Acemoğlu’nun kitabı, Türkiye ve çöken kurumlar

Türkiye’de kişi başına gelir sekiz bin beş yüz dolar, Yunanistan’da on sekiz bin dolar yani yaklaşık iki katı. Neden ve nasıl? Yunanistan’ın da doğal kaynağı pek yok, bizde daha fazla.

Prof. Daron Acemoğlu’nun "Why Nations Fail? (Ulusların Düşüşü)" kitabının yayınlanalı, Türkçeye tercüme edileli çok oldu ama yine de herkese hararetle tavsiye ediyorum, kitapta Türkiye çok yok ama yine de Türkiye’yi anlamak, anlamaktan da öte dönüştürmek için çok yararlı.

Kitap çok anlamlı bir örnekle başlıyor.

Meksika’nın kuzeyinde 1853’e kadar tamamen Meksika’ya ait Nogales denen bir bölge var, 1853 sonrası Meksika ve ABD anlaşıyorlar ve Nogales’in içinden sınır geçiriyorlar, ABD’de kalan bölge Nogales Arizona oluyor, Meksika’da kalan bölge de Nogales Sonora.   

Yani yaklaşık yüz yetmiş sene önce aynı şehir Meksika ve ABD arasında bölünmüş.

Tabiat, toprak, iklim hep aynı doğal olarak, yaşam kültürü çok benzeşiyor, mutfak çok benzer, doğal  zenginlik varsa da aynı.

Ama 1853 öncesi yaşam kalitesi aynı olan bölge insanları bugün çok farklı koşullarda yaşıyorlar.

Arizona’da kişi başına gelir Sonora’dan çok yüksek, Arizona’da güvenlik problemi Sonara’ya oranla çok daha az, ABD tarafında ortalama eğitim yaşı ve eğitim kalitesi Nogales Sonora’nın (Meksika) çok üzerinde.

0-5 yaş arası bebek-çocuk ölümleri iki taraf arasında mukayese bile edilemeyecek düzeylerde.

Daron Acemoğlu ve James Robinson’ın (kitabın iki yazarı var) bu kitapta temel araştırma programı bu farklılaşmanın nedenlerini sorgulamak.

Kitap sadece Nogales üzerinden ABD-Meksika mukayesesi de yapmıyor sadece.

Karaiblerde o güzel Dominik adasında iki devlet var, Dominik Cumhuriyeti ve Haiti; aynı ve küçük bir ada, her şey aynı, bazı kurumsal yapılar hariç.

Haiti belki de dünyanın en korkunç ülkelerinden biri, Dominik Cumhuriyeti de Norveç değil ama yaşanabilir bir ülke.

Güney Kore-Kuzey Kore gelişmişlik farkı nasıl açıklanacak?

Yunanistan’ın resmi kuruluş tarihi 1821 gözükür ama bu tarihte Yunanistan Mora Yarımadası ve Atina’dan ibaret.

Yunanistan bugünkü topraklarına 20. Yüzyılın başlarında kavuşuyor ve Osmanlı’dan tamamen ayrılıyor.

Ege’nin iki yakasında iki güzel ülke ama Yunanistan bugün için her türlü gelişmişlik kriterinde Türkiye’nin çok önüne geçmiş durumda.

Türkiye’de kişi başına gelir sekiz bin beş yüz dolar, Yunanistan’da on sekiz bin dolar yani yaklaşık iki katı.

Neden ve nasıl?

Yunanistan’ın da doğal kaynağı pek yok, bizde daha fazla.

Aynı iklim, aynı müzik, aynı mutfak, aynı (eh) anasonlu içki, aynı kahveler, aynı tavla.

Ama, Yunanistan’da Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanıp, uygulanmaması diye bir tartışma yaşanmıyor.

Yunanistan AB üyesi, biz değiliz ve büyük bir hızla da o kriterlerden uzaklaşıyoruz demiyorum, uzaklaştık bile çoktan.

AB üyeliği neden çok önemli, çünkü kurumlar, en başta da hukuk yerleştiriyor AB üyeliği.

Demokratik, çoğulcu, kapsayıcı kurumlar da ortalama yurttaşın yaşam kalitesinin yükselmesine yol açıyor.

Türkiye ise zaten çok güçlü olmayan kurumlarını tek tek tamamen yitiriyor.

Hukuk ve yargı eskiden de çok parlak değildi ama bugün eskiyi çok aratacak duruma geriledi.

Hukukun olmadığı, tüm devlet ve sivil toplum kurumlarının çöktüğü, çökertildiği Türkiye Nogales Sonora’ya (Meksika) benziyor hızla.

Acemoğlu-Robinson kitaplarında demokratik olmayan kurumların kendilerini çok kolay da yeniden üretebildiklerini de yazıyorlar.

Yani bu yapıdan öyle kolay, kendiliğinden kurtuluş olmayabilir de.

Erdoğan Türkiye’si hızla tüm kurumlarının çöktüğü bir devlet görünümüne doğru sürükleniyor.

Üç makale yüzünden Ahmet Altan beş sene hapis yattı.

Genco Erkal, Cumhurbaşkanı'na hakaretten dün ifade vermeye gitti.

Daha ne olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Eser Karakaş Arşivi