Ragıp Zarakolu
Ali Kaya yalnız değildir
"Kuruçay'dan öte yana / Yolum düştü Arguvan'a"
Ali Kaya, bir yayıncı, bir işadamı, bir kavga adamı. Mezopotamya Yayınları'nın ve Mir Müzik'in sahibi. (*)
"Bir gece ansızın gelebilirim" şarkısını pek sevenler, sabaha karşı Mezopotamya Yayınları'nı, Mir Müzik'i ve de onun evini bastılar, kitap, CD ne varsa alıp götürdüler.
Mir Müzik'teki saza bile el konuldu, siyasetle ne ilgisi varsa.
2016 yılında "Bir gece ansızın gelip", dergileri ve kitapları Türkiye’nin en önemli kültür yayıncılarından biri olan Evrensel Yayıncılık'ın basılıp, kapatılmasından bahsetmiyorum.
Almanya’da Mezopotamya Yayınları'nın, Mir Müzik'in geçen yıl basılıp, bu yıl da kapatılmasından bahsediyorum.
Mezopotamya aynı zamanda bir dağıtım şirketi. Dolayısıyla sadece kendi yayınlarına değil, dağıttığı Türkiye’den ithal edilmiş kitaplara el konulabiliyor.
24 yıllık bir aradan sonra Hrant gibi, "pasaportum cebimde" deyip 1991 yılında ilk kez gittiğim ve her yıl "umre" sayıp gitmeye devam ettiğim uluslararası Frankfurt Kitap Fuarı'nda ziyaret etmeyi asla ihmal etmediğim standlardan biriydi Mezopotamya Yayınları.
Dr. Giuseppe'nin Zambon Yayınları gibi. Tam bir enternasyonalist olan Guisippe, yayıncılığı yanında İtalya yanında Latin Amerikalardan, Türkiyelerden, Orta Doğu'dan kitap getirtir, insanlara ulaştırırdı ve hâlâ da bu çabasını sürdürüyor. 1994 yılında Irak Kürdistan’ında bir suikasta kurban giden Lissy Schmidt genç yaşında onun kitapevinde başlamıştı çalışmaya. Ve 1980 darbesinden kısa zaman sonra Lissy ile, Türkçe/Almanca iki dilli, "Türkiye Cezaevlerinden Şiir Antolojisi" hazırlamıştık birlikte. Minik kağıtlar üzerinde kaçak yoldan dışarı çıkarılan Zambon da basmıştı. Bunlar arasında Yar Yayınları editörü Bozkırlı Osman Yeşil’in de şiirleri vardı.
Son birkaç yıldır Mezopotamya Yayınları, Frankfurt Kitap Fuarı'na katılmıyor ne yazık ki. Gözlerim hep arıyordu. Az panel izlememiş, az imzaya katılmamıştık Mezopotamya’nın düzenlediği.
Ali Kaya ile röportaj yapmak üzere surları hâlâ ayakta olan tarihî bir kente, Annweiler’deydim geçenlerde. Etrafındaki tepeler üzüm bağları, bir başka tepenin yamacında çok eski büyük bir manastır bakıyor bize. Bahar suları Triefels ırmağında coşkuyla çağıldıyor.
Ali Kaya bir şirket sahibi, ama aynı zamanda yaman bir emekçi. Yayıncılık zaten böyle bir iştir, bir tutkudur kitabı bastırmak ve dağıtmak. Ama aynı zamanda hamallıktır.
Ülke ülke kent kent kitap taşımaktır, fuarlarda, şenliklerde, konferanslarda. Ali Kaya aynı zamanda çok iyi bir işletmecidir, vergisini ödeyen, bir işletmenin bütün yükümlülüklerini yerine getiren. Yoksa kolay mı bunca yıl ayakta kalmak.
Ali Kaya, Malatya/Arguvanlı. Kim hatırlamaz Arguvan türkülerini, festivallerini. Dolayısıyla Mir Müzik'in sahibi olması şaşırtıcı değil.
Ama her başarılı adamın ardında güçlü bir kadın vardır. Ali Kaya’nın eşi Elif de Kürecik’li çıkmaz mı?
Bir Arguvanlı ile Kürecikli’nin yaşamak için güzel doğası ve kalabalık olmayan nüfusu ile Annweiler’i seçmesi şaşırtıcı değil.
Elif de uzun yıllar metal işlerinde çalışmış bir emekçi. Ter dökerek sahip olmuşlar evlerine karı koca, tatlı çocukları Gülbe(a)y ve Pınar ile. Onlar da kendi emeği ile ayakları üzerinde durmayı başarmış gençler.
Binlerce OHAL mağduru gibi onlar da önemli ekonomik sorunlarla yüz yüze. Bir yandan adamın şirketine, kitaplarına, CD’lerine el koyuyorsun, sonra da sosyal kurumlar yıllarlık emeğinle sahip olduğun "evini sat" diyor, "sıkıntın var ise".
Severim Arguvan/Kürecik insanını. Sıcaktırlar, sevecendirler ve de direngen.
Yıllarca çalıştığım matbaacılarım da Arguvanlıdır.
Ve de bir türlü gidemediğim Arguvan Müzik Festivali içimde bir derttir.(**)
Ali Kaya ve ailesi yalnız değildir ve yalnız bırakılmamalıdır.
(*) Mezopotamya Yayınları'nın kapatılmasına ilişkin bir yazıma bakabilirsiniz.
(**) Uluslarararası PEN Türkiye Merkezi başkanı Zeynep Oral, "Arguvan Türkü Festivali çerçevesinde yer alan ‘Demokratikleşme ve çok kültürlülük’ başlıklı panele Oral Çalışlar ve Hrant Dink'le birlikte katıldım" diye yazıyor. "Arguvan, adı gibi güzel minicik bir ilçe. Nüfusu iki bin ama o Cumartesi 10 bin kişi vardı meydan konserlerinde. Ertesi gün, festivalin kapanış akşamında ise bu sayı 15 bine ulaşacaktı."