Her şeyden önce günü farklı kılan, Fenerbahçe’nin ender oynan gündüz maçlardan biri olmasıydı…
Futbol güzel oyun, temiz olduğu sürece çoğunluk sever. Ancak futbolun gündüz saatlerinde oynanmasının da keyfi başka. Ekonomik nedenlerden ötürü futbolun yayıncı kuruluşa ‘kökten’ bağlı olması, gündüz maçlarının daha az oynanmasına neden oluyor. Geç saatlerdeki maçlara aileler ve çocuklar az gidiyor, futbol bu nedenle giderek erkek hegemonyasına yenik düşüyor. Oysa Almanya’da veya Hollanda’da veya da diğer ülkelerde 3 büyükler gibi önde gelen kulüplerin gündüz maçı çok, buna gidenler de günü ailelerin bir keyif, karnaval günü olarak nasıl geçirdiklerini görmüşlerdir. Evet, gece maçı iyidir ama büyük kulüpler bazında gündüz maçları bu kadar gözardı edilmemeli.
İLK YARI KABUSU
Transfer döneminin sona erip olası 6 numara konusunun şimdilik rafa kalkmasıyla Fenerbahçe ilk maçına çıktı. Livakovic hariç Antalya sınavına kadar herkes formayla tanışırken geçen süreçte İsmail Kartal ve ekibi başarılı grafik ile beğeni topladılar.
Yeni dönem Livakovic’le başladı. Onbir önümüze geldiğinde ‘3 yerli’ sıkıntısı buram buram kokuyordu.
Bu sezon hiç görmediğimiz bir Fenerbahçe’yi izledik ilk yarı. Sahasından çıkamazken bir türlü oyun tutturamadılar. Tamam; top, zemin ve şans Fenerbahçe’yi sevmiyordu ama Sarı Lacivertliler de bunu kırmak için hiç bir şey de yapamadılar.
Antalyaspor golü bağırıyordu, nitekim gol 31’de geldi. Fenerbahçe’de tek direnmeye çalışan Dzeko’ydu, devrenin uzatmalarında, belki de bu maç için en gerekli zamanda golünü attı.
Adeta güneş çarpmış Fenerbahçe, hava kapanmaya başladıkça kendine gelir gibi oldu ama maç genelinde beklenen, istenen oyunundan çok uzakta kaldı.
İkinci yarıdaki gol düellosu sonrası Fenerbahçe sahadan 3 puanla ayrılıp haftayı kayıpsız kapattı.
İsmail hoca nedense uzun süre bocalayan orta sahayı izledi, hamlelerini geç kullandı. Zajc çok sırıttı, defans çok açıklar verdi. 3 yerli nasıl kullanılır bilemem ama sanırım Djiku - Becao ikilisini bozmamak lazım.
Milli maçlar dönüşü zordur, kayıp olabilir. Bu maçta ucundan dönüldü denebilir. Avrupa sınavlarıyla yoğun döneme giriliyor. Dikkatli olmakta fayda var…
Halil Umut Meler derseniz… Kararlarını hakem hocalarına bırakalım ama gözün net gördüğü, Fenerbahçeli futbolculara yönelik irite edici tutumuydu…
Deniz Derinsu: 1968 İstanbul doğumlu. Saint Joseph Fransız Lisesi ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi İngilizce Basın Yayıncılık bölümü mezunu. Cumhuriyet ve Sabah gazetelerinde uzun yıllar spor muhabirliği ve yazarlığı yaptı. 2011 yılından beri çeşitli internet siteleri, TV programları ve dergilerde spor yazarlığını sürdürüyor. Evli, 1 kız çocuk babası.