Deniz Derinsu
Bir yanda Jorge Jesus... Bir yanda Faroe Adaları...
Türkiye için 'Çelişkiler Ülkesi' çok sık kullanılan bir terimdir...
Futbolda Türkiye bataklığın dibinde çırpınıyor... Her yer karmaşa, her yer soru işareti...
Lig bitti, TFF başkanı istifa edip çoktan gitmiş...
Lig bitti, süreçte MHK başkanı değişti...
Lig bitti, sezon başlayacak... Kulüplerin can damarı naklen yayında hala durum belirsiz, dedikodularla beklentiler sürüyor...
Tüm kulüpler maddi olarak çıkmazın içinde... Herkes hükümetten gelecek bir desteğin peşinde...
Aslında kulüplerin çoğu durumdan fazlasıyla rahatsız ama dile getirebilen sınırlı. Sınırdakilerden en cesuru Fenerbahçe ve başkanı Ali Koç...
Maç günü Fenerbahçe uzun bir mali kongre yaşadı. Ali Koç başkanlığa geldiğinden beri Fenerbahçeliler uzun, neredeyse tüm gün süren kongrelere alıştılar...
Ancak başkan Ali Koç çoğu zaman çok cesur ve keskin saptamalarda bulunuyor...
Mali kongrenin sonunda TFF'nin tek başkan adayı için söyledikleri oldukça düşündürücü!
Kendi ifadesiyle başkan olacak kişinin yumuşak karnı olmaması gerektiğini söyleyerek tehlikeye dikkat çekti.
Bu doğrultuda hem söyledileri hem de gözlemler gösteriyor ki tek aday Mehmet Büyükekşi'nin başkanlığı durumunda ülke futbolu siyasetin içine iyice girmesiyle bataklıkta dibin dibini görecek gibi...
Bu zor tabloda Fenerbahçe ülkeye oldukça iddialı bir teknik direktör getirdi... Jorge Jesus çok büyük ve heyecanlı bir camiaya geldi. Aşı tutarsa Fenerbahçe ciddi bir çıkış yakalar. Aşı tutar da, izin verilir mi, bilinmez!
Futbol seviyesi bu kadar düşük bir ülkede Jorge Jesus gibi bir isme ihtiyaç var mıydı? Belki de çıkacak tüm sıkıntılara karşın tedbiren böyle bir isim düşünüldü...
Akıllardaki tek soru 'Neden 1 yıllık' sözleşme...
Jesus 'Ben prensip olarak gittiğim tüm ülkelerde hep 1 yıllık sözleşme imzaladım' diyerek gerekçesini açıkladı ama benden söylemesi, çok Fenerbahçelinin içine sinmedi!
Fenerbahçe Jesus'la hedef büyütürken Portekizli hoca bu ülkede nelerle mücadele edeceğinin ne kadar farkında, bilinmez...
TFF'si ayrı, MHK'si ayrı, medyası ayrı, sanal ortamı ayrı... Mutlaka hocaya bir şeyler anlatılmıştır ama muhtemelen anlatılandan fazlası karşısına çıkacak...
Jesus gibi bir ismin transfer edildiği ülkenin milli takımı ise dibe düştüğü Avrupa sıralamasında Uluslar Ligi serüvenine 4-0'lık Faroe Adaları galibiyetiyle başladı. Sırada Litvanya ve Lüksemburg var!
Türkiye'nin resmi kanalı TRT gün boyu milli takımın, başta 2008 organizasyonu olmak üzere çeşitli zaferlerini yayınlarken yeni maceraya bu rakiplerle başlamak tek kelimeyle 'acı'...
4 farklı bir galibiyet sonrası bunları söylemek belki yadırganabilir ama gerçeklerden kaçmamak lazım...
Futbolcuların bile başlarda maça motivasyonda zorlanması bunun bir göstergesiydi... Hele atılan goller sonrası Kuntz ve oyuncuların muhteşem (!) sevinçleri oldukça düşündürücü...
Futbolseverlerin 'Nereden nereye' demelerini yadırgamamak lazım...