Bir hakem… Bir Ersun Yanal…

Bir tarafa çalışan değil ama maçı rezil eden hakem söz konusuydu…

Yıllardır prensip edinmeye çalışıyorum. Sonuçta bir hakemlik tecrübem veya özel bilgim olmadığı için hakemlerle ilgili yorum yazmamaya özen gösteriyorum…

Ancak gerçekten Türk hakemleri nabız yoklamakta birebirler…

Fenerbahçe sempatinizanıyım ya… Hemen şimdi yenilgiye bağlamaya çalışanlar olabilir. Yok arkadaş… Ben bir maçta karşılıklı bu kadar penaltı pozisyonunun es geçildiğini görmedim… Altını çiziyorum: Karşılıklı!

Adeta Kayserispor – Fenerbahçe maçına hakem atanmamış, penaltı veya kart yetkisi olmayan bir bilgisayar yönetiyordu mücadeleyi…

Durum böyle olunca, futbolun kurnazları anında ortaya çıktılar. İlerleyen her dakikada uyanıklığı ile maçı çirkinleştiren oyuncular başrole soyundu. Saha kenarına takılıp bunu Emre’ye yüklemeye çalışan bir yana… Rakibinin kasığına dizi yerleştiren Altay bir yana…

Tekrar edersek… Bir tarafa çalışan değil ama maçı rezil eden hakem söz konusuydu… Bu da ne yazık ki bu sezon Türk hakemlerinin genel görüntüsü…

Olmuyor…

Geçelim Fenerbahçe’ye… Çok da fırsat yakalamalarına karşın kazanıp liderlik şansını elleriyle geri çevirdiler. Aynı düşüncede ısrarcılardanım: Ofansif olarak bir problem yok denebilir ama defansif olarak sıkıntı büyük. İyi bir hakem ve anlaşan stoper ikilisi olsa, maçın skoru farkla olabilirdi.

Sarı Lacivertlilerin bir an önce oyun açısından istikrar yakalamaları şart. Bir önceki Konyaspor karşısındaki Fenerbahçe’ye bakın… Bir de Kayserispor’a karşı oynayan takıma… Fark büyük…

Emre Fenerbahçe’nin en büyük silahı olarak gösteriliyor. Tecrübesi tamam da fizik gücü çok tartışılır. Top takımındayken herkes onla oynamak istiyor. Bu arada rakip kim olursa olsun, herkes Emre’nin üzerine oynamaya çalışıyor. Protesto, sertlik üzeri üzerine geliyor. Ve Emre belki de yaşı itibarıyla bu tabloyla mücadele etmekte zorlanıyor…

Fenerbahçe isterse Etiyopya’dan bir takımla oynasın. Artık herkes Ersun Yanal’ın B planını biliyor: Deniz Türüç… Ersun hoca sıkıntılı anlarda hiçbir yaratıcılık ortaya koyamıyor. Oysa alternatifi yok da değil.

Ferdi Kadıoğlu diye bir oyuncu var. Sezon başı çok maçta sonradan forma giyip beğeni toplamıştı. Ortalarda yok. PAF maçlarına çıkıyor. Ersun Yanal’ın kendisine sıcak bakmadığı, onunla farklı nedenlerden ötürü problemler yaşadığı söyleniyordu. Şimdi bakın tabloya, inanmamaya çalışın. Zorlanırsın…

Ersun Yanal’ın genişleyen kadrodan farklı şekillerde faydalanmayı keşfetmesi lazım… Yoksa Sarı Lacivertlilerin ne yapacağını veya yapabileceğini artık herkes biliyor…

Vedat’a değinelim… Sezon başından beri omuzuna o kadar ağır bir yük bindirilip farklı noktalara getirildi ki… Şimdi onun sıkıntısını yaşıyor. Kimse kusura bakmasın, bunun da sorumlusu Fenerbahçe’nin ta kendisidir. Daha yarım sezon bitirmeden Vedat’ın 70-80 milyon Euro’ya satılabileceği konuşulur hale geldi. Bir oyuncuya bu kadar yük bindirilmez! En azından oyuncunun buna değip değmediğini tartmak için bir süre tanınır…

Tam bunları yazarken Ersun Yanal’ın ‘Hata benim’ açıklaması kulağıma geldi. Doğrudur herhalde. Hoca bu kaybın hatasını üzerine aldıysa diyecek laf yok. Ama hatalar üst üste geliyorsa çözümü bulmak da ona düşer…

Geçtiğimiz son yıllarda ‘Malzeme bu kadar’ deyip fazlasının beklenmemesi gerektiğini söylüyorduk. Ama bu taraftara bu kadrodan fazlasını beklemeyi hak ediyor. ‘Hata benim’ demekle iş bitmez.

İstifa değil söz ettiğim… Farklı görüntüler, çözümler ve istikrar…

Yoksa yine hüsran olur…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Deniz Derinsu Arşivi