8 Mayıs

Bugün madenler üzerinden ilk çalışma hayatına yönelik düzenlemenin yıl dönümü. Ama aradan geçen 124 yıla rağmen iş kazalarındaki durum ortada..124 yıl evvel madende çalışmalara düzen ver ama 2023’de Avrupa’da en çok madencinin öldüğü ülke ol!

Ereğli kömür havzasının yönetimi 1865 yılında Bahriye Nezareti'ne devredildi.

Dilaver Paşa, Bahriye Nezareti adına maden bölgeye atanan ilk kişi oldu.

Burada iki yıllık bir araştırmadan sonra kendi adını taşıyan Dilâver Paşa Nizamnamesi'ni yayımladı.

xxxxxx

Tam 124 yıl önce, 8 Mayıs 1867 tarihinde ilan edilen maden yönetmeliği, Osmanlı Devleti’nde çalışma hayatına yönelik olarak yapılan ilk düzenlemedir.

Bu nedenle Dilaver Paşa Nizamnamesi, çalışma ilişkileri tarihinde önemli bir yere sahiptir.

Zorunlu çalışma gibi olumsuz kuralların yanı sıra çalışma saatlerini günlük 10 saat olarak sınırlandırması, çalışma ve dinlenme sürelerini belirlemesi, barınma yerlerinin işveren tarafından yapılmasını öngörmesi, ücret alacaklarının diğer alacaklara göre öncelikli olmasını karar altına alması, işçilerin toplu halde işsiz kalmalarını önlemek amacıyla işverenin işyerini kapatması durumunda önceden bildirme yükümlülüğünü getirmesi, işçilerin önemsiz sayılabilecek hastalıklarının tedavi edilmesini sağlaması, eğer ağır bir hastalık durumu söz konusu ise evlerine gönderilmesini emretmesi, münavebeli çalışma gibi kuralları içermesi açısından çok önemli bir düzenlemedir.

Yönetmelik 1867'den 1922'ye değin geçerliliğini korumuştur.

xxxxxx

Bugün madenler üzerinden ilk çalışma hayatına yönelik düzenlemenin yıl dönümü…

Ama aradan geçen 124 yıla rağmen iş kazalarındaki durum ortada…

Hele maden kazaları…

Dünyada üçüncü, Avrupa’da birinciyiz…

Bu hafta, Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müessese Müdürlüğü'nde geçen yıl 14 Ekim'de 43 işçinin hayatını kaybettiği iş cinayetinin davası vardı…

Katliama neden olan skandalın şahidi olduk…

Soma’yı ise zaten hiç unutmadık…

124 evvel madende çalışmalara düzen ver ama 2023’de Avrupa’da en çok madencinin öldüğü ülke ol

xxxxxx

8 Nisan sadece madenlerdeki düzenlemenin yıl dönümü değil….

İlk Osmanlı anayasası olan Kânûn-ı Esâsî'yi hazırlayan kurulun başkanlığını yapan Mithat Paşa’nın 1884 yılında Taif zindanlarında boğularak öldürülmesinin de yıldönümü…

Rüşvet ve yolsuzluklara karşı reformcu bir başbakan…

xxxxxx

Padişah II. Abdülhamid 5 Şubat 1877’de Mithat Paşa’yı sadrazamlıktan azlederek ülke dışına sürdü. Bir süre Avrupa’da kalan ve ertesi yıl Girit’e dönmesine izin verilen Mithat Paşa, Aralık 1878’de affedilerek Suriye valiliğine atandı, ancak İstanbul’a gelmesi kesinlikle yasaklandı.

xxxxxx

Bir süre sonra, Mithat Paşa’ya karşı sürekli kışkırtılan II.Abdülhamid İzmir’e seryaverlerden birini suikast düzenlemesi için gönderdi..

Mithat Paşa bu badireden kurtulsa da birkaç ay sonra üyeleri padişah tarafından bizzat seçilen bir mahkemede Abdülaziz’in öldürülmesinde rolü olduğu suçlamasıyla yargılandı.

Osmanlı topraklarında ilk kez eski bir sadrazam yargılanmaktaydı. Yargılamanın sonunda idama mahkûm edildi.

II. Abdülhamid bu cezayı ömür boyu hapis cezasına çevirdi.

Arabistan’da Taif Kalesi’ne sürülen paşa, 3 yıl burada sıkı denetim altında yaşadıktan sonra 8 Mayıs 1884 gecesi muhafızları tarafından boğularak öldürüldü.

xxxxxx

8 Mayıs…

Rıfat Ilgaz’ın da doğum günü

8 Mayıs 1911’de doğdu…

Onun yazdığı Hababam Sınıfı hala en popüler eserlerden biri…

Hem yazılarında hem de kişisel hayatında toplumcu bir çizgi izledi.

Türkiye'nin en çalkantılı siyasi dönemlerinde devam ettiği dergiciliği, aynı dönemdeki birçok yazar gibi onun da adliye koridorlarında ve hapishanede zaman geçirmesine neden oldu.

xxxxxx

28 Mayıs 1981 gecesi, 70 yaşındaki Rıfat Ilgaz, Yıldız Karayel romanını yazarken gözaltına alındı.

“Gözleri bağlanarak ve zincirlenerek merkeze kadar yürütülen yazar, Kastamonu Et Balık Kurumu mezbahasından bozma hapishaneye kondu. Doktor muayenesi isteyerek hastalığını kanıtlayınca jandarma tarafından Ballıdağ Sanatoryumuna yatırıldı.

Gözaltına alınmasının belirli bir nedeni zaten bulunmamaktaydı ve genel sorgudan sonra serbest bırakıldı.”

xxxxxx

6 Mayıs Cumartesi Millet İttifakı’nın Maltepe Mitingine katıldım…

Çok yoğun bir kalabalık, yüksek bir enerji vardı…

Bu Pazar “cehennemin kapıları” kapanacak…

Bu anlaşılmakta…

xxxxxx

Ancak…

Umutlanıp sonra büyük bir hayal kırıklığına uğramamak için bir sorum var:

İşçilerin, yazarların, siyasetçilerin uğradığı haksızlıklar bitecek mi? Bu ülkenin geleceğinden bu rezillikler ebediyen silinecek mi?

Burası kireçlenmiş hasatlıklarından arınarak yeniden inşa edilebilecek mi?

Çetin Altan ne demişti :

“Türkiye pijama lastiği gibidir. Uzar zannedersin bir bırakırsın eski haline döner.”

xxxxxx

Pazar cehennemin kapılarının kapanması ile derin bir nefes alacağız…

Dilerim ardından da radikal bir değişimin hızlı adımları atılır…

Rant için işlenen maden cinayetleri, reformculara kan kusturmak, patolojik yazar düşmanlığı da son bulur…


Mehmet Altan: İlk imzası 15 yaşında yayınlandı. 20 yıl Sabah,6 yılda Star gazetelerinde baş yazarlık ve yazarlık, televizyon programcılığı ve yorumculuk yaptı. 30 yıl boyunca İstanbul Üniversitesi'nde hocalık yaptı.1993 yılından beri profesör. Yayınlanmış 40 civarında kitabı var.15 Temmuz sonrası Anayasa'nın 19.,26. ve 28. maddeleri yok sayılarak tutuklandı.21 ay cezaevinde kaldı. AYM,AİHM ve Yargıtay kararları ile hak ihlaline uğradığı saptandı. 29 Ekim 2016 tarihinden beri KHK'lı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Altan Arşivi