Mühdan Sağlam

Mühdan Sağlam

Cape Town’da sıcak gelişme: Suudi Arabistan BRICS’e mi katılıyor?

BRICS ülkelerinin dışişleri bakanları 2-3 Haziran’da Güney Afrika’nın başkenti Cape Town’da bir araya geldi. Görüşmelerde en önemli nokta, Suudi Arabistan’ın Yeni Katılım Bankası’na katılma ihtimali oldu.

“Ortadoğu’da Suudi Arabistan’a büyük bir önem veriyoruz ve kendileriyle nitelikli bir diyalog kurduk”. Bu sözler 2014’te BRICS ülkelerince (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) kurulan Yeni Kalınma Bankası’nın Financial Times’a verdiği görüşten. Görüş alınmasının nedeniyse Suudi Arabistan’ın henüz BRICS değilse de Yeni Kalkınma Bankası’na katılma ihtimaliyle ilgili.

BRICS ülkelerinin dışişleri bakanları 2-3 Haziran’da Güney Afrika’nın başkenti Cape Town’da bir araya geldi. Beş ülkenin yanı sıra, BRICS dostları olarak anılan Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bangladeş ve Suudi Arabistan’ın ilgili bakanları da zirvede boy gösterdi. Görüşmelerde ana gündeme odaklanılsa da en önemli gelişmenin Suudi Arabistan'ın Yeni Katalım Bankası'na (New Development Bank-NDB) katılma ihtimali olduğu biliniyordu.

BRICS bu bankayı ne için kurdu? Krediler neden yerel para birimleriyle veriliyor? Suudi Arabistan bu alternatif finansal kuruluşta neden olmak istiyor? Bu hafta Suudi Arabistan’ın BRICS mesaisi uyarınca bu sorulara yanıt arayacağız.

BRETTON WOODS HEGEMONYASINA KARŞI YENİ KALKINMA BANKASI

BRICS, temelde yükselen ekonomiler olarak işaretlenen beş ülkenin bir araya gelmesinden oluşuyor. Üye sayısı az, ancak sembol ettikleri kapsamlı. BRICS’te küresel soldan iki ülke, Brezilya ve Güney Afrika, var. Benzer biçimde Rusya ve Çin gibi çok kutupluluktan yana tavır alan ve Batı hegemonyasına bayrak açan iki ekonomi bu çatı altında. Bu iki faktör BRICS’i Batı hegemonyasına karşı konumlanan bir alternatif haline getirdi. 2009’da başlayan bu meydan okuma yolculuğu 2014’te kalkınma bankasının kurulmasıyla somutlaştı. NDB, 100 milyar dolar sermaye beş ülkenin kurucu üyeliğiyle kuruldu. NDB’nin mottosu, Bretton Woods’a karşı alternatif geliştirme. Burada atıf yaptıkları kısa süreli krediler veren IMF ile kalkınma açısından uzun vadeli borçlar sağlayan Dünya Bankası, yani NDB bu iki kuruluşa alternatif olma iddiasıyla ortaya çıktı.

NDP’deyi, IMF ve DB’den ayrın ilk fark, bu kurumların aksine NDP, sadece dolarla değil, yerel para birimleriyle kredi vermeyi teşvik ediyor. Banka halihazırda 5 ülkede 96’dan fazla 30 milyar doları bulan proje için kredi sağlıyor. Banka Başkanı Dilma Roussef, aynı zamanda Eski Brezilya Devlet Başkanı, NDP’nin 2023’te verdiği borcun yüzde 22’sinin yerel para birimleriyle olduğunu, 2026’da bu oranın yüzde 30’a çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Peki neden yerel para birimleri?

Roussef’in yanıtı bu konuda fikir sağlıyor: “Bir para birimine karşı diğer tüm ekonomiler kırılgan, bu borç ödemeyi de almayı da zorlaştırıyor. Biz yerel para birimleriyle de kredi veriyoruz dolarla da ancak, dolar artık tek finansman birimi değil”.

Öte yandan banka özellikle büyük projelerin finanse edilmesi, düşük faizle kredi konusunda aslında IMF ve Dünya Bankasıyla aynı amacı paylaşıyor. Ancak ikinci farklılık da burada devreye giriyor, yönetim modeli. Yönetim açısından NDB’de kurucu üyeler, eşit miktarda para koydukları için bankada sahip oldukları hisse oranı eşit, oy hakları da. Buna karşın IMF’de ülkelerin oy hakkı kotalara göre, kotalarda verilen katkıya göre şekilleniyor. Özellikle IMF ve DB’nin kredileri dolarla vermesi, 1971’de altın-dolar standardının terk edilmesiyle kurumlar içindeki dengeyi bozdu, çünkü dolar basma ayrıcalığına sadece ABD sahip. Washington, gerektiğinde bu kuruluşlara sermaye olması için kolaylıkla dolar basabiliyor. Buysa kotasını, oy gücünü korumasını garantiye alıyor, ancak borç alan ya da diğer üyelerin böyle bir imkanı mevcut değil.

İşte NDB’de bu yerleşik işleyişe meydan okumaya çalışıyor, sermayesi ve kapsamı artıkça da etkinlik gücü artacak. Bu çerçevede BAE ve Bangladeş 2021’de, Mısır Şubat 2023’te NDB’ye üye olarak kabul edildi. Yakın zamanda Uruguay’ın resmi üyeliği başlayacak. İşte buraya Suudi Arabistan’ın eklenmesi NDB açısından ciddi bir güçlenme olacak, peki Suudi Arabistan neden burada olmak istiyor?

