Metin Yeğin
Viranşehir komünü
Herkesin ilk sorusu ‘Ev kaç metre kare olacak’ idi. ‘Bilmiyoruz’ diyorduk, ‘siz karar vereceksiniz. Erkekler ayrı toplanıp karar verecek, kadınlar ayrı toplanıp karar verecek. Altı yaşından büyük çocuklar da ayrı toplanıp karar verecekler, madem çocuklar panzerlere taş atıyor diye yargılanıyorsa, onlar da evlerinin nasıl olacağına karar vermeli’ diyorduk.
Viranşehir’in kültür merkezinde bir oda işgal etmiştik. Duyanlar ‘Bizi yazın’ diyordu. ‘Öyle yok, anlatacağız’ diyorduk. O zaman oraya geliyorlardı. Onlara anlatıyorduk. Her gelene bir kez daha anlatıyorduk, tek tek ve sonra her şeyi anlatınca ‘peki var mısın’ diyorduk. Mutlaka bunu söylüyorduk. Brezilya’da toprak dağıtırken öğrenmiştim bunu. Katıldığını söylemesi gerekiyordu. Karara katıldığında artık dahil oluyordu. Fakat daha çok erkekler geliyordu önce. Ona ‘sen evde kaç saat yaşıyorsun’ diye soruyorduk. ‘Yok yok uykuyu çıkar’ diyorduk. Çıkarınca geriye bir şey kalmıyordu. Kahvede daha çok oluyorlardı mesela. ‘O zaman eşin gelmeli’ diyorduk evde esas yaşayan o…
Ona anlatıp, ona da soruyorduk, ‘var mısın’ diye. ‘Valla hocam’ demişti bir kadın, kucağında bir bebek gibi taşıdığı çantasıyla, ‘ben buraya geldim Avrupa’ya gelmiş gibiyim. İlk defa buraya geldim’. Sadece Viranşehir’in merkezindeydi Kültür Merkezi, yok edilmiş bir derenin üstüne kurulmuştu. Daha sonra bütün toplantılar birbirinin içine girdi. Kadınlar, erkekler, altı yaşından büyük çocuklar, tartışarak evlerini yapıyorlardı.
Aynı kadını hatırlıyorum bir toplantı da kocasına okkalı bir küfür savurdu. ‘Ona sen çıkarsan çık ben buradayım’ dedi.
Hiçbir yerden para almıyorduk. Ne devletten ne de fondan. ‘Sadece zenginler mi ev yapacak, biz yoksullar da kendi onurumuzla evlerimizi yapıyoruz’ diyorduk. Bir ağanın toprağını işgal etmiştik. Kerpiç evler yapıyorduk, hep birlikte. Çok ucuz oluyordu ve çok sağlam ve çok güzel. Fakat çatısı, kapıları ve pencereleri için ağaca ihtiyaç oluyordu mesela. ‘Bunu siz karşılayacaksınız’ diyorduk. Yani hem karara, hem sorumluluğa katılmalıydı herkes.
Biz hiç paraya dokunmuyorduk. Kendi aralarında topluyor kendilerinin istedikleri yerden satın alıyorlardı malzemeleri.
140 metrekareden 8 ev bitirdik, birlikte, bir toplantı salonu 90 metrekare ve bir ortak alan 360 metre kare. Birçok belediye kocaman bütçeleriyle bu kadar ev yapmadı. Ortak alanları yıktı belediye. Öyküsü uzun ve hazin. Evler ise tapularını aldı ve yaklaşık 50 kişi 10 yıldan fazladır, kendi evlerinde yaşıyor.
Çok kişi soruyor da bana, ’Viranşehir Komünü’nü ben de yeniden, kısaca bir anlatayım dedim.
Hatalarımız vardı tabii ki, daha çok, iki-üç daha fazla yerde, daha çok yapmalıydık mesela…