Ragıp Zarakolu

Ragıp Zarakolu

Bu filmi çok gördük

Körfez Savaşı başlarken, Özal’ın heves koyması gibi, Menderes de Lübnan’a dalmak istedi. Zayıflayan iktidarının dış maceraya ihtiyacı vardı. Şimdi RTE’nin olduğu gibi.

ABD’nin Orta Doğu’ya yönelik hegemonya projesi bir kez daha kesin olarak çöktü, hani şu BOP projesi vardı ya! RTE, eşbaşkan falandı…

Meğer ise Reis’in kafasındaki, aynı demokrasi otobüsü gibi, orta durakta aktarma yapıp BÜP projesine geçmekmiş!

Yani Büyük Ümmet Projesi… İlkin Mısır gitti, arkasından Tunus, derken Suriye dikiş tutmadı, elinde kaldı mı bir Hamas!

Maşallah bir RTE kalmıştı, Filistinliler’den alay oluşturmayan, o da oldu sonunda, Kürt cephesine sürülmek üzere.

Filistinliler tam bir tragedya.  Önce Ürdün’den kovuldular, sonra Lübnan’dan. Suriye BAAS’ı nın Esad’ı kendi Filistin örgütü kurar da, Irak BAAS’ının Saddam’ı kendi Filistin örgütünü kurmaz mı?

Biat etmeyen Filistinlilere az zulmetmediler, balık istifi doldurdular Muhaberat zindanlarına.

İlkin, 1. Dünya Savaşı sonrası Faysal’ın Büyük Suriye projesi vardı, tutmadı; arkasından Nasır’ın Birleşik Arap Birliği projesi geldi.

Suriye ile 1958 yılında kurulan Birleşik Arap Cumhuriyeti, 1961 yılında dikiş tutmadığı için dağıldı. Kuzey Yemen, Nasır’ın Vietnam’ına dönüştü. (Şimdi nasıl S. Arabistan’ın Vietnam’ına dönüştü ise.)

Aslında her şey ne kadar güzel düzenlenmişti ABD tarafından "Sovyet tehditine" karşı. .. NATO’dan sonra, ek zincir olarak CENTO kuruldu. Bir de Uzak Doğu’yu güvence altına alan SEATO vardı 1954 yılında kurulan. Türkiye ile Pakistan, Atlantik’ten Büyük Okyanus’a uzanan zincirin birleştirici halkası rolündeydi.

TC, hem NATO hem CENTO üyesiydi. Pakistan ise hem CENTO, hem SEATO üyesi.

CENTO yani Merkezi Antlaşma Örgütü’ne, METO da deniyordu, yani Orta Doğu Antlaşma Örgütü.

Herhalde METU (ODTÜ) nun kuruluşunun da o tarihlere denk gelmesi bir tesadüf değildi. (Commer’in arabası ile ters tepti ya!)

 Dönemin iktidar yanlısı Türkiye medyasındaki Bağdat Paktı imajı

Aslında CENTO, İran’da Musaddık hareketinin yükselmesinden, Mısır’da da Nasır öncülüğündeki devrimden sonra,  SEATO ise, Fransızların Vietnam kurtuluş hareketi karşısındaki Dien Bien Fu yenilgisinden sonra kuruldu da diyebiliriz.

CENTO’nun üyeleri TC, İran, Irak, Pakistan  ve sıkı durun, İngiltere idi. Ne işi var Orta Doğu’da onların demeyin. Kıbrıs elbette!

SEATO’nun üyeleri ise, Avustralya, Filipinler, Yeni Zelanda, Tayland, yine sıkı durun, BM Güvenlik Konseyinin 3 daimi ülkesi Fransa, İngiltere ve ABD idi.

http://www.howmanyarethere.net/wp-content/uploads/2014/07/menderes-bagdat-pakti.jpg 

Nuri Said Paşa Menderes’in misafiri olarak Ankara’da… Kim bilebilirdi ki birkaç yıl sonra Menderes’in kaderi de onunki gibi olacak, resimdeki subaylardan kimisi 27 Mayıs darbesi içinde yer alacak?

Böylece ABD, Okyanuslar arası zincirin hakimi konumundaydı.

Zincir ilkin Orta Doğu’da kırıldı. İngiltere, Fransa ve İsrail karşısında 1956 Süveyş Savaşı’ndan, başarı ile çıkan Nasırcılık, 1958 yılında Lübnan’da güçlendi. ABD müesses nizamı, ancak Lübnan’a asker çıkararak iktidarı ele almalarını engelleyebildi.

Körfez Savaşı başlarken, Özal’ın heves koyması gibi, Menderes de Lübnan’a dalmak istedi. Zayıflayan iktidarının dış maceraya ihtiyacı vardı. Şimdi RTE’nin olduğu gibi. ABD, oturun oturduğunuz yerde dedi, bir çuval inciri berbat edeceksiniz, Osmanlı travmasını hatırlatacaksınız Araplara demeye getirdi.

CENTO, Nacırcılığın yayılmasına, Sovyetlerle ittifak kurmasına karşı 1955 yılında oluşturuldu. Hem de merkezi Bağdat olarak. Kıbrıs’ta halen var olan İngiliz üssü, aynı zamanda bir CENTO üssü idi.

Gencecik Ürdün kralı Hüseyin ile Irak kralı, İngiltere’de aynı koleje gitmişlerdi, iyi arkadaşlardı. Mısır ile Suriye BAC’ı kurunca, onlar da hemen İngiltere misali Birleşik Krallık kurmazlar mı?

Bir de Ankara, bekar genç kral Hüseyin’e, dünya güzeli bir Osmanlı prensesi ayarlamaz mı? Zaten Başbakan Nuri Said desen Çerkez kökenli bir eski Osmanlı zabiti.

Aman Allahım, Bağdat’taki CENTO merkezinde bir muhabbet, bizim Bayar, Menderes, Nuri Said ve genç kral Faysal arasında. (Yani RTE’ye oranla sözde Yeni Osmanlılık için o zaman daha çok fırsat vardı!)

Nuri Said Paşa, Lübnan’a  Albay Abdülkerim Kasım başkanlığında bir askeri müdahale gücü  yollamaya karar verdi. Ama bu özel birlikler, Lübnan’a gitmek yerine, üstelik tam da Fransız Devrimi’nin yıl dönümü olan 14 Temmuz’da ihtilal/darbe yapmaz mı?

Menderes ve Bayar ikilisi, bu kez Irak’a damat adayını kurtarmak için, askeri müdahalede bulunmaya kalkıp, Amerikalılar tarafından zor durdurulmaz mı?

Bağdat Paktı diye anılan CENTO’nun adında da bir uğursuzluk var herhalde, Irak 1958 yılında çekilince merkez Tahran’a kaydı. 1979 İran Devrimi’nden sonra dağıldı. 1977 yılında Vietnamlıların zaferinden sonra, SEATO’nun dağılması gibi. (*)



(*) Orta Doğu’nu 1945 sonraki siyasal tarihine bugünden derli toplu bir bakış için bk.: Ahmet Akif Mücek, Orta Doğu’nun Globalleşmesi / Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın Küreselleşme Süreci, Belge Yayınları, 2014.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ragıp Zarakolu Arşivi