Yılın ilk gününe neşeli başlayalım. Neşemizin –yoksa eğlence mi desek?- kaynağı, CHP’nin yerel seçim sloganı.
Anamuhalefet partisinin genel başkan yardımcısı Seyit Torun, yerel seçimlerde kampanya dilinin "çok pozitif" olacağını açıkladı.
Pozitif değil, az pozitif değil, çok pozitif!
Cumhuriyet’teki habere göre çoklu pozitif kampanyada öne çıkan sloganlar şunlar:
"Martın sonu bahar" ve "Seni seviyorum".
...
Üç nokta, sloganların etkisini iyice hazmetmeniz için sayın okur. "Ekmek için Ekmeleddin"den sonra CHP, tarihinin en yaratıcı ve etkili (!) kampanyasına imza atmış bulunuyor.
Her şehre, adayları aracılığıyla aşkını ilan edecekmiş CHP:
Seni seviyorum İstanbul, Seni Seviyorum Ordu, Seni Seviyorum... Diyarbakır? Van? Hakkâri?
Ümit Besen’in "Ay lav yu ay lav yu" diye bir şarkısı vardı hani, kulaklarımda çınlıyor. Cevap, şarkıdaki gibi "Yes ay duu" mu?
ÜRKÜTMEYELİM VAKVAKLARI
CHP’nin genel politikası "Ürkütmeyelim vakvakları" olarak özetlenebilir. Baskılar, sorunlar, haksızlıklar arttıkça adım adım geriye çekiliyor. Sonuç ortada.
Geriye çekile çekile "kalecikler" kaldı ve hattı müdafaa, giderek zorlaşıyor. Nerede sathı müdafaa?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir’i gâvur ilan etmişti. Şimdi Ankara-Çankaya ve İstanbul’un üç büyük ilçesi (Kadıköy, Beşiktaş, Şişli=Türkiye’nin kaymağını yiyenler) başta olmak üzere, CHP’nin kalesi sayılan bölgelerine işaret etti...
Ve CHP "Seni Seviyorum" dedi!
Misliyle karşılık verilsin, AKP-MHP koalisyonuna nefret dili kullanılsın demiyoruz elbette.
CHP’nin hücum taktiği geliştirebilme yetisine, imkânına sahip olmaması bir yana, en basit tanımıyla savunmadan aciz. Muhalefet edemiyor.
Bula bula "hayat bayram olsa" tadında, müsamerelerde kullanılsa "evladım git, doğru dürüst bir şey bul da gel" dedirtecek bir yerel seçim kampanyası başlatıyor.
Ülkede kır çiçekleri açacakmış... Toplumsal huzurun, barışın, kardeşliğin sözünü veriyorlarmış.
Nasıl? Seni seviyorum diyerek!
HADİ SEVGİ KELEBEĞİ OLALIM
Sertlikte, hızda, güçte, taktikte iktidarla yarışmak zor. Espriyle karışık da olsa cevap verebilenlerin, direnenlerin şimdiki adresi cezaevi.
CHP’nin kurmayları bu tabloya bakarak "Yok, biz en iyisi sevgi kelebeği olalım" diye mi karar verdi?
Sokakta, silahlı polise çiçek uzatan gençten mi esinlendi?
İyi de o sokaktaki genç. Siz, yerel seçime hazırlanan anamuhalefet partisisiniz!
Hem de 24 Haziran’daki vahim hataların sonrasında, kendi seçmeninden büyük tepki toplamış bir parti...
"Aman efendim, siz saldırganlaşmayın (zaten yapamıyorsunuz)" mu deniyor acaba? Peki saldırganlaşmadan, seviyeyi düşürmeden etkili söz söylemek, siyaset yapmak mümkün değil mi?
Ya da "bizim seçmenimize ne versek yer, hadi seni seviyorum diyelim" diye mi karar verildi?
CHP’nin reklamcıları yanlış anlamış. Bu sloganlar, pozitif kampanyanın sözlük karşılığı bile değil. Olsa olsa ezik kampanya olur.
Bir de hizmet belediyeciliğinin yerine uydurulan "derman belediyeciliği" var ki şimdi hiç oraya girmeyelim...
YENİ YILIN EN MUTLUSU: CB
1990’larda ortalık kan gövdeyi götürürken yazar Hıncal Uluç, neredeyse her gün sevginin önemi üzerine yazılar yazıp, "sevgi varsa dünya kurtulur" temasına bağlardı.
CHP’nin "çok pozitif" kampanyası da bu tatta.
Tabii fark, artık medyanın değil anamuhalefetin toplumu sevgi, kardeşlik diye uyutması ve asıl meseleleri es geçmesi.
Cumhurbaşkanı’nın 2019 dileği varsa, herhalde şöyledir: "Allah başımdan CHP’yi bu yıl da eksik etmesin."
Ay lav yu şarkısıyla başladık. Yeni yıl yazısını tüm zamanların erotik aşk şarkısıyla bitirelim:
Serge Gainsbourg&Jane Birkin’in düeti "Je T’Aime.. Moi Non Plus"tan bir replik:
- Seni seviyorum.
- Ben sevmiyorum.
