Güldem Atabay
Stagflasyon gümbür gümbür geliyor; 2022-23’te ne olacak?
2021’de küresel ekonomide tablo temelde arz sorunları ve yüksek taleple artan enflasyon. 2022’ye gelindiğinde büyük ekonomik resim yükselmiş enflasyonun devam eden arz sorunları ile kalıcı hale dönüşmeye başladığı ve yüksek seyreden enflasyona paralel tüketici talebinin zayıfladığı şekle bürünecek.
Stagflasyon tam da bu işte.
Merkez bankaları para politikası yoluyla küresel ekonomik kriz dönemlerinde düşük faiz ve aşırı likidite yaratarak ekonomileri destekleyebilmekteler. Fakat enflasyonun parasal faktörler yanı sıra arz sorunları ile de yükseldiği dönemlerde işleri çok daha zor. Arz tarafındaki sorunlarla mücadele etmek merkez bankalarının işi değil; ellerinde gerekli araçlar yok. Yapısal sorunlara çözüm üretmek hükümetlerin işi.
Küresel finansal sistemde 2008’deki gelişmiş ekonomilerin krizinden bu yana dolaşan trilyonlarca doların enflasyonu iyice yukarıya taşıma riski varken büyük merkez bankalarının ise hükümetlerin arz katılıklarına yanıt vermesini bekleyecek zamanları yok.
ABD ve Avrupa’da merkez bankalarının (Fed ve AMB) 2023’ü kurtarmak için daha sıkı para politikası ve faiz artışlarıyla 2022 boyunca devrede olmaları bu nedenlerle kaçınılmaz. Büyük ve öncü para politikası yapıcıları enflasyonun kalıcı hale dönüşmesine engel olmak zorunda gelinen bu aşamada.
Türkiye’nin de dahil olduğu gelişmekte olan ülkelerde merkez bankaları ise Fed ve AMB’den daha önce harekete geçmek zorundalar. Türkiye’de politik nedenlerle ekonomide akıl yolundan çoktan çıkıldığı için ayrı bir yaklaşım söz konusu, para politikası gevşetilmekte. TL’de ve enflasyonda etkilerini gün gün izlemekteyiz. Fakat diğer gelişmekte olan ülke merkez bankaları ardı ardına faiz artışları ile gelen dalgaya karşı para birimlerini ve tabi ekonomilerini koruma çabasına 2021 son çeyrekte girdiler bile.
Sonuç: 2022-23’te gümbür gümbür gelen bir stagflasyon döneminin ardından 2024 ve ötesinde durgunlaşan sular. 2022-2023’te ekonomide büyüme hızından ödün verilerek küresel enflasyonun kontrol altına alınma çabalarına tanık olacağız. Önce büyüme yavaşlayacak ardından 2023 içinde enflasyon artışlarının küresel ölçekte kontrol altına alındığını izleyeceğiz.
Türkiye ise başlı başına kötü bir örnek olarak bu dönemde ne yazık ki öne çıkacak. Büyüme yavaşlarken enflasyonun iyice kontrolden çıkışına tanık olacağız.
Bilgi eksikliği ve saplantılı yaklaşımlar nedeniyle dünya ekonomisindeki döngüleri izleyemeyen, neden sonuç ilişkileri kuramayan bu akıl dışı ekonomi yönetiminin bir an önce yapılacak erken seçimle değişmesini dileyelim. Aksi takdirde dünyada da zorlu geçecek 2022-2023 yılları Türkiye ekonomisinde ortada duran enkazın daha çok büyümesine neden olacak.