Nice yıllara Marx

Karl Marx yaşıyor olsaydı, popülist ve otoriter siyasetin damga vurduğu dünyanın ve Türkiye'nin son yıllarda içinde olduğu toplumsal, politik ve kültürel duruma dair bize ne söylerdi?

Stockholm. Belge Yayınları ilk kitabı, David Riazanov’un "Karl Marx - Friedrich Engels / Hayat ve Eserlerine Giriş"i (*) 1978 Ocağında Ecevit Hükümeti sırasında büyük ekonomik krizin tavan yaptığı, kâğıdın piyasadan kaybolduğu bir dönemde çıkardı. Demirel’in Milliyetçi Cephesi, Şili’de Salvador Allende’nin sosyalist hükümetine karşı Şili sağının uyguladığı ekonomik çökertme planını aynen kopyalamıştı. Daha sonra da 12 Eylül Cuntası, Şili’de Pinochet rejiminin hayata geçirdiği siyasi yapıyı tamamen sıfırlama ve acımasız neo-liberal politikalarla ekonomiyi radikal bir biçimde dönüştürme programını aynen kopyaladı.

11 Eylül 1973 Şili darbesi olduğunda Selimiye Kışlası bodrumunda Kore Savaşı "kahramanı" General Türün’ün "özel" uygulama başlattığı Ahır Zindanındaydık, Muzaffer Oruçoğlu, Osman Bahadır, Emin Karaca, Rasih Nuri İleri, Ertuğrul Kürkçü, Mehmet Arif Sarısözen, Yusuf Küpeli, Kamil Sevinç, Şeref Yıldız, Oktay Etiman, Mehmet İncili, Mustafa Ulusoy hatırladıklarım… Ayrı ayrı koğuşlarda… Yusuf Küpeli özel tecrit hücresinde… Muzaffer kaşını kaldırıp, "işte reformizmin sonucu" diyecekti.

Ve kısa zaman sonra Ecevit 1973 seçimlerinin yıldızı olacaktı.

1976 yılında Spor Sergi Sarayında muhteşem bir Şili ile dayanışma düzenlemişti TİP. Sürgündeki Isabel Parra, Angel Parra, Patricio Castillo müzikleri ile coşturmuştu herkesi. Ve Demirel’in MC Hükümeti hemen sınır dışı etmişti onları. Ve saatin tik takları 11 Eylül’den 12 Eylül’e doğru, uygun adım ilerlemekteydi. Pentagon’un Latin Amerika’daki Condor planının Orta Doğu versiyonu devredeydi.

Şili’deki 11 Eylül Pinochet rejimi gibi, Türkiye’deki 12 Eylül rejimi de uzun erimli oldu. Kolay olmadı "dar elbiseyi" biraz olsun genişletmek. Ama Şili geç de olsa bir dönüşüm yaşadı. Hatta Allende’nin Sosyalist Partisi kadın bir devlet başkanı bile çıkardı. İlk dönüşümcü darbe örneği olan Brezilya’da ise İP ve Lula Sosyal protesto yine sıçrama yaptı Şili’de… Bizde ise "Neo-Liberal" otoriterleşme!

Belge’nin bu yıl Riazanov’un yeni basımı yanında "Marx 202 Yaşında /Bugünü Marx ile Düşünmek" (**) adlı derleme yayımlaması beni sevindirdi. Bu derlemede Selime Güzelsarı’nın "Türkiye’de Neoliberal Otoriterleşme: Yürütmenin Tekelleşen Bir iktidar Merkezi Haline Gelmesinin Tarihsel Evrimi" başlıklı tebliğini keyifle okudum. Kendisi elbette KHK’li!

Akademik alanda Marx yeniden popülerleşti, ABD’de özellikle. Almanya’da da, SDP mirasını sahipleniyor Marx’ın. Marx’ın Trier’de doğduğu ev de Sosyal Demokrat vakfa ait. Orayı ziyaret edebildiğim için çok mutluyum. Engels’in Wuppertal’de müze olan evini ziyaret edebildiğim için de…

Odesalı David Riazanov, Kaustky ile birlikte Marx’ın Kapital’inin 1919 yılındaki yeni basımını dipnotlarla baskıya hazırlamıştı.

