Hayaller ucuz doğal gaz, vatandaş yine ‘yolunacak kaz’

Erdoğan ‘sürpriz’ini açıklayınca bazıları ceplerine girecek paranın sevincini yaşadılar. İşin aslı ceplerine para girmeyecek ama bulunan doğal gaz nedeniyle ceplerinden hayli para çıkacak.

İşin gerçeği şuydu ki; Saray iktidarı uzun süredir "hikayesi"ni yitirmişti.

Her geçen gün eriyordu Cumhur İttifakı’nın oyları.

Bırakın yeni oy kazanmayı, mevcut oylarını konsolide etmek için bile bir "başarı hikayesi"ne ya da bir "kahramanlık hikayesi"ne ihtiyacı vardı.

Bunun için her yolu denediler.

Suriye’den Irak Kürdistan’ına, oradan Libya’ya sefere çıktılar davul-zurnayla.

Suriye’de bataklığa saplandılar, Irak Kürdistan’ında huzursuzluğun kaynağı oldular, Libya’da istediklerini alamadılar.

Yerli otomobili piyasaya sürdüler ama bu sefer seçmenlerin çoğunluğu bu cafcaflı sunumu yemedi.

Ayasofya’yı açtılar, elinde kılıcıyla Diyanet İşleri Başkanı’na hutbe okuttular.

Bütün bu hamlelere karşın oylarındaki erimeyi durduramayınca muhalefeti bölme planını devreye soktular.

HDP’yi şeytanlaştırarak CHP ile İYİ Parti arasına kama sokma planını uzun süre önce devreye sokmuşlardı.

Bu kez de Saray iktidarının küçük ortağı MHP Lideri Devlet Bahçeli üzerinden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e "eve dön" çağrısı yaptılar.

Ancak İYİ Partililer "evlerine" dönmeye kalksa bile gerilerinde pek bir ev kalmamıştı. Son anketlere göre İYİ Parti’nin oyları MHP oylarının üzerindeydi. Yani kimse daha büyük bir "ev"den daha küçük bir "ev"e taşınmazdı.

Bu hamle de tutmamıştı. 

Artık Saray iktidarı oyun kurucu olma gücünü yitirmişti. İşin ilginci oyun bozucu olarak da başarılı olamıyordu.

İşte böyle bir süreçte, tam altı gün önce Erdoğan çıkıp Türkiye’ye bir "müjde"si olduğunu ve bunu iki gün sonra Cuma namazından sonra açıklayacağını söyledi.

Geçtiğimiz Çarşamba’dan Cuma’ya kadar üç günlüğüne bütün Türkiye Erdoğan’ın "müjde"sini konuşmaya başladı.

Yandaş gazeteler, televizyonlar Erdoğan’ın vereceği "müjde"yi köpürttükçe köpürtüyordu.

Uluslararası haber ajansı Reuters bu konuda öncülüğü ele alıp Saray’a yakın kaynaklardan "sızdırdığı" bilgilerle Erdoğan’ın açıklayacağı "müjde"nin Batı Karadeniz’de bulunan 800 milyar metreküp doğal gaz rezervi olduğuna dair haberler geçiyordu.

Başta yandaş kanallar olmak üzere, herkes 800 milyar metreküplük rezervin Türkiye’nin 20 yıllık doğal gaz ihtiyacını karşılayacağı noktasından hareketle pembe hayaller görüyordu.

Cari açık kapanıyordu, hatta cari fazla çıkıyordu da Saray "bu parayı nereye koyacağız" diye kara kara düşünüyordu!

Doğal gaz faturaları inecekti, hatta doğal gaz vatandaşlara bedava verilecekti.

Türkiye klasmanında bir üst lige çıkıyordu.

Hatta ve hatta sanayi bölgelerine çok ucuz gaz verilerek ihracat patlaması yaşanacaktı.

En önemlisi de Türkiye artık eksen değiştirecek, bizatihi kendisi yeni eksenin merkezi oluyordu.

Sonunda beklenen gün geldi ve Erdoğan beklenen "müjde"yi açıkladı; Batı Karadeniz’de 320 milyar metreküp doğal gaz kaynağı bulunmuştu ve de 2023’e kadar kullanıma sunulacaktı.

Bu açıklamayla doğal gazın "gaz"ı daha işin başındayken kaçmış oldu.

Erdoğan’ın merak uyandırmaya dönük "teaserlı müjdesi" yükselen beklentiyi karşılamaktan uzaktı.

Kamuoyu 800 milyar metreküpe şartlanıp 20 yıllık bedavadan doğal gaz hayali görürken, Erdoğan’ın açıkladığı tahmini rezerv miktarı ancak 6-7 yıl yeterdi Türkiye’ye.

Daha geçen yıl, seçimler öncesi Saray medyası Trakya’da 20 trilyon metreküp doğal gaz bulunduğunu açıklamıştı. Ancak Erdoğan öncesinde "teaserli müjde"ye dönüştürmediği için bu kadar büyük heyecan dalgası yaratmamıştı.

