Deniz Derinsu
Bir deneme...
Bir alışkanlıktır bende... Avrupa'dan çok tanıdık olmayan bir takımla oynandığında internet sitelerinden o ekibin maddi değerine bakarım. Spartak Trnava'ya baktım, karşıma 8.18 milyon euro'luk bir rakam çıktı. Bir başka bakış açısıyla, Frey için ödenen bonservis bedelinin yaklaşık 3 katı...
Ardından hep beraber merakla onbiri bekledik. Herkese sürpriz olan bir kadro çıktı önümüze... Skirtel dışındaki 2 stoper Roman ile Reyes'in kaliteleri tartışılırken 3'ü onbirdeydi. Son maçlarda Benzia hariç yaratıcı isim yok diye konuşulurken bu futbolcu onbirde yoktu...
Ve Frey... İzlenen Frey sonrası herkes 'Soldado'nun günahı ne' sorgulamasında. Bu sorgulumayı yapan herkesi Frey dün akşam bir kez daha haklı çıkardı, 90 dakika boyunca tek olumlu hareketi yoktu. Dün akşamki tek farkı daha istekli görünüşü olabilir ama olumlu en ufak bir katkı yapamadan karşılaşmayı tamamladı.
Reyes'in oyundan alınırken tüm stat tarafından protesto edilişi herhalde Fenerbahçelilerin bu futbolcu hakkındaki görüşünün yansıması oldu.
Sahaya sürülen onbir sonrası diziliş ne diye merak ettik... Çözebildiğimiz, Sarı Lacivertlilerin 3-5-2 olarak oynamasıydı. Uzun aradan sonra Fenerbahçe bu sistemi denedi. Ancak yine stat çıkışı herkes, bu sistemin Başakşehir karşısında denenmesinin çok ağır bir fatura çıkaracağı kanısındaydı.
Bir 45 dakika izledik ki futbol adına çok düşündürücüydü. Ne bir pozisyon, ne bir organizasyon, ne bir heyecan, hatta ne bir umut. Devreyi rakip kaleyi bulan bir şutu olmadan tamamlayan Spartak Trnava karşısında sergilenen oyun tüm Saraçoğlu tribünleri tarafından soyunma odasına gidilirken protesto edildi. Ardından klasikleşmeye başlayan 'Ersun Yanal' tezahüratı.
Cılız Fenerbahçe ataklarını başarıyla önleyen, bu yarıda Slimani'nin bir kafa vuruşunu başarıyla çıkan Trnava Chudy, ikinci bölümde maça damga vurdu. Fenerbahçe belki de grup için son şansı sayılabilecek bu 45 dakikada daha hareketliydi ama atılan 2 golde de Chudy'nin hatalarını dikkate almak da gerek. O hatalar olmasa, Fenerbahçe galibiyet golünü bulabilir miydi? Bulurdu, bu kadar gücü ve yeteneği kısıtlı bir takım karşısında elbette bulurdu. Ama böyle bir maçta bu şekilde konuşulması bile tuhaf değil mi?
Cocu'nun günleri sayılı gözüküyor. Bir muhabir olarak kulağıma gelen zaten çoktan biletinin kesildiği, sadece bu 2 maçta süper sinyaller hissedilirse bir kez daha durumunun masaya yatırılabileceği... İlk sınav skor olarak yeterli gözükebilir ama futbol olarak pek kimseyi doyurmadı.
Asıl sınav Başakşehir maçı olacak. Ancak Trnava karşısında denenen sistem bir kez daha denenirse baş çok ağrıyabilir Fenerbahçe açısından...
Çok denk gelmişizdir... Bazı teknik adamlar bazı futbolculara kafayı takarlar, oynatmazlar... Yakın dönem örnekleri Alex, Valbueana... Benzia'nın bu maçta hiç oynatılmaması da aynı sahnelere benzer bir durum mu yaşanacak diye akıllara bir soru işareti getirdi. Yok Başakşehir maçı için dinlendiriliyorsa... Bu daha komik. Bu seviyedeki bir profesyonel futbolcu, bir haftada 3 maç oynayamıyorsa, eyvah eyvah... Üstelik sonrasında milli takım arası varken...
Fenerbahçe tribünlerinin maç öncesi, sırası ve sonrasında hiçbir futbolcu lehine tezahürat yapmaması takıma olan sevgi ve güveninin eksik olduğunu gösteriyor. Herkes bir umut ışığı bekliyor. Bu maçta Skirtel ve Eljif'den sinyal geldi. Slimani attığı 2 golle günü kurtardı. Ancak forvet olarak çok geride oynaması ilginç. Hadi biraz da Hasan Ali'yi sayalım geceyi kurtaranlar arasında. Diğerleri, Ayew dahil statta yoğun homurdanmalara sık sık neden oldular...
Cocu belki de son sınav şansını Başakşehir karşısında verecek... Şu an kaçınılmaz sonunu netleştiren bir performansa devam ediyor...
Ancak sorunu tek Cocu olarak görmek ne kadar doğru, ciddi tartışma konusu. O gitti mi bu oyuncular kalite olarak seviye mi atlayacaklar? Ve bu takımın oluşumunun imzasını atan Comolli bu kez mucize ismi bulup takımın başına mı getirecek?
Ya da başkan duruma el mi koyacak...
Soruların cevabı için artık pazarı beklemek lazım..