Ortalık çalkalanıyor, bakalım nereye kadar? Reza Zarrab’ın, Halk Bankası eski Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın yargılandığı davadaki tanıklığının yalanlanacağını, şimdiden adımız gibi biliyoruz.
Yolsuzluk tarihine koca harflerle kazınan, Selim Edes’in Engin Civan’a söylediği gibi "Rüşvetin belgesi mi olur?" diyecekler, değil mi?
Ama belgesi oluyor, olabiliyor. Değerli eşyalar, kutulara saklanan nakit paranın görüntüleri gibi... Kutulara sığdırılamayan kısmın, ABD’deki mahkemenin kabul ettiği dekontlar gibi... Telefon kayıtlarına sızan konuşmalar gibi...
Ve offshore şirketlere aktarılan milyonlarca dolar gibi...
Yolsuzluk soruşturmalarının kapatılması, konuyu dile getirilenlere darbeci denilmesi, birkaç bakanın kızağa çekilmesi, bir kısım medyanın karalama kampanyasını şiddetlendirmesi, hakikati değiştirmez.
Zarrab’ın tanıklığının gölgesinde kalmış gibi görünse de Cennet ve Malta Belgeleri, tabloyu tamamlıyor...
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği Man Adası’ndaki Bellway şirketine dair belgeler, iktidarın epeyce canını sıktı.
Gazetelerin manşetlerinde ve gün boyu akan haberlerde, kah ‘ticari faaliyet’ şeklinde gülünç savunmaları, kah belgelerin sahte olduğuna dair çelişkilerle dolu, gülünç bir yarışı izledik...
MAN ADASI'NDA BİR DEĞİL ÜÇ ŞİRKET VAR
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın "Babamın oğlu olsa kovun" sözlerine karşılık, Man Adası’ndaki şirketin varlığını ilk ortaya çıkaran TheBlackSea.eu, ek belgelerle cevap verdi.
Anlayacağınız, Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı SWIFT dekontları yeni. Ancak Bellway’le birlikte toplam 3 şirketin varlığı, Haziran 2017’de Malta belgeleriyle birlikte yayınlanmıştı: Malta’da kurulu Pal Shipping Trader One Limited, Man Adası’nda kurulu Bumerz Limited ve Bellway Limited.
Türkiye’de, Evrensel gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat haberi ilk yazan gazeteci oldu. Polat, Craig Shaw’un belgelerle yaptığı haberi aktarıp ‘Cumhurbaşkanı buna ne cevap verecek?’ demişti. Karşılığı, ‘Cumhurbaşkanına Hakaret’ soruşturması oldu.
Haricinde Türkiye’de kaç gazete/gazeteci, Man Adası ve Malta’daki aile boyu belgeli, kaçak göçek ‘iş’leri bırakın sorgulamayı, bir köşesinden de olsa yayınlamaya cesaret edebildi?
İki elin parmaklarını geçmez...
Kılıçdaroğlu’na ‘belgeler sahte’ diye saldıranlara kötü haberimiz var. Kılıçdaroğlu, Bellway adlı şirketine yapılan milyon dolarlık aktarmalara dair açıklama yapmıştı. Eksiği yok, fazlası var:
Craig Shaw, dün ‘Bir değil üç şirket: Erdoğan ailesinin offshore sırları’ başlığıyla yeni bir yazı yayınladı:
"Bellway, 25 milyon dolarlık petrol tankeri Agdash’a, Erdoğan’ın çocukluk arkadaşı Sıtkı Ayan’a ve Azeri Türk işadamı Mübariz Mansimov’a çıkan offshore ağının bir parçası. Ancak şirket kayıtların bakarak şu söylenebilir: Bellway Limited, Erdoğan ailesinin ilişkide olduğu tek offshore şirket değil. Ailenin toplamda bilinen üç offshore şirketi bulunmakta." (Haberin tamamını okumak için:)
DARBEYİ HABER VEREN ENİŞTE OFFSHORE ŞİRKETLERİN SAHİBİ
Üç şirketin varlığının Malta Belgeleri’nde ortaya çıktığını belirten Shaw, Man Adası’nın gizlilik sistemi sayesinde şirketlerin asıl sahiplerinin bilinemediğini vurguluyor:
"Pal Shipping, Bumerz Limited, Bumerz Denizcilik ve Bellway şirket kayıtlarına bugün bakıldığında, Sıtkı Ayan’ın oğlu Bahaddin Ayan ve çalışanı Kasım Öztaş’ın isimlerini görmek mümkün. Ancak sicil kayıtlarındaki belgeler, Ziya İlgen’in bu offshore şirket ağının gerçek sahibi olduğunu gösteriyor."
Ziya İlgen... Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eniştesi. 15 Temmuz darbe girişimini Erdoğan’a haber veren Ziya İlgen... Emekli öğretmen Ziya İlgen... (Biyografisi için:)
Shaw, Kılıçdaroğlu’nun gösterdiği SWIFT belgelerinde görülebildiği kadarıyla, paranın Bellway’den Erdoğan ve ailesine aktarıldığını da belirtmiş.
Tabii, yargıya intikal etmeden kesin birşey söylemek mümkün değil.
Yargı demişken... Sizce hangi yargıdan adil bir soruşturma çıkması beklenebilir?
Son olarak: Dünyada gayri safi milli hasılasına oranla offshore hesaplarında en çok para bulunduran ilk üç ülke hangileri dersiniz?
Sırasıyla; Suudi Arabistan, Arjantin, Türkiye... (Kaynak:)
