Kılıçdaroğlu: 'Ülkede kriz var' demek yasak!
ARTI GERÇEK-CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin haftalık olağan Meclis grup toplantısında konuşuyor.
"Verdiğimiz mücadele bir demokrasi mücadelesi, verilen bir hakkın geri alınma mücadelesi" diyerek sözlerine başlayan Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından satır başları şöyle:
"-Maalesef toplumdaki gerginlikler istemediğimiz olaylara yol açıyor. İki gazeteci saldırıya uğradı. Asla şiddetten yana değiliz.
-Mursi idamla yargılandı. Siyasi idamlar bir toplumda derin yaralar açıyor. Mursi mahkemede hayatını kaybetti, gönül isterdi ki törenle defnedilsin. Mursi ile dünyalarımız çok farklıydı. Ankara'ya geldiğinde görüşmüştük, iyi bir eğitim almış birisiydi. Allah rahmet eylesin. Mısır'ın dostluğuna kardeşliğine ihtiyacımız var. Ortak tarihimiz, ortak kültürümüz var.
Bir ülkede kısa bir sürede olsa cumhurbaşkanlığı yapmış birine saygı duymamız lazım. "
BARIŞ AKADEMİSYENLERİ
"-Bir grup akademisyen barış bildirisine imza attı. Bazıları hapiste. Bir hakim, başka bir davada beraat kararı veren mahkemeyi "Bu karar o mahkemenin ayıbıdır" diye yanıt veriyor. Sen eğer bunu aşağılıyorsan, senden daha kötü bir hakim yoktur. Saray da bunu Yargıtay'a başkan çeksin. Bu tür insanlar zaten adaletin içini boşaltıyor."
'ÜLKEDE KRİZ VAR DEMEK YASAK'
"-Bu memlekette kriz var demek yasak. En tepedekinden en aşağıdaki vatandaşa kadar herkes kriz olduğunu biliyor. Kriz var diyorlar diye BDDK dava açtı. İçlerinde Mustafa Sönmez gibi değerli bir ekonomist var, Sedef Kabaş var, Merdan Yanardağ var. Ama kriz var diyenlere BDDK "Bir dakka böyle söyleyemezsin" diyor. Eğer suç duyurusunda bulunacaksan, memleketi bu hale getirenler hakkında bulun."
DIŞ POLİTİKA
"-Değerli yalnızlığın başımıza neler açtığını hep birlikte görüyoruz. Dış politikanın tarihi bir derinliği vardır. Komşularınızla barış içinde değilseniz, yarın başka bir muhalefetle karşılaştığınızda size en yakınınızda olan komşularınız müdahale eder.
-Kıbrıs politikasının da artık değişmesi lazım. Yeni bir sürecin, yeni bir hamlenin atılması lazım. Atılmazsa ileride sorunlarla karşılaşılacak. Türkiye'nin yeni bir siyaseti, yeni bir hamleyi sürdürmesi lazım.
-Ege Adaları. 16 adayı göz göre göre kaybettik. Bize ait olan 16 ada Yunanistan'ın işgali altında ve ses çıkaramıyoruz. Niçin? Süleyman Şah Türbesi'ni bizim topraklarımızdan kaçırdır. Bir de kahramanlık edebiyatı yapıyorlar. Lozan Antlaşması'na göre silahsızlandırılması gereken adalar şu an silahlandırıldı. Her gün bir şeyler kaybediyoruz. Bakmayın havuz medyasına Bu konuları yazmıyorlar asla. Uluslararası sözleşmelerin bize verdiği hakkı kullanamayan aciz bir hükümet var. Nerede bu Saray? Lale Devri'nde. Biz bunları söylediğimiz için kızacaklar yine. Kızacağına aç kitabı bak kardeşim. Senin hakkın senin elinden alınıyor.
-Akdeniz'in bir bölümünde Türkiye var, tam simetrisinde Mısır var. Mısır niye önemli. Doğalgaz yatakları var, petrol yatakları var. Söz sahibi olmayan, tek yer var Türkiye. Adalar işgal edilir seyredirler, Doğu Akdeniz'de dışlanırlar seyrederler
-AK Partili kardeşlerime de seslenmek isterim. Gittin oy verdin eyvallah. Ama sormayacak mısınız? 16 ada işgal edilirken, bunlar ses çıkarmıyor da sen çıkarmayacak mısın kardeşim?
