Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe başkanlık adaylığı

Yirmi senede Fenerbahçe müzesine bir Avrupa kupası (futbolde) getiremeyen bir başkanın yirmi birinci seneye girerken yine aday olması gerçekten tuhaf durmaktadır.

Eser KARAKAŞ / FUTBOL


Haziran 2018 başında Fenerbahçe büyük kongresini topluyor ve yeni başkanını seçecek camia.

Muhtemelen iki adaylı, Aziz Yıldırım, Ali Koç, bir başkanlık yarışı olacak.

Şunu hatırlatarak yazıya başlayayım, Aziz Yıldırım 1998 senesinden beri yani tam yirmi senedir Fenerbahçe’nin başkanı ve yeniden başkan olma iradesini ortaya koydu.

3 Temmuz süreci diye bilinen kötü bir dönem var, Fenerbahçe futbol takımı ve Başkan Aziz Yıldırım şike yapmakla suçlandılar, Aziz Yıldırım bu nedenden hapis yattı.

Bu süreç her iyi Fenerbahçeli için çok üzücü bir süreç idi, 1907’de kurulmuş, Can’ın, Lefter’in takımına şike suçlaması yapıldı.

Yargı süreci bir öyle, bir böyle işledi ama Allah'tan sonunda bu iş olumlu noktalandı.

Ben ve benim gibi düşünenler polis değiliz, savcı değiliz, hakim değiliz, dosyalara hiç hakim değiliz, şike yapıldı mı yapılmadı bilemeyiz, temennimiz yapılmamış olmasıdır, yargı sürecinin bu noktaya evrilmesi de bizleri olsa olsa çok sevindirir.

Ama, bu olumlu gelişme bile yine benim gibi düşünenlerin Aziz Yıldırım’a çok kızmamıza engel değil.

Ancak, bu kızgınlığın nedeni Sayın Yıldırım’ın Fenerbahçe’nin adının bir süre de olsa şike gibi onursuz süreçlerle beraber anılmasına ortam hazırlamış olması, tuhaf demeçler vermesi de değil.

Zaten, Sayın Yıldırım bu süreçte aklanıyor ve şike meselesi kapanıyor.

Aziz Yıldırım’a çok kızmamızın temel nedeni, çok net ifade ediyorum, Fenerbahçe’nin yirmi senedir çok kötü yönetiliyor oluşudur.

Başarının kriteri de futbol branşında bir Avrupa kupası kaldırmaktır.

Sayın Yıldırım geçenlerde bir konuşmasında yirmi senelik süreçte başarı hanesinde Galatasaray’ı 6-0 yenmemizi de gösterdi.

Galatasaray’ı 6-0 sıfır yenmek güzeldir, keyiflidir ama yarın Galatasaray da bizi benzer bir skorla yenebilir, geçmişte yenmiştir de ama bu tür gelişmeler artık, sokak üslubuyla söylüyorum, gerçek Fenerbahçelileri kesmemektedir.

Yirmi senedir Aziz Yıldırım bu takımın başındadır ama elimizde bir tek gerçek bir Avrupa başarısı bulunmamaktadır.

Yirmi senede Fenerbahçe müzesine bir Avrupa kupası (futbolde) getiremeyen bir başkanın yirmi birinci seneye girerken yine aday olması gerçekten tuhaf durmaktadır.

Unutmayalım, Aziz Yıldırım bu takımın başına Werner Lorant gibi bir teknik direktör bile getirebilmiş birisidir, Fenerbahçe o sene Ligi düşme sınırına yakın kapatmıştır.

Aynı Aziz Yıldırım Zico, Luis Aragones gibi dünya çapında teknik direktörleri de hemen göndermiş birisidir.

Bu zihniyetin Fenerbahçe’ye geçmişte de bir yararı olmamıştır, bundan sonra olması da hiç mümkün değildir.

Kongre üyelerinin 2-3 Haziran tarihlerinde oylarıyla Fenerbahçe’nin önünü açmasını, takımın çok daha profesyonelce yönetilmesini, yakın gelecekte de bir Avrupa kupasını kaldırmasını bekliyoruz.

Ama, itiraf ediyorum, çok ümitli de değilim, bu iş biraz da siyasi partilerdeki delege oyunlarına dönüşmüş gibi durmaktadır.

Yazıyı bitirirken son yirmi senelik süreçte Aziz Yıldırım’ın hakkının yenmemesi gereken bir konuyu da hatırlatalım; Aziz Yıldırım bu süreçte futbol dışındaki amatör branşlarda, kadınlarda çok önemli başarılara da imza atmıştır, bu açıdan tebrik ediyoruz.

Ancak, ne yapalım, bizler hala ve hatalı olarak, Fenerbahçe dendiğinde futbol takımını anlıyoruz, bu sevimli bir şey değil ama böyle.

Keşke Aziz Yıldırım tüm fenerbahçelilerin alkışlarıyla bu başkanlık konusunu kendisi kapatsa idi.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
Eser Karakaş Arşivi