Eser Karakaş
Türkiye’mizde ne kadar burjuvazi o kadar yargı
Basında, sosyal medyada bir fotoğraf çok dolaştı geçen hafta, bir grup Pegasus (Sabancı) çalışanı Kadir gecesi bir yerde yemek yiyorlar, eğlenceli bir yemek izlenimi veriyor resim, masada rakı içiliyor ve masadan biri bu resmi "Kadir Gecesi özel, Allah kabul etsin" mesajı ile sosyal medyada dolaşıma sokuyor.
Bu resmin sosyal medyada görülmesiyle birlikte de büyük bir fırtına kopuyor.
Savcılık soruşturma açıyor, Pegasus yönetimi de çok anlamsız bir açıklama yapıyor ve galiba resmi sosyal medyada paylaşan çalışanının iş aktini iptal ediyor.
Olay neresinden bakarsanız bakın Türkiye gerçeklerinin, az gelişmişliğin mükemmel bir fotoğrafı.
Hem Pegasus hem de savcılık kurumu anlaşılan ayıp (bu da çok izafi) ile suçu karıştırıyorlar.
Türkiye Anayasasının 2. Maddesinde laiklik ilkesi bulunduğu sürece Kadir gecesi insanların rakı içmeleri ya da ibadet etmeleri kimseyi ilgilendirmez, ilgilendiremez.
Ancak, böyle bir fotoğrafın sosyal medyaya "Kadir gecesi özel, Allah kabul etsin" ibaresiyle konmasının belki "ayıp" kavramı ile ilgisi vardır, o kadar, kamuyu, özellikle de savcılığı hiç ilgilendirmez.
Sözlükler ayıp kavramını şöyle tanımlıyorlar:
"töre kurallarına aykırı olan, utanç verici durum ya da davranış.
"Böyle yapmak ayıptır"
eksiklik, kusur, noksan.
"Bu işte bir ayıp mı var?""
Ayıp kavramı sözlük tanımında bile töre ile ilişkilendirilmiş, herkesin kendi töresi ya da yine sözlük tanımına göre eksikliği, kamusal otoritenin töreye göre davranma hakkı yok, hukuk evrensel bir kavram.
Örneğin bendeniz de bir kandil gecesi rakı içebilirim ama böyle bir resmi sosyal medyaya koyacağımı hiç zannetmem, başkasını da koydu diye, biraz tuhaf gelir bana ama kınayamam.
Pegasus şirketinin bu paylaşım nedeniyle çalışanını işten atması ise Türkiye burjuvazisinin acıklı bir ayna görüntüsü; bir çalışanınızın, varsayalım ki ayıp etti, paylaştığı bir resmin arkasında duramayacaksanız bu kadar parayı neden kazandınız, anlaşılamıyor Valla.
Pegasus şirketi şöyle bir açıklama yapmış:
"27 Nisan akşamı kişisel bir sosyal medya hesabı üzerinden kişiye özel bir ortamda yapılan bir paylaşımın, farklı mecralarda şirketimiz ile ilişkilendirilmesi nedeniyle açıklama yapmak isteriz. Bu görüş ve ifadeler kişisel olup şirketimizin duruşu ile bir bağı yoktur. Pegasus Hava Yolları olarak; ilgili paylaşımda yer alan dini inanç, toplumsal düşünce ve fikirlerle atfen rencide edici ifadeleri kesinlikle kabul edilemez buluyoruz."
Bazı arkadaşların dini inançları da ne kadar frajil ya Rabbim, her şeyden rencide oluyorlar.
Her şeyden tahrik oldukları gibi mesela.
Oysa, din demek muhtemelen biraz da müsamaha yani ayıbı bile görmemezden gelme değil midir?
Pegasus yönetimi de anlaşılan ayıp ile suçu karıştırmış.
Ama işin en vahim yanı savcılığın bu paylaşım nedeniyle paylaşımı yapan Pegasus çalışanı hakkında soruşturma açmış olması.
Bir ülkede ne kadar burjuvazi o kadar yargı anlaşılan.
İnternette çok basit bir araştırma ile şunları buldum:
"Dini Değerleri Aşağılama suçu 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 216. Maddesinin 3. Fıkrasında düzenlenmiştir. Dini Değerleri Aşağılama suçu TCK'da şu şekilde tanımlanmıştır: "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde cezalandırılır."
Ceza Kanununda böyle bir maddenin bulunması bile kanımca sorunlu ama yazımda söz konusu olan resim paylaşımının "alenen aşağılama", "kamu barışı" ile ilişkisi nedir, anlamak mümkün değildir.
Kendi çalışanını bir paylaşım için dahi sahiplenemeyen bir büyük burjuvazi (Sabancı), yürütme erkinin tamamen güdümünde, durumdan vazife çıkarmaya eğilimli hukuk dışı bir yargı.
Bu arkadaş iyi ki bu paylaşımı yapmış, Türkiye tüm müstehcenliği ile bir kez daha önümüze geldi, büyük burjuvazisinden yargısına kadar.