Konferansın düzenleyicilerinden biri olan Ebert Vakfı’nın Sosyal Demokrasi Akademisinin başkanı olan Christian Krell, Marx’ın yeniden güncelleşmesini ele alanlardan. Bir ara İsveç’te Vakfın temsilciliğini yapmış. Bir dönem İsveç’te araştırmalarını sürdüren ODTÜ’lü Serdal Bahçe de "Türkiye’de Toplumsal Ekonomik Dönüşüm" başlıklı tebliğinde, "Marx Haklıydı!" diyor.

Kitap, 2018’de İstanbul’da düzenlenen konferansın yeni katkılarla zenginleştirilmiş bir derlemesi.

Karl Marx yaşıyor olsaydı, popülist ve otoriter siyasetin damga vurduğu dünyanın ve Türkiye'nin son yıllarda içinde olduğu toplumsal, politik ve kültürel duruma dair bize ne söylerdi? Devlete ve hukuk devletine ne oldu, neo-liberalizmin ekonomi politik ilişkileri ne yöne gidiyor? Marx 202, özgürlük, emek, devletin dönüşümü, toplumsal cinsiyet, toplumsal mücadele, bilişsel kapitalizm, kentsel ontoloji, iletişim çalışmaları, göç konularında Marx’ın eserleri, düşünceleri ve kuramı üzerinden bugünü yeniden düşünen ve tartışan; Ayşen Uysal, Barış Parkan, Cenk Saraçoğlu, Christian Krell, Danièle Bélanger, Emre Tansu Keten, Fehmiye Ceren Akçabay, Hans-Ernst Schiller, Melda Yaman, Muharrem Açıkgöz, Selime Güzelsarı, Serdal Bahçe, Sinan Tankut Gülhan, Thomas Geisen, Vildan Tekin’in makalelerinden oluşuyor.

Karl Marx’ın 200'üncü yaşına girmesi vesilesiyle çeşitli ülkelerde 2018 yılı boyunca birçok etkinlik düzenlendi. KÜYEREL, TÜSES ve Friedrich-Ebert Stiftung (FES) Türkiye Temsilciliği işbirliğiyle düzenlenen "Karl Marx 200 Yaşında" Uluslararası Konferansı da bunlardan biriydi. Okurları Marx’ın eşsiz zengin düşünsel ufkuyla güncel sorunlar üzerine düşünmeye, tartışmaya yönlendirmesi adına hazırlanan bu derleme, söz konusu konferansta yapılan konuşmalara ve tartışmalara dayanmakla birlikte bununla sınırlı kalmadı. Marx 202’de, Bugünü Karl Marx ile Düşünmek üzere multi-disipliner bir yaklaşımla ve yeni yazarlarla bu kapsamın genişletilmesi iyi olmuş.

Marx-Engels Enstitüsü, Moskova. Riazanov, Marx-Engels arşivini burada kurdu, Toplu Yapıtların ilk ciltlerini basıma hazırladı. 1931 yılında tasfiye edildi, sürgüne yollandı. 1937 yılında yeniden yargılandı ve 1938 yılında infaz edildi. 1958 yılında aklandı.

(*) 6. Baskı, Belge Yayınları Temmuz 2020. Amerikan Marksizminin kilit isimlerinden Paul M. Sweezy şöyle diyor: "Marksizme başlangıç olarak bu kitabı, bütünlüğünden dolayı ders verdiğim sürece kullandım. Sonuç çok iyiydi. Öğrenciler kitabı sevdi ve ondan yalnızca Marksizmin kurucularının hayat ve eserlerine ilişkin temel gerçekleri değil, tarih araştırmasına ve tarih yazımına Marksist yaklaşımın ne olduğu konusunda da bir şeyler öğrendiler."

(**) Ed: Erengül Ayyıldız, Yasemin Ahi, Muharrem Açıkgöz, Marx 202 Yaşında /Bugünü Marx ile Düşünmek, Belge Y. Kasım 2020.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi