Metin Yeğin
Bir milletvekili portresi
Buenos Aires’in yoksul mahallerinden birine gidiyorduk. Fabrika atıklarının kanalizasyona karışarak aktığı bir dere vardı yanında. En ünlü şeyi Maradona’nın ilk evinin orada olmasıydı. Annesi daha önce yanında çalışan kadına bırakmıştı evi. Onun da oğlu Maradona müzesi yapmıştı orayı. Evin önünde oturup, mate içiyordu oğlu. Fotoğraf çekmek isteyen olursa para istiyordu. İçeri girmek biraz daha pahalıydı ve biraz ilerde ilk futbol oynadığı sahayı gösteriyordu eliyle adam. Cesareti olan o tarafa da gidebilirdi. Suç oranı yüksek bir mahalleydi, oldukça çok…
Sadece Maradano’yı değil bir de milletvekili çıkarmıştı mahalle, Natalia Zaracho. Kağıt toplayıcısıydı Natalia.’Cartonera’ yani. Bilirsiniz mutlaka, çöpleri karıştırıp, içinde kullanılabilir olan şeyleri toplarlar. Yokuş yukarı zorla çekerler arabalarını ve inerken zıplaya zıplaya durdurmaya çalışırlar. Yokuş inerken eğleniyorlarmış gibi gelir insana dışardan hatta. -Seyretmek kolaydır her zaman, her şeyi.- Buones Aires dümdüzdür ama. İyi bir şey en azından yokuş yok.
12 yaşında kağıt toplamaya başlamıştı Natalia. Bütün mahalle gibi neredeyse. Başka iş yoktu. Merkeze iniyorlardı. Kağıtları toplayıp, onları almaya gelen kamyonlara gece 3-4 de dolduruyorlardı. Mahalleye gelip, ayıklıyorlar, ayırıyorlardı. Sonra uyuyup yeniden merkeze çöplerin arasından kağıt toplamaya dönüyorlardı. Kağıtları almaya gelen kamyonlara çok para ödüyorlardı. Kamyonların çoğunun bir sürü eksiği oluyordu tabii ki. Ruhsatı olmuyordu mesela, polis durdurup kağıtları boşalttırıyordu, rüşvetini alamazsa. Mahalleye geri dönmek için kamyonun kasalarında yakalandıklarında yine rüşvet vermek gerekiyordu. Kasalarda dönmezlerse merkezde kalamıyorlardı. Toplu taşımaya binemiyorlardı.
Burası uzun tabii hikayenin ama ben bundan sonrasını anlatmak istiyorum aslında. Natalia bir gün çöp toplarken o sırada, kendi evinin çöpünü dökmek için dışarı çıkan Avukat Senyora Maria Rezibel’e rastlar. Bu küçük kız dikkatini çeker Maria’nın. Zaten kolay alsınlar diye ayrı koyduğu kağıtları ona verir. Sonra aralarında bir dostluk başlar. Senyora Maria ona bir burs ayarlayarak onu okula gönderir. Zaten zeki bir kız olan Natalia, şimdi hukuk fakültesini bitirdi, avukat oldu ve şimdi Arjantin meclisinde milletvekili..
Kesinlikle böyle bir pembe dizi değil, ben uydurdum bursu filan ve iyi ki böyle değil. Natalia kendi gibi arkadaşlarıyla beraber ‘Cartonera’ları örgütledi. Kendi sektörlerini savundular. Kooperatif kurup, mahalleye kağıtların taşınmasını, ayrıştırılmasını ve iyi bir fiyata satılmasını sağladılar. Şu anda 20.000 üyesi olan, Latin Amerika’nın en büyük ‘Cartonieros’ kooperatifi ve bu hareketin milletvekili Natalia.
Milletvekili maaşının üçte ikisi harekete veriliyor, hala aynı mahallede oturuyor ve çocukları o mahalledeki devlet okullarına gidiyor.
‘Kendi çocukları özel okula gidenlerin, devlet okullarındaki eğitim sisteminin nasıl olacağına, asgari ücret almayanların asgari ücretin ne kadar olacağına karar vermesi nasıl mümkün olabilir’ diyordu biz mahallede ‘halk lokantasında’ konuşurken…
Memleketin dört bir yanı aday adaylarıyla kuşatılmışken, yazayım dedim, belki aday seçiciler, diplomalara ve şöhrete değil, yapıimış pratiklere, örgütlenmelere filan bakar…
Ama peynir gemisi lafla yürür benim ülkemde…
Metin Yeğin: Yazar, belgeselci, sinemacı, gazeteci, avukat, seyyah... CNN-Türk, NTV, Kanal Türk, Al Jazeera, Telesur televizyonlarına 200'e yakın belgesel ve kurmaca filmler yaptı. Türkiye'de Cumhuriyet, Radikal, Birgün, Gündem; Gazeteduvar, dünyada, Il manifesto, Rebellion gazetelerine köşe yazıları yazdı. Dünyanın sokaklarını anlattığı 10'dan fazla kitaba sahip. Birçok ülkede kolektif çalışmalara katıldı, kooperatif örgütlenmelerine öncü oldu. Ekolojik direnişlere katıldı, isyanlara tanıklık etti.