Cuma gecesi televizyonda sörf yaparken, web sitesine Türkiye’den erişim engeli olan “Amerika’nın Sesi”nin bir kanalda yayınlanan akşam haberlerine rastladım.
Halk Bankası davasının bu çarşamba görüşüleceğini de oradan öğrendim.
xxxxxx
“Yeni” medya ile birlikte fikri takip öldüğü, “17-25 Aralık” da hiç yaşanmamış gibi muamele gören “cız” bir konu olduğu için, bir hafıza tazelemesine ihtiyaç duydum.
Vikipedia’ya baktım.
“Amerika Birleşik Devletleri - Hakan Atilla Davası veya Halkbank Davası” başlıklı maddede şunlar yer alıyordu:
“Amerika Birleşik Devletleri Bölge Mahkemesi tarafından İran'a yönelik yaptırımların delinmesine ilişkin olarak 2019'da New York'ta açılan davadır.”
xxxxxx
“Dava kapsamında, Halkbank'ta yönetici olan Mehmet Hakan Atilla, İranlı iş insanı Rıza Sarraf ile ABD'nin yaptırım uyguladığı İranlı kuruluşlar adına işlem yapmak için ABD finans sistemini kullanarak komplo kurmak ve bu işlemlerin gerçek doğasını gizleyerek ABD finans kuruluşlarını dolandırmakla suçlandı.”
xxxxxx
"Rıza Sarraf, suçlamaları kabul etmiş, daha sonra tanık koltuğuna oturarak 2017'de ABD'de gözaltına alınan dönemin Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla aleyhinde ifade vermişti. Atilla, banka dolandırıcılığı ve ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımları ihlal etme suçlarından suçlu bulundu ve 28 ay ABD'de tutuklu kaldıktan sonra 2019 yılında Türkiye'ye döndü.”
xxxxxxx
“Bunun ardından 2019'da federal savcılar Halkbank hakkında milyarlarca dolarlık bir sistem kurarak ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarının delinmesine yardımcı olduğu gerekçesiyle dolandırıcılık ve kara para aklama da dahil altı suçtan dava açtı.”
xxxxxxx
Amerika’nın Sesi’nin haberini verdiği çarşamba günü duruşması yapılacak olan dava bu davaydı.
Amerika’nın Sesi, gelinen aşamayı şöyle özetledi:
“Halkbank’ın temyiz duruşması 28 Şubat Çarşamba günü, New York’taki İkinci Bölge Temyiz Mahkemesi’nin bulunduğu Manhattan’da yapılacak.
Mahkemenin yargıcı Livingston, savcılığın Halkbank’ın temyiz başvurusuna yaptığı itiraz dilekçesini 20 Kasım tarihine kadar, Halkbank’ın da savcılığın dilekçesine cevabını 12 Ocak 2024’e kadar hazırlaması için süre vermişti.
Yargıç Livingston, yazılı emrinde tarafların duruşmada karşılıklı olarak dinleneceğini, savcılık ve Halkbank avukatlarına, savunma ve iddiaları için eşit oranda söz hakkı tanınacağını kaydetmişti.”
xxxxxxx
“Yargıç Livingston, duruşmanın Zoom uygulaması üzerinden yapılma ihtimalini değerlendirdiklerini, Zoom yoluyla gerçekleşirse mahkeme heyeti ve personelinin Manhattan’daki binalarında olacaklarını, Halkbank’ın avukatları ve savcılığın ise uzaktan duruşmaya katılabileceğini belirti.
Duruşma öncesinde, belirlenecek bir tarihte hem Halkbank hem de New York Güney Bölgesi Başsavcılık yetkililerinin katılacağı dava dosyasıyla ilgili bir toplantının gerçekleştirileceği de belirtildi.”
xxxxxxx
Halk Bankası’nın suçlamalara ve iddialara karşı tavrı ise ilginç.
TV’de rastladığım haberden aktarayım:
“Halkbank, ABD’nin aleyhlerine hazırladığı iddianamede yer alan suçlamalarla ilgili eylemlerin Türkiye’de, Türk egemenliğinin sınırları içinde gerçekleştiğini belirtiyor.”
Yani…
Suçlamaya ve iddialara itiraz etmiyor, bunların “egemenlik” hakkı nedeniyle ABD’de yargılanamayacağını öne sürüyor.
Ayrıca da “bu dava nihai olarak başarılı olursa, Halkbank’ın faaliyet kabiliyetini zayıflatacak, aynı zamanda Türkiye’ye doğrudan zarar verecektir” diyor.
xxxxxxx
Halk Bank’ın, New-York Bölge Mahkemesi’ndeki iddianameyi çürütmek yerine “egemenlik” açısından bu davanın ülke sınırları dışında yapılamayacağını ileri sürmesi hukuki açıdan ne kadar kuvvetli bir savunma oluşturuyor, bilmiyorum.
İddiaların doğru olmadığını ya da o eylemlerin “suç olmadığını” söylemiyor… “Bu dava Türkiye’de görülmeli” diyor.
xxxxxxx
Türkiye’de 17 Aralık soruşturmasına zaten takipsizlik verilmişti.
Hatta 25 Mayıs 2016 tarihinde CHP İstanbul milletvekili İlhan Cihaner, ABD'deki iddianameyi gerekçe göstererek 17 Aralık soruşturmasındaki takipsizlik kararının kaldırılmasını ve yeni bir soruşturma açılmasını talep ederek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına başvurmuştu.
xxxxxxx
Bakalım 2 gün sonra Halk Bank Davasında ABD Yargısı ne karar verecek…
Denk gelirsem Amerika’nın Sesi haberlerinden öğrenmeye çalışırım.
Mehmet Altan: İlk imzası 15 yaşında yayınlandı. 20 yıl Sabah,6 yılda Star gazetelerinde baş yazarlık ve yazarlık, televizyon programcılığı ve yorumculuk yaptı. 30 yıl boyunca İstanbul Üniversitesi'nde hocalık yaptı.1993 yılından beri profesör. Yayınlanmış 40 civarında kitabı var.15 Temmuz sonrası Anayasa'nın 19.,26. ve 28. maddeleri yok sayılarak tutuklandı.21 ay cezaevinde kaldı. AYM,AİHM ve Yargıtay kararları ile hak ihlaline uğradığı saptandı. 29 Ekim 2016 tarihinden beri KHK'lı.
