Aris Nalcı
AKP'den önce Süryani yoktu!
AKP ve kendine 'Türk' diyen hareketin geleneğidir, kendilerinden önce olanları yok sayarlar.
Türkiye'deki ilk Ermeni opara sanatçısı veya ilk Rum meyhanesi, ilk Ermeni veya Rum pilot, ilk olimpiyat şampiyonu, hatta ilk sosyalist yoktur...
Onların tarih bilgisinde hep 'ilk Türk' vardır.
O yüzden, tarih onlarla başlar ve onlarla bitecektir. Onlar anlatmayı bitirdiğinde bitecektir.
O süre zarfında atıp tutmaya ve anlatmaya devam ederler. Ve kendi birkaç on yıllık kariyerlerinde, bu akımlar ve siyasetçiler, kendi toplumlarını yaratırlar. Bencil, cahil ve liderinin dediğine körü körüne inanan.
Bu siyasi akımların destekçileri tembeldir.
Düşünüp üretmek yerine, eline hazır gelen bilgiyi kullanır. Yani, oy verdiği siyasetçi ne diyorsa inanır.
Siyasetçi inanılırlığını yitirirse mühür vurulan parti de değişir.
Son dönemde sıkça duyduğumuz
'AKP'den önce üniversite yoktu' , 'AKP'den önce çamaşır makinesi yoktu', hatta 'AKP'den önce traktör yoktu' şakalarına inanarak yerel seçimlerde hala bu partiye oy verecekler, tabii ki 'AKP'den önce Ermeni yoktu' sözüne de inanır...
AKP'DEN ÖNCE SÜRYANİ YOKTU
Geçtiğimiz günlerde, DEM Parti Mardin Vekili George Aslan'ın kürsüden Süryanice Noel kutlamasına, İYİ Parti’den tepkiler geldi Meclis'teki tek Süryani milletvekilinin ana dilinde konuşmasına tahammülsüzlük, her şeyin kendileriyle başladığını sananlar tarafından seçilmiş bir milletvekilinden geldi.
Aslan'ın cevabı iyiydi : "Başka bir gezegenden gelmedik, biz buranın yerleşik halklarıyız".
Aslan, "Evine git" diyen İYİ Partili Türkkan'a, "Sen yokken benim atalarım burada imparatorluk kurdu" diye yanıt verdi.
İyi de yaptı.
Çünkü belli ki İYİ partililer, AKP'den önce bu ülkede Süryani olmadığını sanıyor.
Gelin, gerçeği korkutmadan söyleyelim mi kendilerine.
Bu memlekette kendilerinden önce Ermeniler, Süryaniler, Rumlar ve Kürtler vardı. Kendilerinden önce Lazlar, Çerkesler ve daha niceleri vardı.
Korkmayın sayın vekiller, her şey sizinle başlamadı.
Hatta Süryani, Ermeni, Rum ve Yahudi vekiller sadece AKP döneminde olmadı. Türkiye'nin kurucu meclisinden itibaren vardılar. Olacaklar.
Ama AKP döneminde görünürlüklerinin arttığı kesin.
Onu da AKP'nin bu durumu, kendi lehine kullanma isteği ve propagandasına bağlamak gerekiyor.
Çünkü bu döneme kadar hiç göze sokulmamıştı hem azınlık hem de siyasetçi olma hali.
Ama olsun, bu da bir ilerlemedir diye bakabilirsiniz.
Hatırlatmak gerek ki bu alanda da liderliği HDP yaptı.
İlk Ermeni milletvekili HDP'den seçildikten sonra diğer partiler de Ermeni vekillere listelerinde göstermelik yer vermeye başladılar.
CHP'de Selina Doğan, AKP'de Markar Esayan bu dönemde seçildi.
Süryani toplumundan Erol Dora, Tuma Çelik ve George Aslan ise bir tek HDP'de (Yeşil Sol veya DEM)' kendine yer bulabildi.
Bu yolu açan HDP'ye, BDP'ye, Yeşil Sol'a ve DEM partiye çok şey borçludur azınlıklar.
HAYDİ GEL, KÖYÜMÜZE GERİ DÖNELİM!
Bir başka eleştirimiz de şu olabilir: İYİ partili vekillerin George Aslan'a söyledikleri ‘evine git’ cümlesi, mecliste sıkça tekrarlanan bir saldırıdır.
Daha önce Garo Paylan'a yüzlerce kez 'Ermenistan'a git' demişlerdir.
Belli ki George Aslan için bir ülke bulamadılar, zira Süryanilerin bir devleti yok. O yüzden de 'evine git' demişler. Evi Mardin olan bir insanı, 'evine git' diye tehdit etmek, onun bu ülkede varlığından bihaber olmak kadar ayıp aslında. Bir başka ayıp da, Mardin ve çevresinde Süryanilere yönelik saldırılara meclisin ilgisiz olması. Halbuki George Aslan, bu konuyu meclis gündemine taşımıştı.
Yani Meclis, Süryani vekile 'evine git' diyor ama evine gittiğinde öldürülmesini engelleyemiyor. Aynı şekilde azınlık katillerini serbest bırakan, şartlı salan bir ülke burası. Dolayısı ile bir azınlık milletvekiline 'evine git' derken onun güvenliğini sağlayabiliyor musunuz, bunu da sormanız gerekiyor kendinize...
Ama sorun yok.
Bu siyasi akımlar, bu hükümetler gidecek; yüzyıllar geçecek belki de ama bu topraklarda kurulan ülkede hep Süryani vekiller olacak.
Eğer binlerce yıldır yüzlerce badireye ve savaşa rağmen hala bu topraklarda bir avuç da olsa Süryani kalabilmiş ise, bu halkın insanlık tarihine diyecek bir şeyleri var demektir.
İşte o diyeceklerini bugün George Aslan'ın ağzından duyuyoruz.
Duysanız da duymasanız da.
Dinleseniz de dinlemeseniz de...
Aris Nalcı: 1998'de Agos'ta, Hrant Dink ve arkadaşlarıyla çalışmaya başladı. Haber müdürlüğü, editörlük ve yazı işleri müdürlüğü yaptı. İMC televizyonunda programlar sundu ve bir süre haber müdürlüğü görevini üstlendi. Aynı dönemde Türkiye'de azınlıklarla ilgili ilk program olan Gamurç - Köprü'nün editörlüğünü ve sunuculuğunu yaptı. Programa halen ARTI TV'de devam ediyor. Birçok sivil toplum örgütünde azınlık hakları ile ilgili çalışmalar yaptı, sergi ve raporlar hazırladı. 1965 kitabının editörlerinden biridir, Evrensel ve Kor yayınlarından çıkan Paramazlar adlı kitabın ise çevirmenidir.