Türkiye'nin çıkmazı: Merkeziyetçi devletten bölgesel devlete (2)

Osmanlı İmparatorluğu, bölgesel devlete örnektir. Ancak 1924 Anayasası ile tekrar merkeziyetçiliğe dönülmüştür. Cumhuriyet yönetimi, saf ve katıksız üniter devlet düzenlemesi getirmiştir.

Üniter devlet olan bölgesel devletlerde de siyasal iktidar tektir. Siyasal planda birliği sağlama amacı tüm bölgesel devletler için temel olup, devlet olmanın hedefinde bu vardır. Ancak siyasi birlik çok değişik tekniklerle sağlanmıştır.

Tüm bölgesel devletlerin anayasalarında devletin tekliği ve bölünmezliği belirtilmiştir. Mesela, federal devletlerde de siyasal iktidar tek olduğu için bu tip devletler uluslararası alanda tek devlet olarak kabul edilmektedir. Federasyonlarda da federal devlet güçlü mali olanakları olan ve ordusu bulunan tek siyasal otoritedir. Federal Almanya (Land'lar; daha çok yürütmede federalizm söz konusu), Kanada (Eyaletler), İsviçre (Kantonlar), Avusturya (Land'lar), Belçika (Bölgeler), ABD, Hindistan ve Avustralya (federe devlet) federal modele örnektirler.

Özerklik, tek siyasi karar merkezli yönetim ile federal yönetim arasında ara bir modeldir. Özerklik modeli, siyasi birliğin güçlendirilmesi, bölgelerin ihtiyaçlara uygun olarak hızlı kalkınması, demokrasi ve özgürlüklerin güçlendirilmesi, sivil bireyin yerelde su üstüne çıkması gerekçelerine dayanır.

Özerklik modelinde bölgelerin anlamı belirli bir coğrafya parçasında yaşayan ulus-altı bir halkın siyasal varlığının ve yaşadığı coğrafi sınırların tanınması ve bir kısım siyasi ve idari yetkilerin bu bölgeye aktarılmasıdır. Bölgelere mali özerklik tanınmakla birlikte kolluk gücü kurma yetkisi de verilmiş durumda

Bölgesel planlama, kalkınma, bölgesel ulaşım, şehircilik ,çevre sorunları, turizm, bayındırlık, balıkçılık, tarım, ormancılık, sağlık ve güvenlik gibi konular bölgenin yetkisine girer. Savunma, ordu, yargı, dış politika, vatandaşlık, gümrük rejimi, devlet maliyesi, sosyal güvenlik, öğretime ilişkin temel normlar gibi konularda merkezi devlet yetkilidir.

Özerklik farklılıkların yarattığı çatışma ve gerilimlerin yönetilmesinde barış içinde birlikte yaşamayı sağlayan bir seçenek sunmakta.

1978 tarihli İspanya Anayasası, ulusal birlik ve ulusal egemenlik ilkesiyle birlikte "ortak ve bölünmez yurt" ilkesine yer vermekte ancak ulusal bütünlük vurgusu içinde toplumsal mutabakat sağlamaya dayalı olarak "milliyetlerin" ve "bölgelerin" özerklik hakkını tanımakta. İspanya’da tarihi, kültürel ve sosyal koşulların oluşturduğu 17 özerk bölge ve iki özerk kent bulunmakta. İspanya'da özerk topluluklar Almanya'nın federe devletlerinden daha geniş bir yasama yetkisine sahip durumdalar.

Yine İspanyol Anayasası ifade özgürlüğü alanını genişleterek ayrılıkçılığı savunan parti ve derneklerin kurulmasına imkân tanımış durumda. İspanyol Anayasası'na göre ortak tarihsel, kültürel ve ekonomik özelliklere sahip, komşu iller, adalar ve tarihsel bölgesel varlığı olan iller özerk topluluk oluşturabilirler.

İspanya’da her bölgenin parlamentosu ve hükümeti bulunmakta. Ancak yargı birliği ilkesi uyarınca bölgelere yargı yetkisi tanınmamış durumda. Özerk bölgelerin İspanyolca dışında ikinci resmi dili olabileceği ise kabul edilmiş. Aranca, Baskça, Galisyaca , Katalanca gibi.

