Doğan Özgüden
Avrupa başkentinde Hilal'in Haç'a karşı cihadı
AKP Belçika adlı Facebook sayfasında biri hilal öteki haç taşıyan iki silüetin düellosunu temsil eden bir grafiğin yayınlanmasıyla kıyamet kopuyor.
Doğan ÖZGÜDEN
Geçen haftaki "Türk Karnavalı" yazısını masum bir dilekle bitirmiştim: "Türk oylarında ‘hayır’ çoğunluğu sadece Türkiye’nin değil, Belçika’nın da, Türk göçmen yoğunluğu olan tüm ülkelerin de hayrına olacaktır."
Sen misin bu safdilliği yapan?
Tam da yazımı Artıgerçek’e göndermiştim ki, "hayır" antenlerim ardarda alarm vermeye başladı… Almanya, Hollanda, İsviçre Tayyip’in uçbeylerinin beyin yıkama seferlerine yasak koyadursun, Belçika çoktan yelkenleri indirmiş, Soma faciası lekesini alnında taşıyan eski Enerji Bakanı Taner Yıldız’a kapılarını açmıştı bile…
Tayyip’in has adamı o 8 Mart Çarşamba günü öğle namazından sonra Beringen’deki Fatih Camii’nde toplanan cemaate Tayyip’i kadiri mutlak yapacak anayasa değişikliğinin faziletlerini sayıp döktükten sonra mümin kardeşlerini 16 Nisan’da "Evet" oyu kullanmaya çağırmıştı.
"Olacak şey değil" diye sokranarak telefonlara sarıldım. Her şeyden önce komşu Avrupa Birliği üyesi ülkeler bu tür Tayyip propagandasını yasaklarken bu zat AB’nin merkez ülkesine bu denli rahat nasıl girebilmişti?
Ama daha vahimi, bu ülkedeki ilk propaganda nutkunu bir camide çekmesine nasıl göz yumulmuştu? Hem de nasıl bir cami? Türk Diyanet Vakfı’nın gözde kurumlarından Fatih Camii…
1980 darbesinden sonra Evren Cuntası’nın kurdurduğu o Diyanet ki, islamcı terörün Brüksel’i kana buladığı geçen mart ayından beri, tıpkı Suudi Arabistan’ın Brüksel’deki La Grande Mosquée’si gibi, İslam gericiliğini müslüman göçmenlere zerketmekle suçlanmakta…
Ama Beringen Belediyesi’ni yöneten sosyalist ve hristiyan partiler için varsa yoksa iki yıl sonra yapılacak belediye seçimleri ve oradaki Türk müslüman oyları… Orada yaşamakta olan Kürt göçmenler hiç de umurlarında değil.
Seçim hesabında olanlar sadece Beringen’i yönetenler mi?
Çok geçmeden yeni skandal Brüksel’in göbeğinde patlıyor. Akşam saatlerinde Taner efendi tüm propaganda ekibiyle birlikte Türk Mahallesi diye namlanan Chaussée de Haecht’taki bir lokalde AKP’lisini, MHP’lisini bir araya toplayıp onların da beynini Tayyip diktasına "evet" için yıkıyor.
Bu toplantıya izin veren de Saint-Josse Belediyesi’nin Sosyalist Parti’li başkanı Emir Kır… Türk kökenli ilk devlet bakanı, ardından da belediye başkanı olmakla ünlü Emir’in yürekten ve beyinden bağlı olduğu Tayyip’in emirlerine karşı çıkması, onun papağanlarını Brüksel’de konuşturtması hiç de şaşırtıcı değil… Şaşırtıcı olan, hepsi Brüksel’de üslenmiş bakanlardan, milletvekillerinden, bölge meclisi üyelerinden tek itiraz gelmemesi.
O hırsla İnfo-Türk adına soruyoruz: "Belçikalı siyaset erbabı Tayyip’in propaganda saldırısı karşısında neden bu denli sessiz?"
Çıt yok… Yok, çünkü sosyalisti de, hristiyanı da, liberali de, iki yıl sonra yapılacak belediye seçimlerinde Saint-Josse, Schaerbeek, Molenbeek gibi belediyelerde yıllardır Tayyip amigosuna dönüştürülmüş, geçen seçimlerde ona yüzde 60 oy vermiş olan bir kitleyi karşıya almaktan ödleri patlıyor.
