısmen yeniden CHP’ye, kısmen de TİP’e gitmiştir. Bu yüzden, bence Mithat Sancar’ın bu kadar erken “özeleştirel” saptamalar yapmasına gerek yoktu.

OTOKRATIN İKTİDARINA SON VEREBİLİRİZ!

Eğer, 1. Turdaki kararlılıkla, hatta daha da kararlı bir şekilde sandığın başına gidersek, otokratın iktidarına son vermemek için hiçbir neden yok. Bu sefer onları hile hurda da kurtaramaz.

İstanbul seçimleri örneğini unutmayalım. O zaman da hile yapmış ve yenilenen seçimde hezimete uğrayarak İstanbul’u kaybetmişlerdi.

Muharrem İnce taraftarları da bu mücadeleye omuz vermelidir. Bu seçmenlerin otokratı sevmediğini biliyoruz.

Hatta Oğan’a oy verenlerden bir kısmı da, otokrata oy vermektense Kılıçdaroğlu’na oy vermeyi tercih edebilir.

28 Mayıs, 21 yıllık otokrasinin sonu olabilir.


Gün Zileli: 24 Ekim 1946, Ankara doğumlu. 1968 gençlik hareketinde yer aldı. 1990 yılında İngiltere’de sığınmacı oldu. 1992 yılında anarşizmi benimsedi. 2000’li yıllarda altı kitaptan oluşan otobiyografisini yazdı. Romanları, özellikle Sovyetler Birliği’ndeki Gulag kampları hakkında biyografik çevirileri var.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gün Zileli Arşivi