SUUDİ ARABİSTAN’IN DOĞUYLA YAKINLAŞMASI

Ortadoğu’daki güçlü ABD müttefiklerinden biri olan Suudi Arabistan, özellikle Muhammed bin Salman’ın veliaht koltuğuna oturmasıyla beraber, ekonomiyi petrol bağımlılığından kurtarma, Batı dışında özellikle Rusya ve Çin ile yakın ilişkiler kurmaya yöneldi. Rusya ile petrol fiyatlarının dibe vurduğu 2016’da OPEC+ oluşumuna gitti. Böylece iki ülke arasında sınırlı olan ilişkiler gelişmeye başladı ki Kral Salman 2017’de 50 uçakla Moskova’ya gitti. Bu işbirliğinde memnun olan Riyad, 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında ABD’nin “Rusya’yı OPEC+’tan çıkarın” talebine ‘hayır’ dedi.

Benzer biçimde yine 2022’de Çin ile dolar dışında yen ile petrol satışı konusunda uzlaştı. Pekin ile Riyad arasında sık sık yatırım odaklı görüşmeler yapılıyor. Çin lideri Xi Jinping geçtiğimiz yıl Riyad’ı ziyaret etti. Yatırım anlaşmalarının yanında Çin ile kurulan pragmatik ilişki, diplomasi alanında karşılık buldu. İran ve Suudi Arabistan Dışişleri Bakanları Pekin’de Çin’in kolaylaştırıcılığında bir araya geldi, taraflar yeniden karşılıklı olarak elçiliklerin açılmasına karar verdi.

Bu gelişmeler dikkate alındığında Krallığın şu mesajı verdiği söylenebilir: Dünya değişiyor, ABD hegemonyasında aşınma var ve Suudi Arabistan tüm yumurtalarını aynı sepete koymak istemiyor. Çıkarı uyarınca yeni düzene göre konumlanıyor. Yani bildik ezberlerin artık gündem dışı kaldığını söylüyor. BRICS ile yakınlaşma bu çerçevede bir ileri adım. Nedenine bakalım.

SUUDİ ARABİSTAN BRICS’İN BANKASINA NEDEN KATILABİLİR?

Suudi Arabistan, dolarla sattığı petrolün gelirlerini 1980’ler boyunca ABD ve Batı finans kuruluşlarında değerlendirdi, adeta petro-dolar sisteminin gizli öznesi oldu. Ancak bugün Suudi Arabistan’ın değeri 620 milyar dolardan fazla olan bir varlık fonu var ve burada batıdan doğuya kuzeyden güneye uzanan yatırımlara sahip. Yani petrol üreticisi olarak Suudi Arabistan’ın yatırım çizgisi çeşitlendi. Benzer biçimde dış politikası, bir geçiş döneminde olunduğu tespitiyle güncellendi. Bu güncelleme hem Suudi Arabistan’ın ABD’ye bağımlılığını azaltmayı hem de yeni düzende daha kazançlı çıkmasını hedefliyor. Peki BRICS Riyad’ın iştahını kabartıyor?

BRICS, tek başına dünya nüfusunun yüzde 40’ına küresel milli hasılanın yüzde 25’ine ev sahipliği yapıyor. Dünyanın en büyük ekonomilerinden ikisi burada bulunuyor. Bu Suudi Arabistan için yeni işbirlikleri, yatırım ortaklıkları demek. Bir enerji devi olan Krallık Çin ve Hindistan pazarındaki payını artırma, Rusya ile yakınlaşmasını sürdürerek enerji alanında BRICS’ten kazançlı çıkmak istiyor. Üstelik dolara olan güvenin sarsıldığı bir dönemde yerel para birimiyle kalkınma projelerini yürütmek, petrolden gelen dolarları daha cazip yatırımlarda kullanmak Suudi ekonomistlerin, Muhammed Bin Salman’ın kulağına fısıldadığı nedenler arasında.

Bununla beraber Suudi Arabistan henüz BRICS’e katılmayı düşünmüyor, ilk adım olarak NDB’ye üye olması gündemde. BRICS üyeliği, Krallık için ABD ve Batı’yla kurduğu dengeyi zora sokabilir. Buna karşın NDB’de yer almak belki başlangıçta düşük bir hisse oranıyla, dolara meydan okuyan bu meclisin dışında kalmamasını sağlayacak. Üstelik Batı’dan gelecek tepkiyi hafifletecek. Suudi Arabistan bu nedenle Cape Town’a gitti ve görüşmelerde bulundu.


Mühdan Sağlam: Doktorasını Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda “Rusya Federasyonu’nun ve Rus Dış Politikasının Dönüşümünde Enerjinin Rolü” başlıklı teziyle 2021’de tamamladı. 2014-2017 arasında AA Energy Terminal’de enerji analistliği yaptı. 2018-2021 arasında Gazete Duvar’da dış politika/ekonomi, enerji analisti ve köşe yazarı olarak çalıştı. Enerji şirketleri devlet ilişkisi, Rusya enerji politikası, enerji ekonomi politiği, ekonomi politik temel ilgi alanıdır. Bu alanda pek çok makalesi, uluslararası yayını vardır. 7 Şubat 2017’de çıkan 286 KHK ile Barış için Akademisyenler: Bu Suça Ortak Olmayacağız isimli bildiriyi imzaladığı için üniversitedeki görevinden ihraç edilmiştir. Gazprom Rusya’sı: Rusya’da Devletin Dönüşümü isimli kitabın yazarıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mühdan Sağlam Arşivi