Oysa seçimler öncesi yanlışlıkla açıklanan 20 trilyon metreküp, Erdoğan’ın açıkladığı 320 milyar metreküpün 60 katından büyüktü.

Kısa bir süre sonra Saray medyasının o 20 trilyon metreküp hesabını da yanlış yaptığı anlaşıldı. "Kübik feet" birimini metreküp sanmışlardı. Kübik feet’i metreküpe çevirince, o tarihte bulunduğu iddia edilen miktarın 500-550 milyar metreküpe tekabül ettiğini gördüler. Bu rezerv bile Erdoğan’ın açıkladığının iki katı kadardı.

Ama o tarihte yerel seçimlerdeki tokadı henüz yemediği için böyle bir köpürtme ihtiyacı duymamıştı Saray iktidarı.

Erdoğan’ın "müjde"sine ilk inanmayan piyasalar oldu. Bu işin koca bir "fiyasko"yla sonuçlanacağını piyasaların hemen algıladığını anlamak için dolar ve euro’nun açıklama sırasındaki seyrine bakmak yeterli.

Erdoğan "müjde"sini açıklarken 7.22 TL’lerde olan dolar, konuşması bittiğinde 7.32’ye fırlamıştı. Euro da açıklama öncesinde 8.50 TL düzeyindeydi. Konuşmanın sonunda 8.62’yi görmüştü.

Karadeniz’deki doğal gazın iki yıl içersinde çıkartılacağı iddiası da hiç inandırıcı gelmedi konunun uzmanlarına. 

Romanya aynı bölgede 2012 yılında bulduğu çok büyük rezervi sekiz yıldır kullanıma sunamamıştı. Aynı şekilde Mısır da 2013’te keşfettiği doğal gaz rezervini yedi yıldır çıkarmayı başaramamıştı. 

Bulunan bu rezerv tahmin edildiği miktarda varsaysak da, Türkiye’nin şu anda Rusya’dan gelen fahiş fiyat ölçü alındığında bile toplam 65 milyar dolar değerindeydi.

Bu hesapta da o gazın çıkarılma maliyeti yoktu.

Türkiye’nin yıllık doğalgaz tüketimi 50 milyar metreküp civarındaydı. Ancak birincisi bu rezervden yılda 50 milyar metreküp çıkarmanın mümkün olmadığını iddia ediyordu bazı uzmanlar. Onların hesaplarına göre yılda ancak 10 milyar metreküp çıkartılabilirdi ve bu da Türkiye’nin yıllık ihtiyacının beşte biri oranındaydı.

Yani ortada cari açığı kapatacak hatta cari fazla sağlayacak büyüklükte bir kaynak da yoktu.

Gelelim bu "gaz"la eksen değiştirme, üst lige geçme hayallerine…

Erdoğan’ın açıkladığı doğal gaz rezervi 320 milyar metreküptü. Bu da hiç dünyanın ya da Türkiye’nin eksenini değiştirecek bir miktar değildi. Örneğin Rusya’nın 50, İran’ın 34, Katar’ın 25 trilyon metreküp rezervi vardı. Bölgede İsrail ve Mısır’ın doğal gaz rezervi bile Türkiye’nin üzerinde.

Bu gerçekler ortaya döküldükçe ucuz doğal gaz, hatta bedava doğalgaz, patlayan ihracat, eksiden artıya dönen cari açık ve de elbette eksen değiştirme, Türkiye’nin eksen merkezi olma hayalleri de iki günde uçtu gitti.

Bir süre cebine daha fazla para gireceğini, hiç değilse doğal gazı bedavaya getireceğini düşünen ahalinin de tatlı hayalleri tuzla buz oldu.

Ancak karşımızda olan gerçek şu ki tatlı hayaller kurmak yerine cebimizden uçacak paranın kabusunu yaşamalı millet.

Bulunan bu doğal gazın çıkarılma maliyeti kimi uzmana göre beş-on milyar dolar civarında. Kimisi de bu rakamı 30 milyar dolara çıkartıyor.

Yani şimdilik kesin olan şu ki bu halkın cebinden önümüzdeki yıllarda en az beş milyar dolar para çıkacak. 30 milyara da hazırlıklı olmalı.

Bir de yabancı ortaklıkla çıkarılacağı tahmin edilen bu gazın yarısı da böyle uçup gidecek. 

Geriye kala kala tahmin edilen rezervin yarısı kalıyor. 

Bunun için de hiç heveslenmeyin. O paranın da gideceği yer çoktan bellidir; Saray’a yakın müteahhitler, SİHA üreten damat, Saray’ın Şems’i komisyoncular aportta bekliyor.

Sonuç olarak hayaller ucuz doğal gaz, gerçekler; vatandaş yine "yolunacak kaz".

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi