Büyüklüğümüzün bir parçası

Macron, Nazilere karşı Fransız direnişinin simgesi olan Adıyaman doğumlu Manuşyan'ın naaşının Pantheon'a taşınacağını açıkladı. Umarız ülkemizde de bir gün milletleri için mücadele ederken hayatını kaybeden Ermenilerin mezarsızlıkları son bulur.

Fransa Cumhurbaşkanı Emanuelle Macron bu hafta Nazilere karşı Fransız direnişinin simgesi olan Misak Manuşyan'ın naaşının Pantheon'a taşınacağını açıkladı.

Élysée Sarayı'ndan yaptığı açıklamada Macron, "Manuşyan, büyüklüğümüzün bir parçasını taşıyor" dedi ve Fransız-Ermeni şair, komünist ve direnişçi Manuşyan'ın Fransa'nın "evrensel değerleri" olan özgürlük, eşitlik ve kardeşliği somutlaştırdığını kaydetti.

Manuşyan'ın naaşı 21 Şubat 2024'te diğer sekiz Fransız direnişi kahramanı ile birlikte Panthéon'a taşınacak. Tek başına da olmayacak Manuşyan, eşi Mélinée'nin naaşı da onunla birlikte geliyor.

Her devrimciye nasip olmaz. Çektiği onca acıya ve Fransız halkı için verdiği mücadeleden sonra Manuşyan nihayetinde birçok ülkeye sonradan göç etmiş Ermeni soykırımı mağdurlarının hak ettiği değeri göreceği bir örnek teşkil edecek.

Manuşyan Adıyaman'da doğdu. Ermeni Soykırımı sırasında ağabeyi Garabed'in dışında ailenin diğer fertleri hayatını kaybetti.

Ağabeyi ile bir süre yakını Kürt ailelerin yanında yaşadıktan sonra kardeşiyle birlikte Fransız yönetimindeki Suriye'de bir yetimhaneye gönderildi.

1925'te diasporalı birçok Ermeni gibi vatansız olarak Fransa'ya geldi. 2. Dünya Savaşı sırasında Alman işgaline karşı yürütülen komünist direniş hareketine katıldı. Nazilere karşı savaşçı bir gruba liderlik etti.

1944'te, Manuşyan ve gruptan 23 kişi yakalandı ve Nazi rejimi tarafında idam edildi.

Misak Manuşyan ve 22 dava arkadaşının 21 Şubat 1944’te kurşuna dizilerek sonlanan hayatları, direnişi şiddetten ayıran çizginin özgürlük mücadelesi anlamına geldiğini, özgürlüğün olmadığı yerdeyse ne bir halkın, ne de bir aşkın kendini gerçek anlamda var edebileceğini bir kere daha gösteriyor.

Manouchian, Panthéon'da yer alacak hem ilk yabancı hem de komünist direnişçi olacak.

KARDAŞYAN VE AZİZ SANCAR

Geçen gün sosyal medya kullanıcılarından biri Kim Kardaşyan ve Aziz Sancar'ın fotoğraflarını yan yana koyarak: “ABD'ye giden Ermeniler ve Türkler ne kadar farklı” şeklinde bir yorum yazmıştı. Sosyal medya kullanıcı seviyesi bu olunca, haliyle tartışmak zor oluyor. Şaka bir yana yurt dışına giden ve yaptığı icatlar ile bugün hayatımıza kolaylık katan Ermeni mühendis ve mucitlerin sayısı bir hayli yüksektir.

ATM para çekme makinesinden, saç kurutma makinesine kadar birçok lisans Ermeni mucitlere ait. Bu konuda İngilizce bir kitap bile yayınlandı. İsteyenler Google’dan bakabilir.

Belli ki Türkçe‘ye çevrilmesi şart.

Öte yandan ne oldu da bu insanlar gitti diye düşünmeyenler için Manuşyan'ın mücadelesi bir ders niteliğindedir.

Kendi ülkesinde kazanamasa da ırkçılığın ve faşizmin neler yapabileceğini gören, soykırımın yeniden gelişini sezen bir Ermeni mülteci olarak katıldığı mücadele biz Ermenilerin diaspora olduktan sonra içinde yaşadığı ruh halinin de bir tercümanıdır.

“Kendimizi kurtaramadık bari yanımızdakileri kurtaralım” naifliği ile 1920'lerden sonra yurt dışına çıkan Ermenilerin çevrelerindeki herkese ve her yeni gelen mülteciye yardım ettikleri çok konuşulur. ABD'nin batı yakasında yaşayan Türklere sorabilirsiniz. Her ne kadar siyasi olarak ayrı dünyaların insanları olsalar da nihayetinde günlük hayatta bir arada yaşayan Amerikalılardır onlar.

Mültecilik ve yok olma halini iyi bilen Manuşyan gibileri bugün en azından Avrupa'daki bazı ülkelerde hak ettikleri yeri bulabiliyor. Manuşyan'ın Pantheon'a taşınacak olan naaşı bunun bir göstergesi.

HADİ ONLAR ALMAN YA SİZ?

Öte yandan Manuşyan'ın idamı sırasında sarf ettiği sözleri Sırrı Süreyya Önder'in 2010'da Birgün'de yayınlanan “Adıyamanlı bir yiğit” başlıklı yazısından hatırlatmadan geçmeyelim:

“Uyduruk işgal mahkemesine çıkar.

Önce Almanlara doğru dönerek: “Size söyleyecek hiçbir şeyim yok. Ben size karşı koyup savaşarak görevimi yaptım. Yaptığım hiçbir şeyden pişman değilim. Şimdi, rolünü oynama sırası sizde: Elinizdeyim!”

Sonra, Fransızlara dönerek: “Fakat size gelince, sizler Fransızsınız. Biz Fransa için, bu ülkenin kurtuluşu için savaştık. Sizse vicdanınızı ve ruhunuzu düşmana sattınız.

Siz Fransız uyruğunu miras aldınız, bizse bu uyruğu hak ettik!” diyerek Cezayir ve Londra Radyolarında da yayınlanan o müthiş konuşmasını yapar.”

Bazıları üzerinde yaşayabileceği toprakların özgürleşmesi için çalışırken o toprağın yerlileri bazen karşısında olabiliyor. Ne kadar tanıdık değil mi? Son dönemin muhalefet tartışmalarından.

Misak Manuşyan aynı zamanda bir şair. Rober Koptaş'ın Manuşyan'ın 1935'te yazdığı bir şiir çevirisi ile Adıyamanlı Manuşyan'ı analım. Umarız bizim ülkemizde de bir gün milletleri için mücadele ederken hayatını kaybeden Ermenilerin mezarsızlıkları son bulur.

Kavga

Arzuların uçsuz bucaksız okyanusunda

Ruhum bir kayık gibi kapılmış dalgalara

Amansız rüzgarlar – yoksunluk yok sayılma-

Zamanla el ele vermiş, vuruyorlar bana.

Zifiri bir karanlık sarıyor dört yanı

Kılavuz alıp kendine ay ile yıldızları

Ölümün o tatlı dilli büyücüleri

Birden oluyor bana yol gösterici.

Ama ben eskiden bilirim onları

Kanmam hiçbir sözlerine tatlı

Yakıp inancımın sayısız meşalesini

İnatla umudun çağrısına kırarım dümeni.

Azgın rüzgarlar varsın kırbaçlasın beni

Zincirlere vurulmuş bir kaplanın öfkesini

Doğuracak ruhum gücüyle çılgın

kopacak o muazzam fırtınanın.


Aris Nalcı: 1998'de Agos'ta, Hrant Dink ve arkadaşlarıyla çalışmaya başladı. Haber müdürlüğü, editörlük ve yazı işleri müdürlüğü yaptı. İMC televizyonunda programlar sundu ve bir süre haber müdürlüğü görevini üstlendi. Aynı dönemde Türkiye'de azınlıklarla ilgili ilk program olan Gamurç - Köprü'nün editörlüğünü ve sunuculuğunu yaptı. Programa halen ARTI TV'de devam ediyor. Birçok sivil toplum örgütünde azınlık hakları ile ilgili çalışmalar yaptı, sergi ve raporlar hazırladı. 1965 kitabının editörlerinden biridir, Evrensel ve Kor yayınlarından çıkan Paramazlar adlı kitabın ise çevirmenidir

Önceki ve Sonraki Yazılar
Aris Nalcı Arşivi