Kudüs'te Ermeni mahallesi istenmiyor

En eski Ermeni diasporası diyebileceğimiz Kudüs Ermeni Mahallesi, aralıksız olarak milliyetçi ve ırkçı saldırılara uğruyor. Karabağ savaşında açıktan Azerbaycan’ı destekleyen İsrail, Kudüs’te Ermenileri istemiyor.

En eski Ermeni diasporası diyebileceğimiz Kudüs'teki Ermeni toplumu, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Geçtiğimiz yıldan bu yana Kudüs'teki Ermeni mahallesi aralıksız olarak milliyetçi ve ırkçı saldırılara uğruyor.

'Ermeni bahçeleri' olarak bilinen arazinin usulsüz bir şekilde Kudüs Ermeni Patrikhanesi'nin elinden alınma girişiminin ardından son olarak patrikhanenin içinde bulunduğu alana maskeli kişiler gaz bombalarıyla saldırdı, dina damlarını tartakladı.

29 Aralık'ta siyah kıyafetli, maskeli, sopalar ve göz yaşartıcı gaz bombaları taşıyan yaklaşık 30 kişilik bir grup, Kudüs Ermeni Mahallesi'ne saldırdı. Olay, saat 12.40'ta gerçekleşti. Ermeni gençleri ve din adamları saldırıya direnirken, 200 metre uzaklıktaki polis memurları olay yerine gelmemek için her şeyi yaptı.

Saldırı sonucunda birçok Ermeni yaralandı, Kudüs Ermeni Patrikhanesi'nde rahip, papaz ve Ermeni İlahiyat Akademisi öğrencileri de etkilendi.

USULSÜZLÜK SON ANDA FARK EDİLMİŞTİ

Kudüs Ermeni Patrikhanesi, olayın, Patrikhanenin Kudüs Bölge Mahkemesi'ne açtığı arazi davasına bir tepki olduğunu belirtti. Daha önce İsrail hükümetine yakın iki işadamına kiralanan 'Ermeni bahçeleri' olarak bilinen arazinin sözleşmesi, bölgedeki tepkiler üzerine feshedilmişti. Ancak bu olaydan bu yana, bazı fanatik Yahudilerin, Ermenilere yönelik saldırıları devam ediyor.

Patrikhane, söz konusu iş adamları Danny Rothman (Rubenstein) ve George Warwar (Hadad) hakkında İsrail Hükümeti ve polisine soruşturma başlatılması çağrısında bulundu. "İsrail bir hukuk ve düzen devletidir ve bu tür suçları hoşgörüyle karşılamak ve cezasız bırakmak kabul edilemez" açıklamasında bulundu.

KARABAĞ’I ALAN KUDÜS’Ü DE ALIR MI?

İsrail, Karabağ savaşında Azerbaycan'ın Türkiye'den sonra en büyük destekçilerinden. Azerbaycan’ı hem siyasi hem de askeri olarak uluslararası kamuoyunda en çok destekleyen hükümetlerden biri Netanyahu hükümeti.

Savaş sırasında aşırı milliyetçi kesimlerin açık desteği oldu. Birkaç örnek verelim:

2024 uluslararası hahamlar toplantısının Bakü'de yapılacağı açıklandı. Avrupa Yahudi Dinadamları Federasyonu, Ermenileri, Karabağ ile ilgili açıklamalar yaparken soykırım ve etnik temizlik gibi kelimeler kullanmamaları konusunda uyardı.

Öte yandan İsrail halihazırda sık aralıklarla Azerbaycan'a silah satışına devam ediyor. Özellikle Ermenistan sınırındaki Gence Havalimanı'na inen askeri mühimmat taşıyan uçaklar her hafta Ermenistan basınında gündem.

Bunlar tabi ki tüm Yahudi dünyasına mal edilebilecek olaylar değil. Belli ki Netanyahu iktidarı tutabilmek için bölgede bilinen bir taktiği kendisi de kullanıyor. Bir yandan Erdoğan ile karşılıklı atışarak dış dünyaya mesaj veriyor. Öte yandan Türkiye'den Azerbaycan petrolü almaya devam ediyor.

Erdoğan ve Aliyev nasıl konjonktürden yararlanıp Suriye'ye ve Karabağ'a saldırıyorsa, kendisi de Gazze'de aynısını yaptı ve yapıyor.

İşte tüm bunlar bir yandan da bu ülkelerdeki milliyetçi toplumu konsolide ediyor, birbirine yaklaştırıyor ve onlara ortak bir düşman sunuyor.

Nasıl Türkiye'de Kürtlere, Azerbaycan'da Ermenilere karşı yalan yanlış da olsa topluma sunulabilecek propagandalar yapılıyor ise, belli ki İsrail'de de gerekli kesimlere mesajlar verilmiş.

Filistin'e karşı öfke aslında ülkedeki tüm azınlıklara karşı pompalanıyor.

Dördüncü yüzyıldan bu yana varlığını koruyan Kudüs Ermeni mahallesi %25'ini kaybetmek üzereyken, zaten ülkede toplam birkaç bin insan, mahallede birkaç yüz kişi kalmışken, bu saldırıların ardı arkasının kesilmemesi ve polisin bile araya girmiyor olması hükümetin bu konuya bakışını açıkça gösteriyor.

İSRAİL, ERMENİLERİ KUDÜS’TE İSTEMİYOR

Peki ama Ermeniler Kudüs'te ne zamandan beri varlar.

