Yerel seçimlere az bir zaman kala seçim gündemi ittifaklar, tartışmalı adaylıklar, karşılıklı ithamlar ve seçmene tam olarak ne fayda getireceği pek belli olmayan vaatlerden oluşuyor.
HDP Bağcılar Belediye Başkan Adayı Hüda Kaya ve CHP Sancaktepe Belediye Başkan Adayı Özgen Nama seçim çalışmalarını anlatıyor.
Artı TV yerel seçimlere doğru Ankara'nın nabzını tutuyor. Siyasi partilerin genel başkanları Artı TV'de seçim gündemini değerlendiriyor.
Ekolojik Odak ve Bu Arada programlarında gıda fiyatlarından Soçi Zirvesi'ne kadar Türkiye'nin iç ve dış politikaları konuşuluyor.
Tarımın istihdama katkısı yüzde 30'lardan yüzde 18'lere geriledi. Tarımın GSYH'ya katkısı ise 2017'de yüzde 6 seviyesinde. Çiftçi son 17 yılda 3,2 milyon hektar araziyi ekmekten vazgeçti.
Bu yasa taslağı büyük ihtimalle seçim sonrasında Meclis'teki Tarım Komisyonu'na gelecek. Muhtemelen esas büyük tartışmayı da bu yasa taslağı görüşülürken yaşayacağız...
Kolonları kesilmiş binada hayatını kaybettiği için 'şehadete ulaşan'ların tam kadro devlet erkanı katılımıyla 15 Temmuz Şehitler Camisi'nden kaldırılması ülkedeki çöküşün tam resmidir.
Çevrecilik dediğimiz şey var gücüyle kömürlü termik santral savunurken plastik poşeti ücretli yapmakla övünmek mi?
Türkiye'de bundan böyle iklim normallerinden daha çok değişkenlik ve aşırılık gösteren bir iklimsellikten konuşuyor olacağız.
Venezuela'da süren ekonomik ve siyasi kriz Artı TV'de masaya yatırılıyor. Ekolojik Odak, Türkiye'deki yaban hayatını mercek altına alıyor.
Gençlerin iklim adaleti için, herkesin temiz, sağlıklı, eşit ve adil bir dünyada yaşayabilmesi için sokaklara dökülmesi gerçek bir 21. yüzyıl devrimi olarak nitelenebilir.
Bu yıl yine jetlerinden vazgeçmeyip ama iklim değişikliğiyle mücadeleyi konuşmaya gelen Davos elitlerinin nasıl havanda su döveceği gündemdeydi.
Dağa, taşa, ormanlara, denizlere bütün iktidarları süresince büyük bir iştahla beton dökenleri çevreci yapmıyor. Yurttaşta artan farkındalığın iktidardaki yansımasını görmek dileğiyle.
Erdoğan kendi içinde kabullenemediği duygu ve düşüncelerini bize yansıtmaya çalışıyor olabilir ama bizde bunu sineye çekecek hal yok, eline bir ayna alıp bakmasında daha çok fayda var...
Bundan sonra Türkiye ekonomisinin kara deliği haline gelmiş bu mega talan ve rant projelerini daha sık duyacaksınız, etkilerini giderek daha çok hissedeceksiniz.
Demezler mi, ülke olarak plastik çöpünün sadece yüzde 1'ini geri dönüştürüyorken ve üstelik kendi çöpün dururken, ithal edip başkasının çöpünü dönüştürmeye niye talipsin?
Ekonomideki kötüye gidiş, kurdaki dalgalanma, dış politikadaki gelişmeler, yerel seçim derken, çevre ve yaşam alanları mücadelesinin çok sınırlı gündeme geldiği bir yılı geride bıraktık.
Bunlar üçüncü havalimanının daha iyi günleri. Neden derseniz, o da bu projenin ilk ÇED'i ile nihai ÇED'i arasındaki farklarda gizli.
Bu deklarasyonla artık dünyanın dört bir yanındaki köylüler harekete geçecek, ülkelerinde politika ve stratejilerin oluşturulmasında daha etkin bir rol alacak.
ABD eski Başkan Yardımcısı Al Gore, COP24’te yaptığı konuşmada, küresel ölçekte hemen her coğrafyadan farklı örneklerle içinde bulunduğumuz iklim felaketlerine örnekler verdi.
İklim değişikliğiyle mücadelenin, iklim eylem planlarının doğrudan cinsiyet eşitliğiyle ilgisi var. Kadınlar iklim değişikliği ile mücadelede de eşit haklar talep ediyor.
'İklim Yürüyüşü' öncesi sivil toplum örgütü çalışanları evlerinden toplanarak gözaltına alındı. Bazı aktivistlerin ülkeye girişlerine izin verilmezken, bazıları da sınır dışı edildi.
İnsanlığın iklimle mücadelesinin nereye doğru evrileceği çok kritik bir eşik. Gezegeni, uçurumdan farklı bir yola yönlendirmek tamamen insanların kontrolünde olabilir oysa...
Sinop'taki projenin 22 milyar dolara mal olması hedefleniyordu. Tabii evdeki hesaplar çarşıdaki döviz kuru yükselişlerine uymadı.
İnşaatla ülke o kadar meşgul halde ki, 'kalkınırken' yaşanan 'yol kazaları' olarak görülen iş cinayetleri, hem iktidar hem de iş dünyası açısından neredeyse birer teferruattan ibaret.
Sokağa bir kere çıkılınca geçinemeyenler, işsizler, gidişattan hoşnut olmayanlar da Sarı Yelekliler saflarında yer aldı. Şu anda Sarı Yelekliler karmaşık ve tanımlanması zor bir hareket.
Tekirdağ ve Kırklareli’nde iki ayrı noktada kurulmak istenen üç termik santral var. Üçü de verimli tarım arazilerinin ve ormanlık alanların olduğu bölgelere yapılmak isteniyor.
Burada sorulması gereken soru, devletin neden eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, enerji, haberleşme, ulaşım gibi alanlarda hizmet vermesi gerektiği.
Bu devasa rant ve talan çarkının, bu ekonomik darboğaz içinde tam da yerel seçimler öncesi size rantsız bahçe sunacağına inancı olan var mı?
Üstelik 'Sibirya'daymış bana ne' deme lüksü de yok, orada başlayan tahribat yayılarak geliyor, Türkiye'nin Karadeniz ormanlarını yok ediyor.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.