Fehim Işık
AKP yeni bir strateji mi geliştiriyor?
AKP sıkıştıkça kendine yeni yollar arıyor. Bu aynı zamanda yönetememe krizinin dışa vurumudur.
Fehim IŞIK
AKP’nin 16 Nisan hesaplarının tutmadığı görülüyor. Başlangıçta "hayır" diyen herkesi ‘terörist ve vatan haini’ olarak suçlayan, tüm hayırcıları tek düze gören bir politikayı benimseyen AKP, kısa süre sonra bunun geri teptiğini görünce vazgeçti.
Esasen AKP’yi bu söyleme iten temel etken Erdoğan’ın konuşmalarıydı. Her konuşmasında, katılımcılara "PKK hayır diyor. CHP de, HDP de hayır diyor. Sen ne diyeceksin?" diye soran Erdoğan, "evet" cevabını alınca bu ‘coşkunun’ sandığa da aynen yansıcağını sanıyordu. Kısa süre sonra "hayır" diyenler arasında geçmişte AKP ve MHP’ye oy verenler olduğu da görülünce bundan vazgeçildi. Ayrıca şunu da farkettiler. Doğrudur, tek düze, sorgulamayan, önüne konanı kabul eden bir "evet" yandaşlığı var ama "hayır" cephesi öyle tek düze değil, önüne her konanı kabul etmiyor, en önemlisi de herkesin "hayır" gerekçesi bir diğerinden tamamen farklı. "Ben Türkiye eyaletlere bölünmesin diye hayır diyorum" diyen MHP’li de var, "Savaş bitsin, barış egemen olsun" diyen HDP’li de… Yani dindarından, komünistine, liberalinden, sosyalist ve sosyal demokratına, her renkten insanı "hayır" cephesinde görebilirsiniz.
Bu, Erdoğan ve AKP’yi ürküttü. Şimdilerde yasakladıkları anketlerde politikalarının geri teptiğini görünce köşesinden bucağından "demokratçılık" yapmaya başladılar. "Bu ülkede demokrasi var, isteyen istediği oyu kullanır" demeye getirdiler. Ancak ok yaydan çıkmıştı. Onlar "demokratçılık" oynadıkça yandaşları silahlarla görüntü vermeye, "hayır diyen hainleri nasıl katledeceklerini" anlatmaya başladılar.
Bu durum giderek "evet" oylarında ciddi bir gerilemeye neden olunca son çare anketlerin sonuçlarını yayınlamayı yasakladılar.
Bu gidişle sonuçlarını yayınlayacakları anket bulmakta zorlanacakları da görülüyor.
***
Newroz’da ortaya çıkan tablo da AKP’nin yeni bir strateji arayışında olduğunu bize gösteriyor. Kürtlere karşı uygulanan şiddet nedeniyle Kürt halkının sokaklara çıkmaktan çekineceğini, Star ve Akşam gibi gazetelerin hayal ettikleri haberlere uygun tabloların alanlarda yaşanacağını öngörerek Newroz kutlamalarına izin verdiler. Tabi Kürtlere iyi görünüp oy toplayıcılığı yapma hesapları da vardı. Tam da bu hesaplarla, üstelik Süleyman Soylu "Bakın kimse onların Newroz’una gitmedi. Halk artık onlara itibar etmiyor. Siyasetleri tükendi" demeye hazırlanmışken akıllar allak bullak oldu. 2 yıldır tank ve top mermilerileri ile uyanan, çocukları bodrumlarda katledilen halk akın akın Newroz alanlarına yürüdüler. Üstelik ‘Hayır-Na’ diyerek o alanları doldurdular. Tüm engellemelere, zorluklara, baskılara, gözaltılara, provokasyon girişimlerine rağmen bunu yaptılar. Daha da ötesi alanları barış talepleriyle inlettiler.
***
Nasıl ki "teröristler hayırcı" politikaları tutmadı ise "Bakın Kürtler HDP’ye destek vermedi" hayalleri de tutmadı. Newroz kutlamaları hesaplarını alt üst etti.
Ellerinde kalan Avrupa ile gerginlik ve Ortadoğu’da fetihçilik oyunları…
Önce Ortadoğu’da fetihçilik işine bakalım.
Suriye trenini kaçırdılar, artık o şansları yok. Şengal’i gerekçe edip Irak trenine binmeyi arzuluyorlar ama bu konuda da şanslarının olmadığı çok açık. Geriye kaldı Kandil’e operasyon… Belki, sonuç alma hedefli olmasa bile propagandatif olarak kullanabilecekleri bir askeri harekat başlatabilirler. Bu da öyle dışardan göründüğü gibi değil…
Peki, Avrupa ile gerginlik!..
Görünen o kitleleri ırkçılık ve şövenizm üzerinden "motive eden" Erdoğan için Avrupa ülkeleri ile kriz bulunmaz bir nimet. Bunu bir müddet daha sürdürecek gibi görünüyor. Şu an elinde Avrupa ile ilgili krizin sağladığı "olanaklar" dışında tek şey yok ki bu da kabul etmek gerekir ki çok riskli, sonuçsuz olacağı çok açık bir politikadır.
Başlık açık; AKP yeni bir strateji mi geliştiriyor?
Kanım o ki yeni bir strateji geliştirmiyor; ama sıkıştıkça kendine yeni yollar arıyor.
Bu aynı zamanda yönetememe krizinin dışa vurumudur.