Kudüs'ün duvarlarla çevrili Eski Şehir'in dört mahallesinden biri olan Ermeni Mahallesi, Eski Şehir'in güneybatı kısmında yer alır. Sion Kapısı ile Yafa Kapısı arasında bulunan bu mahalle, toplamda %14'lük yani 0.126 km²'lik bir alana sahip. 2007'de 2,424 kişilik bir nüfusa ev sahipliği yapmaktadır. Ermeni Mahallesi, Hristiyan Mahallesi ve Yahudi Mahallesi'nden fiziksel olarak ayrılmıştır.

Kudüs'teki Ermeni varlığı, MS 4. yüzyıla kadar uzanıyor. Kudüs, Ermeni rahiplerin yer aldığı en eski yaşayan diaspora topluluğu olarak kabul edilir. Mahalle, Surp Hagopyants Manastırı etrafında gelişmiş ve 19. yüzyılda modern bir yapıya kavuşmuştur. Manastır, Ermeni Apostolik Kilisesi'nin Kudüs Patrikhanesi'ne ev sahipliği yapmaktadır, bu da Patrikhanesini mahallenin fiili yöneticisi yapıyor. Ancak, Ermeni cemaati 20. yüzyılın ortalarından bu yana düşüş yaşamakta ve kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya.

Ermeni Mahallesi, Rum Ortodoks ve Latin Hristiyanlardan resmen ayrı olmasına rağmen, kendini Hristiyan Mahallesinin bir parçası olarak görmektedir. Kudüs'ün üç Hristiyan Patrikhanesi ve Ermenistan hükümeti, siyasi bölünmeye karşı olduklarını açıkça dile getirmişlerdir. Ermeni Mahallesi'nin varlığı, Ermenilerin farklı dilleri, kültürleri ve miafizmi nedeniyle diğer Hristiyan topluluklarından ayrı bir mahalle istemesinden kaynaklanmaktadır. Ancak, Ermeni Mahallesi'nde yaşayanlar, İsrail ve BM tarafından Filistinli olarak kabul edilmektedir, bu da onları Filistinliler gibi kısıtlamalara tabi tutmaktadır.

SOYKIRIMDAN KAÇANLARIN SIĞINMA YERİ KUDÜS

Birinci Dünya Savaşı öncesinde, 1917'de İngilizler tarafından ele geçirilen Kudüs'te, Filistin'de 2 bin ila 3 bin arasında Ermeni yaşamaktaydı. 1915'ten sonra Ermeni Kırımı'ndan kurtulan binlerce sığınmacı, Kilikya'dan gelerek mahallenin nüfusunu artırdı. 1925'te Filistin genelinde yaklaşık 15 bin Ermeni’nin çoğunluğunun Kudüs'te yaşadığı düşünülmektedir. Ancak, 1931'deki İngiliz nüfus sayımında tüm Filistin'de sadece 3 bin 524 Ermeni tespit edildi.

1947'de, Filistin'den yaklaşık 1.500 Ermeni, Sovyet Ermenistan’ına gitti. Bu süreç, Kudüs'teki Ermeni nüfusunda uzun vadeli bir azalmaya işaret etti. 1948 Arap-İsrail Savaşı sırasında, Ermeni Mahallesi bombalandı ve savaşta mahallede bulunan Ermeniler savunma amaçlı bir silahlı sivil savunma grubu oluşturarak mahalleyi korumaya çalıştı. Savaş sırasında 40'tan fazla Ermeni hayatını kaybetti.

'DAİMİ SAKİNLER

Ermeni Mahallesi'nde yaşayan Ermeniler için önemli bir engel, İsrail hükûmetinin onları "daimi sakinleri" olarak görmesi. Bu durum, seyahat ve evlilik belgeleri almak gibi hukuki amaçlarda zorluk yaşanmasına neden oluyor. İsrail bürokrasisi, Kudüs Ermenilerini Filistinli olarak kabul ediyor, bu da belgelerde ve havaalanında sorunlara yol açabiliyor. Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) tarafından 2015'te yayınlanan bir haritada, Ermeni Mahallesi'nin Filistinli topluluklara ayrıldığı belirtiliyor. Ermeniler, Filistinlilerle aynı hukuki statüye tabi tutuldukları için yaşamlarında İsrail'in koyduğu kısıtlamalarla karşı karşıya kalıyor. Ermeni Mahallesi'nde sınırlı alan ve aşırı nüfus, konutları pahalı hale getiriyor, bu da çoğu Ermeni için birincil ikametgahlarını sürdürmeyi zorlaştırıyor. 2000 yılında The Economist, Ermenilerin hayatlarında Filistinlilere benzer şekilde kısıtlamalarla karşılaştığını öne sürdü, örneğin yeni binaların inşasının önlenmesi gibi.


Aris Nalcı: 1998'de Agos'ta, Hrant Dink ve arkadaşlarıyla çalışmaya başladı. Haber müdürlüğü, editörlük ve yazı işleri müdürlüğü yaptı. İMC televizyonunda programlar sundu ve bir süre haber müdürlüğü görevini üstlendi. Aynı dönemde Türkiye'de azınlıklarla ilgili ilk program olan Gamurç - Köprü'nün editörlüğünü ve sunuculuğunu yaptı. Programa halen ARTI TV'de devam ediyor. Birçok sivil toplum örgütünde azınlık hakları ile ilgili çalışmalar yaptı, sergi ve raporlar hazırladı. 1965 kitabının editörlerinden biridir, Evrensel ve Kor yayınlarından çıkan Paramazlar adlı kitabın ise çevirmenidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Aris Nalcı Arşivi