İyi de, bu alaturka seçim terörüne bu denli yüz verdin mi orada kalır mı? Kalmadı da…
Taner Yıldız’ın toplantılarını büyük bir zafer olarak ilan eden AKP Belçika adlı facebook sayfası, ertesi gün iki afiş birden yayımlamakta gecikmedi.
Afişlerden biri pek de şaşırtıcı değil… AKP Belçika Tayyip’e Ulu Hakan’dan başlayıp Menderes ve Özal’la süren islamcı çizginin halifeliği misyonu tanımakla kalmıyor, ilk üçünün zamanında "diktatör" olarak nitelendikleri "Artık ne bu yalanları yeriz! Ne de Erdoğan’ı size yediririz!" diye tüm "hayır"cılara postasını atıyor.
Ama asıl kıyamet ikinci afişin sosyal medyada yayılmasıyla kopuyor.
Biri hilal öteki haç taşıyan iki silüetin düellosunu temsil eden bir grafiğin altında Tayyip’in misyonu en cüretkar şekilde afişe ediliyor:
BU KAVGA HİLAL İLE HAÇIN KAVGASIDIR!
Altında da Avrupa’da oy kullanacak Türk göçmenlere tarihsel çağrı:
Hilalin altında bir olun!
Çok kalabalık olacağız! Göreceksiniz!
Sloganlarını Fransızcaya çevirerek bu iğrenç marifeti "İşte Brüksel’de propaganda yapmasına izin verilen AKP’nin hristiyanlığa düşman islamcı afişi" diye sosyal medyada Belçika kamuoyuna duyuruyoruz.
Ama daha önce Tayyip’in propaganda saldırısı karşısında neden bu denli sessiz olduklarını sorduğumuz Belçika siyaset erbabından yine ses seda yok… Bir tek Flaman Bölgesi’nin milliyetçi çoğunluk partisi N-VA egemen olduğu Antwerpen kentinde propaganda toplantısına izin vermiyor.
Ne ki bu kez Belçika medyası daha duyarlı… Birçok gazetede, hatta televizyonlarda afişe yer verilerek sorumlu makamlar uyarılıyor.
La Capitale ve Le Soir gazetelerine verdiğim demeçlerde olayın vahametini vurgularken bir şeye daha dikkati çekiyorum.
Belçika’da yaşayan Türkiyeli topluluk sadece müslümanlardan ibaret değil… Unutulmasın bu ülkede Ermeni’si, Asuri’siyle on binlerce Türkiyeli Hıristiyan da yaşıyor. Evet, geçtiğimiz onyıllarda Belçika’da, özellikle de Saint-Josse Belediyesi’nde Kürt, Ermeni, Asuri lokalleri ve işyerleri kaç kez bozkurtların saldırısına uğradı…
Bu hilal-haç kavgalı kampanya ile sadece Türkiye’li hıristiyan ve Kürt’lerin, Türk demokratlarının değil, Belçika’nın yerli hıristiyanlarının da can güvenliği tehlikede…
Rotterdam’da son olup bitenleri "islamofobi" diye niteleyen Erdoğan’a HDP Grup sözcüsü Osman Baydemir haklı olarak soruyor. "Bu saldırı islamofobidir diyorsun… Allah’tan korkun. Rotterdam’ın belediye başkanı Fas asıllı bir müslüman!"
Evet sadece Rotterdam’ın değil, Londra’nın belediye başkanı da müslüman: Sadiq Khan.
Ama Tayyip ve benzerleri için onlar müslüman’dan sayılmaz. Onlara AKP propagandasına Brüksel’in kapılarını ilk açan Emir Kir gibi müslüman belediye başkanları gerek…
Kaldı ki Türkiye Kürdistanı’nda çoluk çocuğu yıllardır katlettirirken "Hollanda’yı ve Hollanda’lıları Srebrenitsa Katliamı’ndan tanırız" diyecek kadar ölçüyü kaçıran bir islamcı faşistten başka ne beklenir?
Tekrarlıyorum: Başlatılan hilal-haç kavgalı kampanya sadece Avrupa başkentini değil, Türk’lerin yoğun olduğu tüm ülkeleri tam bir kaosa sürüklüyor. Sadece Türkiye’li hristiyan ve Kürt’lerin, Türk demokratlarının değil, yerli hristiyanların da can güvenliğini tehlikede…
Hele Tayyip 16 Nisan referandumundan zafer tacı kuşanarak çıkmaya görsün!