Metin Yeğin
Asfalt medeniyeti
Okullar iyi kötü bahçeli olurdu eskiden. Bahçeli dediğimde, baştan başa beton kaplı demek değildi. Bildiğin ağaç, toprak filan ve müteahhitleri de olmazdı otların. Çimen değildi yani. Ot işte, boyları tutarsız, her renkten yeşil, üstüne basılabilen. Mutlaka ağaçlar da olurdu ve içinde herkesin bolca yuvarlanabileceği toprak. Sonra şehir dedikleri şey, damarlarımızda betonla birlikte aktı. Beyazından beyazı ve çamaşır suyu sevici oldu herkes. Okul bahçelerinin -bir süre için- şehre karşı kurtarılmış toprakları da, sadece müdür direktifleri ve nöbetçi öğretmen azarlarıyla korunamaz olduğundan sanırım, betonla kaplandı ve kurtulduk topraktan ölene kadar çok şükür.
-Basit, hoş bir nostalji değil bu sözünü ettiğim. Asfalt medeniyetinin inşasında büyük payı var bunun. Toprağı hiç tanımayan çocuklara saksıda ‘Çevre ya da ekoloji’ filan anlatılabilir mi sizce? -
Brezilya’da yağmur ormanlarının ortasında, otobanların etrafındaki ağaçları yakıyorlardı. Bir an için boş bıraktıklarında, asfaltın ortasından yeniden yükseliyordu yoksa ağaçlar. İnanın çok güzel görünüyordu, asfaltın karnını yarmış mesela bir Hindistan cevizi ağacı…
Bir toprak işgal etmiştik, MST- Topraksızlar hareketi ile birlikte. Okul inşa ediyorduk, büyük bambu ağaçlarından, birlikten ve insan soluklarından. MST’nin kolektif liderlerinden José Valdir, anlatıyordu:
"İki büyük cephe var. Biri savaştığımız büyük toprak sahiplerinin, savaştığımız tarım modelinin, savaştığımız ekonomik modelin ve toprağın tek elde toplanmasının –temerküzü- cephesi. Aynı zamanda bu cepheye karşı bir diğer cephe vardır. Diğeri ise alternatif bir model inşasının örüldüğü cephe. Mesela tarımın tahribatına karşı aynı zamanda bir tarım modeli inşası vardır. Endüstriyel model modern merkezi teknolojiye ihtiyaç duyarken bu modele karşı reformla yeni bir model, ciddi tartışmaların yapıldığı alternatif bir model inşası söz konusudur. Mesela, eğitim üzerine tartıştığımızda kâğıda karşı eğitim için, kâğıda karşı düşünsel bir yapı ve özgürlük için yeni bir pedagoji inşa etmekteyiz demektir. Kâğıtsız bir eğitim formu, üniversite ya da diğer eğitim yerlerinde bir başka perspektif inşa edecektir. Biz böyle bir eğitimi inşa etmek istiyoruz. Bu egemenlerin "kâğıt eğitimi"ne karşı alternatif bir modelin inşasıdır. Bu sağlıkta da benzerdir ya da tarımda işbirliğinde de, kooperatiflerde de. Savaştıklarımızın bütün modellerine karşı alternatif model yaratmamız demektir. Eğer düşmanlar bir model ürettiyse bizim başka bir model üretmemiz gerekir. Hareket ihtiyacı olduğu doğal ve objektif bir düşünceyi, başka bir perspektifi inşa etmelidir. Tabii ki sadece konuşarak değil. Konuşurken aynı zamanda da alternatif model inşa etmek gerekir. Diğer cephe ne yapıyorsa biz onun aynı zamanda alternatif modelini inşa etmek durumundayız."
Umutsuzluk mu dediniz? Boş versenize siz, o kalın asfalt medeniyetini parçalayıp çıkan ağaçlar biliyorum ben…