Nazım Alpman
Akın Birdal'ın 'Sarı Zarf'ı
Türkiye'de "insan hakları" denildiğinde akla ilk olarak Akın Birdal'ın adı gelir. Halen İnsan Hakları Derneği (İHD) Onursal Başkanı olan Birdal, Türkiye'nin insan haklarına saygılı, çağdaş, demokratik bir ülke olabilmesi için yaşamını feda etmeyi göze almıştır. Onun bu kararlılığını görenler Akın Birdal'ı 12 Mayıs 1998 günü Ankara'da İHD Genel Merkez binasında onun makam odasında öldürdüler de... Şimdi yaşıyor olması tamamen mucizedir.
***
Akın Birdal'ın politik mücadele çizgisine uzaktan bakanlar onun "Kürt" olduğunu zannederler. Uğraş alanı bakımından da hukuk eğitimli kabul edilir. Oysa Akın Bey, 1915'te Osmanlı topraklarına geçici olarak gelip bir daha geriye dönemeyen Kırımlı Habibullah'ın torunudur. Niğdeli Cumhuriyet öğretmeni Gafur Birdal'ın da oğludur. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi mezunu peyzaj mimarıdır.
Akın Birdal hayatının bilinmeyen pek çok yanını "Sarı Zarf-Bir Yaşam Öyküsü" adlı otobiyografisinde yazdı. Zaten kitap da Kırımlı Habibullah'a Kırım'dan gelen büyük sarı zarf ile başlıyor.
Kitabın ağırlığını insan hakları alanında verilen zorlu mücadeleler oluşturuyor. Bilinmeyen, bilinip de unutulan ama unutulmaması gereken o kadar çok şey var ki, Akın Birdal bunların hepsini olayların en ortasında yer alan birinci tanık olarak anlatıyor. Hem de belgeleriyle birlikte...
12 Mayıs 1998 günü ona düzenlenen suikast sonrasında dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz en üst düzey "sorumlu" olarak geçmiş olsun yerine iyi oldu yerine geçebilecek şu açıklamayı yapıyor:
"Bir iç hesaplaşma olduğu anlaşılıyor. 1 Mayıs'a gitmişler. PKK ile bağlantılılar. Korktuğumuz gibi değil. Biz başka bir şeyden endişe etmiştik. Ama öyle görünmüyor."
Aynı Mesut Yılmaz bu sözlerini daha sonra yalayıp yutacaktı. Beni "Emniyet yanılttı" diyecekti.
Olaydan iki gün sonra 14 Mayıs 1998 günü Akın Birdal'ın yoğun bakımda yattığı Sevgi Hastanesi'ne gelen iki muhalif siyasetçi tarihe geçecek sözlerle ziyaretçi defterine geçmiş olsun dileklerinin çok ötesinde cümleler kuruyorlar.
"Bugün 14 Mayıs 1998
Türkiye'miz bir kriz dönemini yaşıyor. Korkarım ki faili meçhuller dizisine bir halk daha eklenecek. Akın Bey'e sıkılan kurşunlar fikre, düşünceye sıkılan kurşunlardır ve bir vahşet örneğidir.
İnsan Hakları Beyannamesi'nin 50. Kutlama yılına rastlaması da düşündürücüdür.
Akın Bey'e şifalar diliyorum.
Saygılarımla...
Recep Tayyip Erdoğan
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı."
Diğer muhalif siyasetçi de Fazilet Partisi Kayseri Milletvekili Abdullah Gül'dür.
***
Burada Akın Birdal'ın olağanüstü kitabından ayrılıp Arakan Müslümanlarıyla ilgili bir habere geçelim. Uluslararası Af Örgütü, Myanmar'ın fiili lideri Aung San Suu Kyi'ye verilen "Vicdan Elçisi Ödülü"nü geri aldı. Gerekçe olarak Suu Kyi'nin bir zamanlar savunduğu değerlere utanç verici şekilde ihanet etmesi gösterildi. (14 Kasım 2018 Cumhuriyet)
Akın Birdal'ın A7 Kitap Yayınları arasından çıkan kitabı yakın tarihe de ayna tutuyor. Bu aynaya yüzü kızarmadan bakana ne mutlu!..
Birdal hafta sonunda 17 ve 18 Kasım 2018 Cumartesi ve Pazar günleri İstanbul TÜYAP Kitap Fuarı'nda olacak. Hem insan hakları temalı bir panel yönetecek hem de 12. Salon'daki A7 Kitap standında okurlarına kitabını imzalayacak.
Akın Birdal'ın Sarı Zarf'ında herkese bir selam var.