-Birden bire bir gece Suriye düşman oldu? Niçin AK Partili kardeşim, niye? Hadi bize cevap vermiyorlar sen sor kardeşim. 3 milyondan fazla Suriyeli var. Türkiye'nin 81 ilinde de Suriyeliler var. Sen kalktın başımıza bu belaya açtın, benim filinta gencim Suriye'de şehit olacak, onların genci bizde tatil yapacak.
Bunu söyleyince de Sen Suriyelilere düşman mısın diyecekler.
-Suriye'ye silahlar nereden gitti? Elalemin kayığına binersen, memleketi bu hale getirirsin.
-Dış politika milli olmak zorundadır. Bize danışsalardı sakın Suriye'ye girme derdim. Komşuda yangın çıksa yangını söndürürsün. Biz ne yapıyoruz, suyla değil benzinle gidiyoruz. Silah veriyoruz.
-Esad güçleri 19 köyü terörden temizledi. Teröristler Türkiye'ye gelip ne yapacaklar? Mustafa Kemal Atatürk boşuna mı komşularla barış diyor. Almanya ile, Rusya ile, Mısır ile uğraş bakalım. Biri diyor benim kayığıma bineceksin, diğer, benim kayığıma bineceksin diyor.
AKP'LİLERE SESLENDİ
-Orduda pilot kalmadı. Eski pilotları çağırıyorlar. AK Partili kardeşlerime sesleniyorum. 17 yılda bu ülkeyi kim bu hale getirdi. Vicdanına bir sor. Bunları yaparken de inançları politik bir malzeme olarak kullandılar. Kimin daha az Müslüman kimin daha çok müslüman olduğunu kim nereden bilecek.Bunu bilen bir Allahtır.
'ÇOCUKLARINA EKMEK SALÇA YEDİREN ANNELER VAR'
"-Ekonomi yangın yeri. Mutfakta yangın var. Adaleti sadece hakim dağıtmaz. Yönetici de adalet dağıtabilir. Geldiğimiz nokta acı. Bunlar ekonominin e'sini bilmiyor. Ekonomi insan içindir, sen bunu biliyor musun? Ekonominin herkesin karnının doyması demektir. Saray'da her şey var. Vatandaşın mutfağı. Annelerin acısını biliyor mu? Çocuğuma sadece ekmek ve salça yediriyorum diye bize gelip anlatan anneler var. Kibir abidesi bilmez bunları. Sosyete damat da bilmez.
-Sosyete damat sen bilmezsin havalarına girerek küçümsüyor.
-Bankaların bir kısmı, sigorta şirketleri yabancıların elinde. Her şeyi yabancılara sattın. Bir de biz yerli ve milliyiz diyor."
ZAMLAR
Geçtiğimiz seneye göre her alanda yapılan zamlara dikkat çeken Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"-Kimi zengin ediyoruz? Yabancı çiftçiyi zengin ediyoruz. Çiftçimize daha az, yabancı çiftçiye daha çok veriyorlar. Bunlar da vatan sevgisi yok. Faiz aldı başını gidiyor. Kim veriyor bu faizi? Ne tüketiyorsak vergi. Tefecilerin kapısından da ayrılmıyorlar. Onları kızdırmak istemiyorlar.
-Bizde namuslu, düzgün, kimseyi incitmeyen bir arkadaş var. Ben fakirliği bitireceğim, İstanbul'u düzelteceğim diyor. Açlık, yoksulluk, fakirlik nedir bilmiyorlar."
"AKPli kardeşlerime seslenmek isterim" diyen Kılıçdaroğu sözlerini şöyle tamamladı:
"Erdoğan ne diyor? 'Bu kardeşinize oy verin ben hepsini düzelteceğim' dedi. Oylarınızı verdiniz işsizlik düzeldi mi yolsuzluk azaldı mı?
Bizden genç bir arkadaş var. Namuslu huzurlu bir arkadaş. Ekrem İmamoğlu düzgün bir arkadaş. Ben düzelteceğim İstanbul'u diyor. Fakirliği yeneceğim diyor. Önce o çocuğun karnını doyuracaksın.
Yoksulluk nedir bilmiyorlar. İstanbul'da yaşayıp deniz görmeyen binlerce çocuk var diyor. Hizmet edemezsin mazbatayı alırım diyor. Bir daha alıcaz mazbatayı.
Elimizi vicdanımıza koyup oyumuzu kullanacağız."