İtalyan Anayasasının 5. maddesinde "Cumhuriyet tek ve bölünmezdir. Ancak yerel özerklikleri tanır ve destekler" denilmekte. İtalya’da 20 bölge içinde 5 özerk bölge bulunmakta. İtalya'da da her bölgenin parlamentosu ve hükümeti mevcut. (Aosta Vadisi, Sardinya, Sicilya, Firuli-Venezia Giulia, Trentino-Alto Adige. )

Portekiz'de Asor ve Madere takımadaları için geçerli olan "tarihsel özerklik istemleri üzerine" kurulu olan siyasal özerkliktir. Yunanistan'da dinsel birim olan keşişler özerk bölgesi Mont Atos (Aynoroz Yarımadası) kendi kendini idare etme hakkına dayalı ayrıcalıklı bir statüye sahip bulunmakta.

Avrupa devletlerinde bölgesel farklılıkların hukuki plana yansımasının en geniş ölçüde önlendiği ülke Fransa'dır. Ancak Fransa'da da bölgelerin bölgesel kimliği bulunmakta. Fransa’da 1982 yılında yapılan reformlarla yerel yönetimler güçlendirilmiş ayrıca 2003 yılında Anayasaya ademi-merkeziyetçilik ilkesi konulmuş, idari vesayet kaldırılmış, yerel yönetimlerin kendi bölgelerinde yetkili oldukları belirtilerek örgütlenme yerelleştirilmiş durumda.

Fransa’da Korsika'nın kendine özgü özel statüsü ve parlamentosu bulunmakta. Ayrıca kültürel özerklik idari bölgeselleşme üzerinden sağlanırken bölgesel diller öğretim sisteminde yer almış durumda. Fransa’nın Almanya sınırındaki 26. bölgesi olan Alsace Moseller ‘de ise çok hukukluluk söz konusu olup, Alman kanunları uygulanmakta.

Birleşik Krallık içinde yer alan Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda'yı kendi parlamento, hükümet ve başbakanı yönetmekte. Birleşik Krallık'ta resmi dil bulunmamakta, fiili olarak İngilizce ve Gal dili kullanılmakta.

Güney Afrika'da 9 özerk bölgenin parlamentosu ve yürütme organı bulunmakta. (tarım, eğitim, sağlık, konut, ulaşım, polis, turizm, çevre konularında ve belediye kurmada yetkili) Ayrıca yasama, yürütme ve yargı başkenti olmak üzere üç başkente ve 11 resmi dile sahip.

Bolivya 9 özerk bölgeyle, İspanyolca dâhil 36 resmi dile sahip. Hindistan'da Hintçe ve İngilizce resmi dil olarak kabul edilirken, Yeni Zelanda'da nüfusun yüzde 5'inden az insan konuşmasına rağmen Maori dili de resmi diller arasına alınmış durumda.

Bölgesel devletlerin tarihsel örnekleri çokuluslu imparatorluklardaki özerk memleket örnekleridir. Osmanlı İmparatorluğu'ndaki ayrıcalıklı eyaletler (Hicaz, Tripoli, Aynoroz Yarımadası) bugünün bölgesel devletlerindeki düzenlemelere benzerlik gösterir. Osmanlı'da dinsel topluluk sistemi de, kişi yönünden yerinden yönetim örnekleri de (Kürt Emirlikleri, Özerk Kürt Sancakları) vardır.

Osmanlı İmparatorluğu, bölgesel devlete örnektir. 1876 Anayasası'nda devletin tekliği ve bölünmezliği belirtilmiş iken yukarıda değinilen istisnalar ve bölgesel devlet olma özelliği korunmuştur.

1921 tarihli Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun getirdiği sistemde de merkeziyet usulü istisnai, yerinden yönetim ise geneldir. Yerinden yönetimin kurum ve araçları seçimlerle oluşan organlar ve icraî karar alabilme yetkileri ve özerkliktir. Nahiye yönetiminin bile iktisadi, mali ve hatta yargısal yetkilerle donanması ve seçimle oluşması özerkliğin boyutlarını gösterir.

Ancak 1924 Anayasası ile tekrar merkeziyetçiliğe dönülmüştür. Cumhuriyet yönetimi, saf ve katıksız bir üniter devlet düzenlemesi getirmiştir. Bölgesel devletlerde yerel özgürlükler yerel öğeyle birlikte, milliyete bağlılık gibi öznel öğelerle de tanımlanmakta. Tüm bölgesel devletlerin anayasalarında devletin tekliği ve bölünmezliği belirtilmiş, diğer taraftan da siyasal bölgelerin varlığı tanınmıştır. İspanya'da ulus milliyetleri barındırır, İtalya'da Sicilya parlamentosunun yasama yetkisi ulusal birliğe engel değildir.

Devam edeceğim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ümit Kardaş Arşivi