Hürriyet’ten bir gazetecilik incisi

Dün gelen bir Hürriyet haberi aslında bugünün AKP Türkiye’sinin tam bir özeti. Hem mantık açısından (gazeteci niteliği) hem de ideolojik çarpıklık açısından.

Senelerdir gazetelerde köşe yazıları yazıyorum ama asla kendimi bir gazeteci olarak görmedim çünkü bakışıma göre muhabirlik yapmamış birinin kendine gazeteci demesi gerçek gazetecilere haksızlıktır diye düşünürüm.

Hürriyet gazetesini artık okumamayı tercih ediyorum ama nasıl bir bağ kuruldu ise (muhtemelen bir ara ben yapmışımdır) bir mailime sürekli Hürriyet haberleri geliyor.

Dün gelen bir Hürriyet haberi aslında bugünün AKP Türkiye’sinin tam bir özeti.

Hem mantık açısından (gazeteci niteliği) hem de ideolojik çarpıklık açısından.

Gazeteciliğin içinden gelmememe rağmen bu haberin başlığı, mantıksal kurgusu (Hürriyet’in geldiği yer) ama en önemlisi de haberin korkunç ideolojik içeriği.

Haberin başlığı şöyle (mailime gelen şekliyle): Elon Musk’a ait bir Twitter neden dünya için kabus demek?

Şu başlığa bir bakın!

Haberi yazan gazeteci (!) Elon Musk’a ait bir Twitter’ın dünya için kabus demek olduğunu kabul etmiş (?), haberin içinde de bunun nedenlerini sayıyor (!) tek tek.

Malum, Twitter’ın zaten küçük bir hissesini tutan Elon Musk’ın Twitter’ın tümüne talip, 43 milyar dolar ödemeye hazır.

Haberi yazan gazeteci (!) şöyle diyor Hürriyet’te: "Uzmanlar satışın gerçekleşmesinin tam bir dijital felakete yol konusunda hemfikir. Peki Türkiye’deki ve dünyadaki milyonlarca kullanıcıyı ne bekliyor?"

Sayın okuyucular, haberde hangi uzmanların hangi konularda hemfikir olduklarına ilişkin ciddiye alınabilecek bir söz yok.

Peki ne var?

Korkunç bir yaklaşım var basın özgürlüğüne.

Sayın Gazeteci milyonlarca kullanıcıyı neyin beklediğini çok güzel ifade etmiş.

Musk şöyle diyor: Girişimimin altında Twitter’ın güvenilir bir demokrasi platformu olarak kalmasını sağlama fikri yatıyor.

Musk ifade özgürlüğü vurgusu yapıyor ve güzel de bir kıstas getiriyor: Sevmediğiniz birinin sevmediğiniz bir şeyi söylemeye izni var mı? Eğer cevap evet ise ifade özgürlüğünüz var demektir.

Elon Musk şöyle devam ediyor: Platformun moderasyon kuralları ve bazı kullanıcıları engelleme kararları sansüre varıyor. Birilerini rahatsız etse de yasa dışı bir şey söylenmediği müddetçe o tweet’in yayında kalması gerekiyor. Eğer gri alandaysa da bırakın o tweet varlığını sürdürsün.

Bu ifadelere Sayın Gazetecimizin yorumu şöyle: Bu ifadelerden (Elon Musk’ın yukarıdaki sözleri) twitter’ın dünyanın en zengin insanının elinde şu andakinden çok daha özgürlükçü, çok daha demokratik bir yer olacağı izlenimini alıyoruz (vah vah E.K.). Uzmanlar ifade üzerinde herhangi bir kontrol olmamasının sosyal medya platformlarını kullanılamaz hale getirdiğini söylüyorlar (neden? E.K.).

Bir uzman da şöyle demiş: Bu sosyal medya platformları insanları gerçek hayatta protestolara katılmak gibi normalde yapmayacakları şeyleri yapmaya yönlendiriyorlar (barışçıl protesto hakkı en temel insan haklarının başlarında gelir. E.K.)

Gelelim kanımca meselenin özüne.

Elon Musk uzay teknolojilerine büyük yatırım yapıyor ve bu teknoloji gücü ile muhtemelen yerel/ulusal yönetimlerin Twitter’ı sansürleme, engelleme, yavaşlatma gibi saçmalıklarını aşmış olacak ve bizim muhafazakar demiyorum, tutucu, baskıcı kafalar çıldırıyorlar.

Musk ve başkaları bu işlerinde mutlaka küresel bir rekabet hukuku (var mı?) kurallarına uygun yürütmek zorundalar, "hakim gücü kötüye kullanmama mecburiyeti" var ama bu kısıtlamalar asla insanların özgür iradeleri ile girdikleri sosyal platformlarda evrensel hukukla çelişmeyen görüşlerinin sınırlandırılmalarına engel olmaması lazım.

Burada bir gazete nasıl bir pozisyon almalı sizce?

Mutlaka özgürlüklerin maksimizasyonu yönünde.

En azından mesleki ahlak açısından.

Bizde böyle mi?

Pek sanmıyorum.

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi