Mehveş Evin
Şef, reis, para babası, akıl hocası yok kardeşim!
Üzerinden 5.5 yıl geçti, iktidarın Gezi garezi bitmedi... Aksine, en tepeden gelen beyanların gölgesinde yapılan tuhaf gözaltılar, ifade almalarla Gezi yeniden ısıtılıyor, yeniden kriminalize ediliyor.
Oysa devlet şiddetiyle bastırıldıktan sonra Gezi’ye katılan ya da destek olduğu iddia edilen pek çok yurttaşa dava açılmış, öne sürülen suçlamaların hiçbiri (Kabataş, Dolmabahçe, darbe, yurtdışından finansal destek vb.) kanıtlanamamıştı. Hatırlayalım:
- 35 Çarşı grubu üyesi "darbe teşebbüsü" suçlamasıyla yargılandı ve beraat etti.
- Bayrak satıcısı dahil, 19 kişinin yargılandığı bir başka dava da 2018’de beraatle sonuçlandı. Sanıklar arasında hiçbir ilişki kurulamadı.
- Gezi davaları deyince asıl kamuoyu vicdanını yaralayan davalar geliyor akla: Polis şiddeti yüzünden ağır yaralanan, hayatını kaybedenlerin davalarında ailelere resmen azap çektirildi, utanç verici kararlar çıktı. Son olarak Hatay’da Abdullah Cömert’i vuran polise verilen ceza, 13 yıldan 6 yıla düşürüldü. Berkin’in katili yargılanmadı, duruşması yıllardır sürüyor.
Şiddetle ilgisi olmayan bu gencecik insanların kanı yerde dururken hesap vermek şöyle dursun, öldürülmeleri alkışlatılıyor.
AVRUPA ACABA NEDEN SORUYOR?
Saray ve şürekası, Gezi’yi "bir darbe teşebbüsü"ne çevirmeye uğraşsa da bütün çabalar beyhude çıktı.
Son koz ne? Bir yılı aşkın, iddianamesiz olarak tek kişilik hücrede tutulan Osman Kavala.
Bir dönem Ergenekon’un savcısı olduğunu ilan eden, AİHM’in Demirtaş kararına "karşı hamlemizi yaparız" diyerek hukuka ne kadar saygılı olduğunu defaeten kanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, iddianamesi bile bulunmayan Kavala’yı "Gezi’nin finansörü" ilan etti!
G-20’ye götürdüğü kalemşorlerine "Gezi kalkışmasının dış ayağı Soros, iç ayağı Kavala" buyurmuş.
Efendim Merkel de Steinmeyer de kendisine Kavala’yı soruyormuş, Avrupa neden onu bu kadar seviyormuş?
Ne tuhaf değil mi? Kendi Anayasa’nı ve ceza kanunlarını, uluslararası tüm sözleşmeleri çiğniyorsun, sonra Avrupa neden bu adamı bana soruyor diyorsun.
Acaba neden? Bu tutukluluğun hukukun üstünlüğüyle, demokrasinin temel ilkeleriyle bağdaşmadığını hatırlatmak için olabilir mi mesela?
GEZİ ISITILIYOR, ÇÜNKÜ...
Kavala ve Gezi etrafında kurgulanan yeni soruşturma ve hedef göstermelerin nedeni sır değil:
- Yerel seçimler yaklaşırken Erdoğan’ın yeni düşman üretmeye ihtiyacı var. Kendisi ve partisinin "dış mihraklardan beslenen güçler" tarafından tehdit altında olduğunu sürekli tekrarlamanın tam zamanı. Muhalefeti hedef göstermek için yeni malzeme lazım.
- Malum, kendi vatandaşlarını hapisten çıkarmayı önceleyen Batı ülkeleriyle OHAL’de yoğun görüşme ve pazarlıklar yürütüldü. Kapalı kapılar ardında bir takım alışverişler "halledildikten" sonra rahip Brunson gibi 7/24 casuslukla, Gülencilikle suçlanan "baş düşman"lar da pıtır pıtır salıverildi. Rehineler üzerinden pazarlık yapmak, Batı’yla bir siyaset biçimine dönüştü. Ama tabii, Saray medyasının bunu sorgulayacak hali yok. Onların işi alkış.
- George Soros’un dünyadaki tüm kötülüklerin kaynağı olduğuna dair önyargının, AKP-MHP ittifakı dışında görünen çevrelerde de karşılığı var. Erdoğan, kendini barış ve demokrasiye adamış Kavala’ya karşı Soros alerjisini kaşıyarak liberal nefretine, antisemitik vurgularıyla İslamcı nefretine hitap ediyor. Bir taşla birkaç kuş, en iyi bildiği şey.
İşte bu ortamda, Taksim Dayanışma’nın bazı üyeleri tekrar sorguya çağrıldı. Onlar da bir kez daha açıklama yaptı: Gezi’nin şefi, reisi, finansörü yok!
Mücella Yapıcı’nın belirttiği gibi, her şey o kadar şeffaftı ki toplantılar parklarda yapıldı, kararlar ortak alındı. Pankart hazırlayan kendi hazırladı, yemekler imece usulüyle yapıldı.
Tam da bu şeffaflık, doğallık, ortaklaşma, barışçıllık; partili CB için olabilecek en kötü senaryo.
Gerçekten Gezi’nin bir tehdit olduğuna inanmasa da otoritesini sarsmış bir "terbiyesizliği" cezalandırmak istiyor.