Yorgun parti HAYIR'a yelken açtı

Parti bu kadar ipe un serince işler olanca ağırlığıyla liderin üzerine yıkılıyor. Tek başına bir o savaşıyor. Partinin propaganda metinlerini o seslendiriyor. Büyük ulusal toplantılarda penaltıları o atıyor.

Nazım ALPMAN

 

AKP referandum için elinden geleni yapıyor. Ama istediği devinimi bir türlü sağlayamıyor.

En büyük sıkıntıları ise yine kendi geçmişlerinde duruyor:

-Biz bir zamanlar nasıl heyecan dalgası yaratırdık?

Böyle bir şey vardı gerçekten de… İktidarı almak istiyorlardı. Bu yüzden de çok çalışıyorlardı.

Bu sefer öyle bir dertleri yok.

Zaten iktidardalar.

Referandumda HAYIR çıkarsa AKP'lilerin kaybedecek hiçbir şeyleri yok. Cumhurbaşkanı yerinde kalacak, Başbakan başbakanlıkta, hükümet iktidar koltuklarında AKP Grubu da Meclis çoğunluğuna sahip parti olarak hayatına devam edecek.

Bu yüzden parti bir türlü hareket edemiyor.

Hem mecali kalmadı, hem de doğrudan kendilerini ilgilendirmiyor.

Sadece "mecburi hareketler" var.

Yukardan "bir şeyler yapın" talimatları yağınca akla ilk gelenler yapılıveriyor.

Partinin eski büyükleri göreve davet ediliyor.

Ne zaman?

Referanduma bir aydan az bir zaman kala.

Uzunca bir süredir "size ihtiyacımız yok" muamelesi çekilenler parti merkezine davet ediliyor.

Her iki taraf da biliyor ki, bu buluşma AKP'yi uçuracak 2002 ya da 2007 seçimleri bir daha olamayacak. O ilk aşk rüyası bitti artık.

Şimdi dışlanmışlık, itibarsızlaştırılmışlık, hakarete uğramışlık yürürlükte…

Parti bu kadar ipe un serince işler olanca ağırlığıyla liderin üzerine yıkılıyor.

Tek başına bir o savaşıyor.

Partinin propaganda metinlerini o seslendiriyor. Büyük ulusal toplantılarda penaltıları o atıyor.

Bunların hepsinde "ince" mesajlar var.

Tek başına her şeyin üstesinden gelebilme gayreti… Diğer yandan da parti de sırtüstü yatıp tembellik edenlere karşı bir "kırgınlık" ifadesi saklı.

Üstelik şu sıralarda lider, tek başına 7 düvele karşı büyük bir savaş verirken bu umursamazlık bağışlanır gibi değil.

Tek tük de olsa klasik baskı yöntemleriyle faaliyet gösterenler de var. Özellikle belediye gibi akarı bol olan ikbal mevkilerinde konuşlanmış fedakar kişiler yeni teknolojileri kullanıp liderleri için bir şeyler yapmış olmanın huzuruna eriyorlar.

Belediye çalışanlarına "liderimiz şehrimize geldiğinde" diyorlar:

-Hepiniz miting alanında kürsüyü gösteren kendi fotoğraflarınızı çekip feyzbuk sayfanıza koyacaksınız!

Fabrikalarda işçilerin mesai saatlerinde giriş çıkış için kart basmaları gibi…

İşçiler için bu ritüelden kaçış yoktur.

Ama belediye çalışanı olanlar için durum pek de öyle değil.

Mitinge katılıp fotoğraf çekimi yaptırmak 16 Nisan'da "Evet" oyu olarak yorumlanmamalı… Çünkü AKP seçmeni de bıktı artık:

-İstekleri bir türlü bitmiyor!

-Ne yapacaksın ki?

-Sandıkta HAYIR diyeceğim!

Bu diyalog 2002'den beri her seçimde AKP'ye o vermiş iki orta yaşlı seçmen arasında geçiyor.

Nerede mi?

Bütün Türkiye'de…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Nazım Alpman Arşivi